heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

29 Nisan 2013 Pazartesi

kilim

geçenlerde trt belgesel'de 1989'a ait bir programa rastladım. anadolu kilim motifleri ve anlamlarından bahsediyordu. belgeselin ilk bölümünde eli belinde motifi inceleniyor ve biz türklerin ana tanrıçası olan umay ana'ya kadar gidiyor. belgeselleri izlerseniz eğer şimdi doğuda nevruz, batıda paskalya olarak kutlanan inanna-dumuzi birleşmesinin bütün bir eski dünyayı nasıl etkilediğini görebilirsiniz.

(eli belinde motifleri)

bu eli belinde hadisesi bereket ile alakalı bir durummuş. doğurganlığı temsil edermiş. kadın bu motif sayesinde kendisini, hayvanlarını ve bitkilerini doğurgan ve bereketli kılmak istermiş. yani eli belinde sembolü yer ile göğün, kadın ile erkeğin bereketinin sembolü olmuş. hakkari'den antalya'ya kadar geniş bir sahada halen kullanılıyormuş. esasında kilimler bir nevi kitap gibiymiş. harfler yok ama semboller var ve genç kızlar kilim dokuyarak isteklerini belli ederlermiş.





(koç boynuzu)

ikinci motifimiz koç boynuzu. ana erkil toplumdan ata erkilliğe geçiş sürecinde ortaya çıkmış. çünkü erkeğin doğumdaki rolü anlaşılmış. bu iş salt kadın mucizesi olarak görülmüyor artık. tarım toplumuna geçilmiş. toprağın bereketi için kan önem kazanmış ve koç-boğa kurban ederek toprağın da döllenmesi istenmiş.türk kadınları da erkeğin bereketinin sembolü olarak koç boynuzunu kilimlerine işlemiş.






kilimlerdeki el motifleri ise insanı bilinmeyen kötülüklere karşı koruyan bir güçmüş. çünkü sabanı, baltayı tutan, hayvanları avlayan hep eldir. büyüye, nazara karşı iyi gelir. öyle ki o el ali'nin ve oğullarının eli olduğu gibi islamın beş şartını da temsil edebilirmiş.


zümrüdü anka, tarak, yıldız, gamalı haç(svastika), kem gözden korunmalar hep kilim motiflerinde yer alırmış. neyse lafı daha fazla uzatmanın anlamı yok. her bir video 28 dakika civarı. merak eden izleyebilir. güzel belgesel.



26 Nisan 2013 Cuma

elvan dalton


barış manço - bal böceği'nden arak olsa bile cumanız ve hafta sonunuz böylesine eğlenceli olsun :)

sarı taksi boyandı
gelipte kapıya dayandı
tam kaçıracağımız zaman
zalım da anası uyandı

ama benim adım elvan dalton
ben gezerim balkon balkon
gelir de koynuna girerim ama
kobrayı dolarım boynuna

açın kızlar arayı
salıyom kobrayı varooooo

sarı taksi hızlandı
çelikti jantlar tozlandı
kara kızı görünce
nazım nazım nazlandı

ama benim adım elvan dalton
ben gezerim balkon balkon
gelir de koynuna girerim ama
kobrayı dolarım boynuna

açın kızlar arayı
salıyom kobrayı varooooo

22 Nisan 2013 Pazartesi

davut ve calut (david&goliath)


eski ahit'te samuel kitabının on yedinci bölümü tamamen davut ile calut'un kapışmasına ayrılmıştır. filistler ile kral saul komutasındaki yahudiler savaşmak için toplanırlar. ikisi de iki tepe tutar ve orduları bir vadi ayırmaktadır. filist ordusundaki gatlı golyat(calut) adlı bir savaşçı vardır. altı arşın bir karışlık boyu ile devasadır(bir arşın 68 cm'den hesap yapılırsa boyu 4 metreden fazla çıkar). üstelik salt boyu ile değil, üzerindeki zırhları, savaş gereçleri ile de büyük bir savaşçı olduğunu göstermiştir. miğferi, zırhı, omuzları arasında asılı duran palası, başka bir savaşçının taşıdığı kalkanı, mızrağı derken tepeden tırnağa donandığını görürüz. neyse, bu savaşçı ortaya çıkar ve yahudileri küçümser. "siz saul'un köleleri, biz ise özgür savaşçılarız. çıkarın karşıma bir adam. onunla savaşayım. o beni yenerse biz sizin köleniz oluruz, ben onu yenersem siz bizim kölemiz olursunuz" diye bağırır.

davut ise o sırada tam olarak savaş meydanında değildir. dört oğlu olan işay'ın en küçük oğludur. diğer üç oğul kral saul'un yanındadır. davut'sa babasının sürülerini bakmak için sürekli ordudan ayrılmaktadır. calut kırk gün boyunca yahudilere meydan okur. babası bir gün ona ağbileri için erzak verir ve ordugaha yollar. o sırada goliat yahudilere tekrar meydan okuyordur ve yahudiler onun önünden böcek sürüsü gibi kaçışıyordur. kral saul ise golyat'ı öldürene kızını vaadetmiştir ve üstelik o yiğidin babası da vergiden muaf olacaktır. davut meydan okumayı duyunca sinirlenir ve "bir sünnetsiz yaşayan tanrının ordusuna nasıl meydan okur" der. ağbileri ise onu savaşı izlemeye geldiğini sanırlar ve onu azarlarlar. söyledikleri ise saul'a kadar ulaşır. saul onu çağırır. çok genç olduğunu görür. savaşmasını istemez. o ise çobanlık yaptığını, sürüsüne saldıran ayı ve aslanlarla boğuştuğunu, o hayvanları öldürdüğünü söyler. saul kabul eder ve ona kendi savaş giyisilerini giydirir. ama o giyisilere alışık olmayan davut, onları üzerinden çıkarır. değneğini alır ve dereden beş çakıl taşı seçer. bunları çoban dağarcının cebine koyar ve sapanını alıp golyat'ın karşısına çıkar.

davut'u karşısında bir değnekle gören filistli savaşçı kızar. "ben köpek miyim ki karşıma değnekle çıkıyorsun" der. sinirlenmiştir. onu öldürdüğünde kurda kuşa yem yapacağını haykırır. davut da aynı şeyi filist ordusuna yapacağını söyler. karşılıklı atışmalar son bulur. golyat ve davut son sürrat birbirlerine doğru koşmaya başlar. davut dağarcığından bir taş çıkarır, sapanına koyar, sallar ve taş goliat'ın alnını deler. dev gibi savaşçı yüz üstü yere serilmiştir. sonra goliat'ın kılıcını alır ve kafasını keser. filistli savaşçıların hepsi kaçışır. ama yahudiler onları kovalar ve leşlerini her yere serer. en sonunda ordugahlarını yağmalar. davut ise kesik baş ve goliat'ın silahları ile birlikte saul'un karşısına çıkar. savaş sona ermiştir.


bu olayı tasvir eden en önemli sanat eseri ise bildiğiniz gibi michelangelo buonarroti'nin ellerinden çıkan meşhur heykeldir 1501'de yapmaya başlamış ve üç yılda bitirmiştir. esasında heykelin yapımında kullanılan blok 40 yıllıktır. daha önce 2 sanatçının izleri blok üzerinde vardır. ama onlar bu kocaman bloktan(heykel dört metre) ne çıkaracaklarını kestirememişlerdir. leonardo da vinci'ye de bu blok teklif edilmiş, ancak da vinci heykel sanatıı önemsiz bulduğu için reddetmiş. michelangelo'nun da vinci ile sürtüşme nedenlerinden birisi de bu mesele derler. heykel ise mükemmel ötesidir. bu genç delikanlı, golyat'ı küçük bir sapanın yardımı ile yenmiş, sonra onun kafasını uçurmuştu. o atletik bir delikanlıydı. sapanı lakayt bir şekilde omuzunda taşıyordur ve saldırmak için güç topluyordur. kafasını kendinden emin bir şekilde sola çevirmiş, bakışları uzaktaki bir noktada toplanmaktadır. çatık kaşlarıyla düşmanı öfkeli bir şekilde izlemektedir. davut ilk defa çıplak tasvir edilmiştir. tevrattaki hikayeyi tekrar hatırlarsanız eğer tüm giysilerini çıkardığı yazıyordu. daha önceki tasvirlerinde elinde kılıcı, başında miğferi, üstünde zırhı, ayağının altında düşmanının kafası ile resmedilmişken, şimdi çıplaktı ve zaferine inanıyordu. bu çıplaklık yüzünden, davut'un kudüs'ü alışının 3000. yılında israil'e hediye edilen bir kopyası yahudilerce kabul edilmemiştir. gerçi heykel sünnetsizdir. bu yüzden david olup olmadığı konusunda tartışmalar vardır. heykelin bitiminden sonra michalengelo'nun tam karşısına bir tabure koyup üstüne oturduğu ve saatlerce heykele gözünü dikip en sonunda "neden konuşmuyorsun" diye heykele bağırdığı rivayet edilmektedir. o dönem avrupa'nın bu heykel ebadında heykel yapılamıyordur. bu david, antik çağdan beri yapılan ilk muhteşem ve 4 metrelik heykeldir. vücut hatları inanılmazdır. o şöyle der; "ben heykeli yapmıyorum, sadece mermeri gereksiz taraflarından ayırıyorum ve içinden o heykel doğuyor."

bir süre sonra bu heykel floransa ile özdeşleşecektir. çünkü floransa da onun gibi küçük ve güçsüzdür. ama onun gibi korkusuzdur.

bu tablu rubens'e ait. davut'un ölmüş haldeki goliat'ın başını kesme anı. davut'un düşmanını aşağılaması ve gururu yüzünden okunuyor. yapılış yılı 1616.

caravaggio'nun konu ile ilgili üç tablosu vardır. bu 1602 tarihli.

caravaggio'nun 1607 tarihli resmi. davut'un şekli değişmemiş ama goliat değişmiş. 

caravaggio'nun 1610 tarihli eseri. davut pek bir cılız resmedilmiş. ayrıca şunu belirtmeden geçemeyeceğim. tablodaki golyat, caravaggio'nun ta kensidir. bu da uzun hikaye..

michelangelo'nun sistine şapelindeki davut-goliat eseri. iki taraf da ortaçağ kıyafetleri içerisinde. o mükemmel heykel ile pek bir alakası yok. yapılış tarihi 1509.

nicolas poussin'in 1631 tarihli eseri. kocaman kafa malum kişinin. taşıyan davut ve öndeki borazancılar herkese olayı haber veriyor.

titian'ın 1576 tarihli eseri. calut'un kafa bi dünya! davut şükretmektedir. 

19 Nisan 2013 Cuma

süt

malumunuz üzere internet penis büyütme reklamlarından geçilmiyor. hatta mail bile geliyor. demek oluyor ki hemcinslerimin penisleri ile ilgili sorunları var. oysa eskiden öyle miydi? biz eskiden at sütü içerdik. bildiğiniz üzere aygırlarınki yere değer. oysa boğalarınki küçücüktür. hemcinslerimi hep inek sütü bu hale getirdi. inek sütüne son, yaşasın kımız!

yeni döllenmiş bir ineğin sütü nasıl olur acaba? erkeğinize yeni döllenmiş inek sütü içirin diye bir reklam olsa mesela. hmm, çoğunluk iğrenir. ama o radyocular yok mu radyocular, anında 10 litre satarlar! ama yumurtalar hep öyle. gerçi şimdi değil. ama içinde horoz bulunan açık kümes tavuklarının tüm yumurtaları yeni döllenmiş! çok iğrenç miyim neyim..

mevzu buradan açılmışken yazmadan edemeyeceğim. bunu da bir arkadaşım anlattı. boğa çiftliği var bir ilimizde ve sprem üretiyorlar. bu çiftlikte boğaların biri karşıya geçmek isterken demir parmaklığı aşamıyor ve ön ayakları demirin önünde, arka ayakları ise arkada kalıyor. vay sen misin bu halde kalan? geri kalan sekiz boğa bunun ırzına geçiyor ve hayvanı resmen sikerek öldürüyorlar. çiftlik çalışanları olayı gördğünde şok olmuş haldeler. ölüm nedenini yazacaklar ama ne yazsınlar? diğer boğalar tarafından sikerek öldürüldü! gördüğünüz üzere hemcinslerimin bu kadar azmış olmasının nedeni de inek sütü. bu dünyada kazara domalmaya gör, halin harap..

ama boğaların başka özellikleri de var elbette. mesela bir döllenme dönemi boyunca aynı ineğe sadece bir defa atlarmış. ikinci seferi için dölünü asla heba etmez. çünkü o da bilirki en kıymetli varlığı dölüdür. bu yönden hemcinslerime benzemiyor. ama kullanıp atma konusunda benziyor..

mesele bu yönde devam ediyorsa kıyakçılığı da yazmak gerek. atın penisi çok büyük olduğu için kısraklara rahatça sokamaz. işte bu yüzden kıyakçılık meslesi vardır. aygır pezevengi bu kişi penisi alır ve kısrağın içine sokar. böylece döllenme gerçekleşir.

tabi at eşek mevzuları da var. bu lanet olasıca hayvanlar birbirinden çok hoşlanıyor! at ana olursa doğana katır denir. eşek ana olursa ise bardo. ayrıca kancık dediğimiz şey dişi eşektir. çok naz yapıyormuş ve malumunuz üzere bizim köylerde çok sevilen bir hayvan!

hepinize iyi hafta sonları..

8 Nisan 2013 Pazartesi

yuhh

tedaviden önce:


tedaviden sonra:


derler ki bülent ersoy ve zeki müren'i yoldan çıkaran müzeyyen senar'dır. ama bülent hanım o yolda durmamış. bornoz ne be, yuh..
Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.