heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

3 Şubat 2010 Çarşamba

quentin tarantino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf gerçeği!

quentin tarantino'nun el ve ayaklarla olduğu gibi, arabalarla da ilgili bir problemi vardır. bu problem arabanın arka tarafıyla ilgilidir.

derin incelemelerim sonucunda tarantino'nun bu probleminin nedenini buldum! kendisi küçükken bir arabanın arka tarafındaki beyaz koltukların üzerinde tecavüze veya tacize uğramıştır. filmlerinden anladığım kadarı ile bunu yapan kişi uzun saçlıdır. başına gelen bu olaydan dolayı filmlerinde her zaman arabaların arka tarafında birileri öldürülmektedir. aslında öldürülen o karakter değil, kendi silmek istediği geçmişidir! sırf bu yüzden filmlerinde kıç göstermez. evet, kıçtan bahseder, ama kıçı güzel olan birini oynatmaz. tarantino'nun feci takıntıları vardır.

neyse, sanırım onu bu tacizden kurtaran kişi, daima smokin giyen, muntazaman sakal traşını olan, kaytan bıyıklı, saçlarını jöle ile arkaya tarayan, gucci giyen, dakik mi dakik, ellili yaşlarındaki bir erkektir. evet, bildiniz, bu kişi mr. wolf, yani winston wolf'dür.

reservoir dogs:
mr. orange ile mr. white, mr. blonde çıldırıp her tarafı kurşuna boğduğu anda, polislerin ortaya çıkması ile kaçarlarken, uzun saçlı bir kadının arabasını durdururlar. kadın arabadan tam inerken silahını çeker ve gizli polisimiz mr. orange'ı karnından vurur. orange da kadını. o andan itibaren mr. orange, arabanın arka taraftaki beyaz koltuğu, kanı ile yıkanmaya başlar. çok böğürür, bağırır, çağırır, hem de çookk. arka koltuklarla aynı renge sahip mr. white'ın eli tuta tuta bağırmaktadır. gidilecek bir winston wolf yoktur. bu yüzden sorunu halletmesi için depoda joe beklenir. o da aklı ile hareket edip sorunu çözmüştür aslında. gammazı biliyordur, ama gerçek bir profesyonel değildir. akıllıca hareket eden mr. pink dışında yaşayan kalmayacaktır. 7 kişilik soygun çetesinden bir tane bile winston wolf çıkmamıştır ve bu onların sonu olmuştur. eğer bir winston wolf'ünüz yoksa, yaş tahtaya basmışsınız demektir.

bu sahnede görüldüğü üzere tarantino, başına gelen taciz olayının anlık bir yanlış anlama olduğunu savunmaktadır! kendine o zamanlar güveni yoktur ve hala tecavüzün etkilerini taşımaktadır. ilk filminde böyle olması da normaldir.

pulp fiction:
vincent ile jules çantayı elde etmiştir ve marvin'i de yanlarına alıp arabaya binerler. her zaman yaptıkları gibi gevezelikleri tutar ve araba kasise girdiğinde uzun saçlı vincent'ın elindeki silah ateş alır. kurşun, marvin'in burnu ile dudağı arasına girmiş ve tüm arka tarafı beyne ve kana bulamıştır. etraf leş gibidir. beyaz koltuklar tamamen kırmızıya boyanmıştır. üstelik bir ana yoldadırlar. ama patron yardıma yetişir. winston wolf çoktan yola çıkmıştır ve jimmy'nin evine varırlar. çarşaflar ve havlular temin edilir, sıkı bir temizlik yapılır ve jimmy'nin eşi gelmeden iş halledilir. bu iki geveze çantalarıyla beraber yola çıktığında ise, elinde kahve fincanı olan winston wolf, yüklü bir çekle poker masasına geri dönmektedir. eğer bir winston wolf varsa, sorununuz yok demektir.

bu sahnede gördüğünüz üzere tarantino, bu taciz eyleminin kazara gerçekleştiğini savunmaktadır. iyi ki winston wolf onu kurtarmıştır. yoksa toplum içine bile çıkamayacak durumdadır.
ama filmin başka bir sahnesinde bu tecavüz eylemini açık seçik göstermiştir. arabanın arka tarafı bize hırdavatçının arka tarafı olarak gösterilmiş ve yine uzun saçlı biri tarafından tarantino resmen düzülmüştür. işte o anda winston wolf'ü görürüz. beyaz atlı bir prens gibi, elinde kılıcı ile gelerek onu kurtarmıştır. bu film, ikinci filmidir. taarantino intikam vaktinin geldiğini düşünür ve marcellius wallace olarak güçlü kişiliğini gösterir. iyi bir yönetmen olmak için ruhunu şeytana satmış ve karşılığında kıçı gitmiştir. ama intikamını da bu filmle beraber alır. tecavüz eden kişiyi, o yaralı halinde tecavüz edecek iri zencileri bile bulur. wallace için bu zencileri bulan kişi elbette winston wolf'dür. ortada bir problem varsa eğer çözümü winston wolf'dür.
bu filmin bir başka ilginç yanı da bizi sorunun kaynağına götürmesidir. meğer tarantino'nun babası vietnam'da esir düşmüştür ve o dedesinden kalan çok değerli saat vietnamlılara düşmesin diye kıçında taşımıştır. belkide tacize uğrayan tarantino değildir, sadece oğluna kalsın diye kıçında saat taşımakta olan babasıdır. ama sorunun kaynağı değişmez. kafasında yarattığı baba imgesi, kıçını bir türlü beladan kurtaramayan bir kişiye aittir. "böyle baba olmaz olsun" der ve bu imgenin yerine koyabileceği yeni birini arar. anladınız değil mi? bu kişinin adı winston wolf'dür. küçük butch aradığı babayı bulmuştur artık.

jackie brown:
ordell adlı, uzun saçlı, siyah, küçük çapta silah tüccarının beaumont livingston isimli geveze bir çalışanı, içkili halde araba kullanırken yakalanır ve arabasından ruhsatsız silah çıkar. beaumont'un içeride 10 yıl yatmaya hiç niyeti yoktur. patronu da onun öteceğini zaten bilmektedir. onu kefaletle içeriden çıkarır. akabinde korelilere silah satma bahanesi ile gece yarısı beaumont'u arabanın bagajına tıkar. o ıssız yerde biraz dolaşır ve sonra arabadan iner. bagajı açıp beaumont'un göğsüne ve başına ateş edip onu köleler cennetine esrar çekmesi için yollar. bu sefer winston wolf kendisi olmuştur. ona ihtiyacı yoktur. olmamasının bedelini de ağır ödeyecektir. meksika'dan gelen para için jackie'nin ihtiyaç duyduğu winston wolf, ellili yaşlarındaki beyaz kefalet avukatıdır. eğer bir winston wolf'ünüz varsa, en umutsuz durumlardan bile çıkabilirsiniz.

bu sahnede de görüleceği üzere tarantino kendisine yapılan bu eylemin oldukça planlı olduğunu vurgulamak istemiştir. üçüncü filmi olduğu halde kendini hala çaresiz hissetmekte ve bagajda kapana sıkışmış halde sonunu beklemektedir. çünkü hala daha sorununun üstesinden gelememiştir.

kill bill vol:1-2
o ren ishii yeni bir sipariş almıştır. saçları hafiften uzundur ve vücudunu tamamen saran tek parça kırmızı bir giysi giymiş, bir binanın çatısında durmaktadır. dürbünlü tüfeği ile arabayı gördüğümüzde arka tarafta bir şişkonun olduğunu görürüz. beyaz bir üniforma giymiştir, koltuklar beyazdır, yanında iki kız vardır ve şen kahkahalar atarak elindeki içki bardağı ile arka koltuğu hareme çevirmiştir. kurşun namludan çıktığında ise tüm o koltuk ve camlar o ren'in giysisi rengine boyanacaktır. içindeki o neşeli çocuk artık ölmüştür. winston wolf'e gerek yoktur, çünkü o ren ishii hem katil, hem mr. wolf'dür.

bu sahnede görüldüğünüz üzere tarantino kendisini taciz eden kişilerin para ile tutulmuş kiralıklar olduğunu düşünmektedir. dördüncü filmidir, ama hala bu tecavüz içinde yaradır. kendisini bir daha sorgular. pulp fiction'da aldığı intikam ona yetmediğini anlar. en sonunda kararını verir.

black mamba'nın üzerinden beş kişi geçmiştir. bu beş kişiside, yukarıda anlattığım beşlidir. en sonunda bu kabustan uyandığında tecavüzün üzerinden yıllar geçmiş ve hareketsizliğine şaşırmaktadır. kendisine yeni baştan tecavüz ederek hayatını karartacak olan pussy wagon sahibi uzun saçlı kişiyi o haline rağmen, yardakçısıyla beraber öldürür. ama hala tedavi olamamıştır. çünkü kendisine tecavüz edecek bir uzun saçlı daha gelmektedir. şok tedavi uygulamaya karar verir. çocukluğunda tecavüze uğradığı yer bir arabanın arka koltuğudur ve pussy wagon'un da arka koltuğu vardır. üstelik o koltuklar beyazdır. yaşadığı travmadan dolayı belden aşağısı tutmamaktadır. sürünerek kendi yüzleşmesine doğru gider, gider ve gider. arka koltuğa boylu boyunca uzandığında zihnindeki bu tecavüz kalıntılarını, uğradığı hakaretleri, kıçından arka koltuğun her tarafına damlayan kanı, camlara kadar sıçrayan menileri yok etmeye kararlıdır. önce parmaklarını hareket ettirir. sonra zihninden tüm o pislikleri temizler. artık o saf ve temiz çocukluğuna da kavuşmuştur. ama hala hayallerindeki babaya bir türlü kavuşamamıştır. bu kişiyi biliyorsunuz değil mi? winston wolf. artık ona şükranlarını sunup, baba demeye başlayacaktır.
başlayacaktır ama biz ilk filminden başlayarak bu baba imgesinin nasıl geliştiğini de yazmak zorundayız. reservoir dogs'da harvey keitel'i neden oynattı sanıyorsunuz! mr. white, mr. orange için her şeyi yapabilecek, gözünü karartabilecek, onu her zaman, her türlü suçlamalara karşı koruyabilecek biridir. siz bir kötü adamın böyle biri olabileceğini düşünebiliyor musunuz? üstelik adı da white. yani saflık, temizlik ve kirlenmemişlikle eşdeğer. gördüğünüz üzere ilk filmde tasarladığı baba her ne olursa olsun kendisine yardım eden zavallı bir tiptir.

jackie brown'daki max cherry ise yine ellili yaşlarında birisidir. dikkat ettiyseniz oldukça zavallı bir hayat yaşamasına rağmen jackie'ye aşık gibi değil, kızı gibi davranmaktadır. jackie'nin son anda onu yanında istemesine rağmen ona yavşamaz. tek amacı bir baba gibi jackie'ye yardım etmektir. tarantino'nun o sıralar öyle bir babaya ihtiyacı vardı anlaşılan. robert foster'ın harvey keitel'a hafiften benzerliğini de es geçemeyeceğim.

ve en önemli baba figürü. hatırlarsanız winston wolf, bizim iki gevezeyle jimmy'nin evinde buluşmuştu. jimmy'yi oynayan kimdi peki? elbette quentin tarantino! kendisi o sahnede hayal ettiği babasıyla beraber, en zorlu iki pisliğe hayatlarının ayarlarını vermişler, dalgasını geçmişler ve başlarına hiçbir şey gelmeden, cepleri de para dolarak normal yaşantılarına dönmüşlerdir. ikisi de büyük büyük kupalarda kahvelerini içerken, batan güneşe doğru işemeyi seçen kişiliklerdir.

"peki ya kill bill" dediğinizi duyar gibiyim. kendisine tüm tecavüz eden pislikleri öldüren beatrix kido, çocuğunu ve çocukluğunu da alarak batan güneşe doğru arabasını sürerken tüm o yaşantısını gözden geçirir ve hüngür hüngür ağlamaya başlar. çünkü winston wolf gibi bir babaya asla sahip olamayacağını anlamıştır!
bu resimde tarantino ve hayalindeki babasını görüyorsunuz. ne kadar mutlu, mesut ve bahtiyarlar değil mi? yönetmenimiz uzun bir zamana yaydığı şok tedavi ile kendisini kurtarmayı bildiği gibi tecavüz mağdurlarına da kendi gerçekleri ile yüzleşmesi gerektiği konusunda umut verir. güç bizim içimizde her zaman saklıdır ve onu dışarıya çıkarıp, zorlukların üstesinden gelmeliyiz. kendisini her zaman takdir etmişimdir!

sabah kıyafetleri içinde "sarıl bana babacığım" der gibi, çok severim bu keratayı, umarım aradığı babayı bulur. babası sandığı bill'i öldürdükten sonra tek gerçek babanın winston wolf olduğunu anlar!

4 yorum:

aşkın dedi ki...

Tecavüz falan değil.Kendisini çocukken 3 kere havaya atıp 2 kere tutmuşlar.
O günden sonra ebeveynleri yaşadığı hasar nedeniyle kendisine mesafeli davranırken sadece dayısı yakın ilgi göstermiş.
İşte Amerigaa; Forrest Gump, Evin Brokovich, Bukowski ve mevzubahis spastiğiyle kahramanlar yaratıp okyanus ötesindeki kayıp ruhları bile etkileyebiliyor.

Not: Hadi artık öldüreceksen öldür

gerisi önemli değil... dedi ki...

bukowski babasından çok dayak yemiş, o yüzden öyle bir hayat sürmesi normal.

amerikan kültürünün yozluğunu herkes bilir. rap, hip hop, r&b denilen naneler, bir sürü filmi, piyasa kitapları falan bunların göstergesi. sen sevmezsin bazı şeylerini, ben severim, istediğin gibi yerin dibine geçir o kültürü, beni ilgilendirmez, ben keyfime bakarım...

aşkın dedi ki...

Vay keyifçi vay..:)
O godoş Bukowski bu günlerde yaşasaydı 50 Cent'in Lady Gaga'nın dibinden ayrılmazdı merak etme!!!

gerisi önemli değil... dedi ki...

bence yaşasaydı tabuttan çıkmak için kapağını tırnaklardı :)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.