emre-okan-suat üçlüsünden biri değildi. takımın direkt elemanı da değildi. ama o kupanın alınması hasan şaş ı, hasan şaş yaptı. ertesi yıl hakan şükür ve arif erdem in takımdan ayrılması ile beraber ve birazda lucescu sayesinde direkt oynamaya başladı. kafasındaki saçları kazıttı. ve cl 2. tur gruplarında ac milan deplasmanında hagi nin orta sahadan kullandığı serbest vuruşa ceza sahası yayından yaptığı koşu ile penaltı noktasında vurduğu kafayla golü atması, gözlerimin açılmasını sağladı. bu adam harbiden hırslıydı. birde meşhur 1-2 kaybedilen ankaragücü maçından sonra dediği "şampiyonluğu takım olarak pek istemedik. bazı arkadaşlarımızın vurdumduymazlığı şampiyonluğa maloldu" lafı ile iyice gönlümde yeretti. ama, ama kadıköyde 4-4 biten bir kupa maçında, skor 3-1 iken orta sahanın solundan aldığı topla tüm feneri çalıma dizip attığı gol, artık hasan a çalım attığı için de kızamamama neden olmuştu. hasan dı o ya, daha ne. ama, ama bir real madrid maçı vardırki dillere destan. ilk yarı 0-2. helguera ve biri daha atmış golleri. ikinci yarı başladı. fakyel sağdan topu bir kesti, hasan gelişine bir vurdu ve gol. harbiden gol. hasan sonra gitti reklam panolarını tekmeledi. yüzündeki hırs inanılmazdı. ve o hırs sayesinde maçı 3-2 aldık. hala inanılmaz gelir o maç bana. gerçekten inanılmazdı.
ertesi dahaki sene takımda artık hiç kimse yoktu. tek yıldız oyuncu, aslında henüz yıldız bile olmayan hasan şaş tı. belki o da kendini gösterebilse avrupa ya giderdi. çünkü o takımdan avrupa ya gitmeyen oyuncu kalmamıştı. ve o sene, 2001-2002 sezonu fenerbahçe ye 7 kişi ile 1-0 yenildiğimiz maçta, tuncay ın saçlarından tutup onu yere indirerek kırmızı kart gören oyunculardan biriydi. kızamıyorsun yine ya. "şaş tır, yapar, helal olsun" diyorsun. o sene takım cl de 2.tur gruplarına kaldı. ilk 5 maç berabere bitti. son maçta barça yı yensek bir çeyrek final daha yapardık. ama elindeki en iyi 2 oyuncudan biri olan sergen in sakatlanması takımı çeyrek finalden etti. roma da dayak yediğimiz maçta sinirlerine nasıl hakim olduğunu hala düşünürüm. berkant, ayhan ve emre aşık ın feci tartaklandığı o maçta sakin sakin durmuş işte. maçtan sonra roma teknik direktörü capello "hasan gibi bir oyuncu nasıl bu takımda oynuyor, şaşırdım" demişti. hey gidi günler hey. takımdık o sene. kiralık oyunculardan kurulu bir takım.
neyse, hasan bir evvelki sene reklam panolarını tekmelemişti, o senede cam çerçeve indirdi. bileği kesildi. bi süre bu yüzden oynamadı. ama o takım, o sene şampiyon oldu. şampiyonluk hasan sayesindeydi. bir evvelki senenin üzüntüsü takımı şampiyon yaptı. ve dünya kupası geldi. brezilya ya gol attı. sevinmedi bile. kupanın yıldızlarından birisi oldu. türk futbolu denilince adı hakan şükür den bile önce anılmaya başladı. hatta afrika da adına deyim bile çıktı (yavaş yavaş hasan şaş).
ertesi sene avrupa ya gidemedi veya gitmedi. beşiktaş ın 100. yılıydı. ali sami yen de oynanan ve üzülmez in garip golüyle kaybettiğimiz maçta kendisine yapılan faule itirazı aynen ibb maçındaki gibiydi. yine çıldırmıştı. gerçi ali sami yen e giderseniz en basit maçta bile hafiften onun deliliğini görebilirsiniz. adam böyle ya. kabul etmek lazım. yüzündeki hırs onu çirkin göstermiyor.
neyse, o sene fener taraftarları ona olan düşmanlıklarını gösterdi ve 6-0 lık maçta kafasına yumurta attı. maç 6-0 bitti. o maçla ilgili aklımda kalan skordan ve olaydan başka bir şey yoktur. galatasaray için kayıp geçen 3 yılın ardından son hafta kazanılan şampiyonlukta ise hakan şükür hikayedir. romanın baş kahramanı hasan şaş tır. o son 15 dakikada bu taraftar onun yüzü suyu hürmetine şampiyonluğu kutladı. adam istediği zaman bu takımı çatır çatır şampiyon yapıyor arkadaş, gerisi boş. hasan şaş gibi topçun varsa, düşünmeyeceksin. isterse 5 maç oynamasın, ceza alsın, umursamayacaksın. yüzündeki hırsı takıma yansıtsın yeter. bu takım havada karada şampiyon olur. hakan şükür ün artık futbolu bırakması gerektiğine inanan ben, hasanım göktanım şaşımın 45 yaşına kadar top oynamasını istiyorum ya. galatasaraydan ayrılmasını hiç istemiyorum. onsuz sami yen in tadı olmaz. "ulan şimdi napacak acaba, dur hasan a dikkat edeyim", "a siktir, hasan çok sakin", "lan lan lan, çalım atmadı, pas verdi", "yuh be hasan, orada da çalım atılır mı? öküzsün olm sen öküz" demek istiyorum. bırakmasın hasan bizi. bir daha ona "fellah" da demeyiz. harbi bak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder