kadın-erkek ilişkilerine bilimsel açıklama gayreti içinde olan bu teorimizin türkçe anlamı basamak teorisi. kadınların erkekleri, erkeklerin de kadınları çekici bulma nedeni ele alınıyor. bu yazı ekşi sözlükte shirak nikli kişinin, ladder theory başlığının ilk entrysi neredeyse birebir alınarak düzenlenmiştir(yazılmamıştır, düzenlenmiştir). ben kendim üzerinde bir kaç değişiklik yaptım ve yazıyı biraz düzenledim. entry sahibinden de izin aldım. valla bak...
neyse, konuya geri dönelim. teorinin en önemli meselesi kadınların bazı erkekleri neden arkadaş olarak istemesine rağmen, erkeklerin niçin her zaman cinsel ilişki peşinme koşması. teorimiz ciddidir ve sosyolojik araştırmalar esas alınmıştır. öyle geyik bir teori olarak düşünmeyin. 1994'de, dallas lynn ile teoriyi formüle döken jared whitson tarafından ortaya atılmış.
öncelikle şunu bilmek gerekiyor. kadınlar da erkekler de karşı cinsten birisiyle karşılaştıklarında çok çabuk zihinsel değerlendirme yaparlar. ama bu durum kadın ve erkek için farklılık gösteriyor. biz önce kadınların basamaklarını inceleyeceğiz.
teoriye göre kadınların % 99.999'u bitch. ama bitch kelimesine takılmayın. bu kelime ile tarif edilen kadın, sizinle neden yatmadığı konusunda dürüst olmayan ve/veya sizinle yatmak istemeyen kadındır. bu bitch kadınlarının değerlendirme kriteri de şöyle çalışıyor: para ve güç % 50, çekicilik % 40, önemsediklerini söyledikleri ama aslında yalan olanlar da % 10. yani bu % 10'a, zeka, duygusallık, espri anlayışı, dürüstlük vs giriyor.
şimdi bu oranları tek tek inceleyeceğiz.
para(güç): erkeklerin hemen hepsinin kabul edeceği gibi kadınların çoğu, para için erkeklerle beraber olur. mankenleri ve sevgililerini düşünmeniz yeter bu durumu onaylamak için. mesela petrolcü sevgililer, ünlü türkücüler, arabeskçiler, recep ivedik'in bizatihi kendisi, ihtiyar kurtlar, mangal ateşinde yanmış kadar bronzlaşan dalgalaklar gelsin aklınıza. neyse, teoriyi üretenler bunun doğru bir düşünce olmadığını söylüyorlar. orada esas mesele para değildir ve bu durum çok doğaldır. yani diyorlar ki,
"kadınlar böyledir, ilk kriterleri paradır. yapmaları gereken şey dürüst olmak ve aslında fahişe olduklarını kabul etmek ve dürüstçe hayatını kazanmaya çalışan gerçek fahişelerin aleyhine konuşmaktan vazgeçmektir."
şimdi bunu okuduktan sonra kadınsanız eğer aklınızdan ne geçtiğini kafanızın bir yerine not edin...
teori der ki;
bunu okuyan kadınların çoğu, "valla, ben standart bir kadın değilim, zaten benim erkek arkadaşlarım hiç zengin kişilerden olmamıştır" vs diyeceklerdir. oysa olay tam tersi, eğer böyle bir şey düşündüyseniz siz standart bir kadın oluyorsunuz. eğer bunu okuyup, "hmmm" deyip sonra işinize gücünüze devam ederseniz eğer, gerçekten farklı olma ihtimaliniz var.
dış görünüş(çekicilik): teori, kadınların çoğunun bir barda, ya da bir filmde hoş bir adam gördüklerinde orta ikinci sınıftaki duygusal seviyelerine indiklerini söylüyor. bu durum, yaş ilerledikçe artan bir trend olarak tespit edilmiş.
önemsediklerini söyledikleri ama aslında yalan olanlar: elimizde kaldı % 10'luk özellikler. erkeklerin, kadınlara sorduğu "bir erkekte ne ararsın" sorusu, biraz da "kaç tane adamla yattın" sorusudur ve aslında bu soru, "bana yalan söyle" demektir. çünkü kadınlardan gelecek cevap neredeyse hiç değişmeyecek şekilde aynıdır. kadınlar ise şöyle der; "komik, anlayışlılık, dürüstlük, zeka, duygusallık ve duygusal denge." teoriyi üretenlere göre tüm bunlar boktan açıklamalardır. boktan olmama durumunun ise çok az istisna için geçerli olduğunu düşünüyorlar.
ama teoriye göre önemli olan başka meseleler de vardır. mesela kodlar. eğer bir kadın, motivasyonu ve hedefleri olan bir adam istediğini söylüyorsa, zengin bir adam istediğini belirtir. bir kadına nasıl davranacağını bilen bir adam istediğini söylüyorsa, yine zengin bir adam istediğini söyler. iyi bir aileden gelmesini istediğini söylüyorsa, bilin ki zengin bir aile çocuğu istediğini söylemek istiyordur. yani yine geldik kriterlerin % 50'lik dilimine!
ama kadınlar için erkeği çekici kılan başka faktörler de var. mesela erkek ilgisiz ise, yani kadınla, başka bir şeyle ilgilendiğinden daha az ilgileniyorsa, otomatik olarak daha çekici oluyor. hem erkeklerin çoğu da bir kadınla yatamamanın birinci şartının onunla aşırı ilgilenmek olduğunu bilir. hatta teori, kadınların partnerleri tarafından ihmal edildikleri, kötü davranıldıkları, hatta dövüldükleri zaman bile, erkekle yalnız kaldıklarında aralarında bir duygusal bağ olduğunu iddia ettiklerini söylüyor. ama kadının duygusal bağ dediği o şey, aslında yanındaki erkek için cinsel ihtiyacını karşılama seansı oluyor çoğu zaman.
kadınlar genellikle serseri tipleri, hatta çete üyesi olanları, kolunda dövmesi bulunanları vs daha çekici buluyorlar. teorisyenler bunların her nedense mucize yarattığını söylüyor. hatta bir kadınla yatmanın en kolay yolları olarak, onun özgüvenini sistematik olarak zedelemek, bir de onun arkadaşlarıyla yatmak olduğunu belirtiyorlar. erkeğin edebiyat, şiir, uluslararası politika vs ile ilgilenmesi boş işler teoriye göre.
efendim, teoriye göre eğer bir erkek sıradan bir işe ve düzenli bir hayata sahipse, bir kadının onu istememesinin nedeni açık. teori der ki;
"kardeşim, senin gibi bi sürü adam var, ne yapsın ki seni kadın? farklılık önemlidir. çok parası olduğu için gündüzleri işe gitmek zorunda olmayan bir adam, ya da uyuşturucu satan birisi varsa, seninle sıkıcı günler geçirmeyi kim ister ki?"
ayrıca kadınlar için güç önemli bir faktör. hatta afrodizyak. teoriye göre kadının değerlendirmesi, mal-mülk üzerine. erkeğinki ise kadın üzerine. teori yine, eğer bir erkeğin bir kadınla küçücük bir kulübede ya da hatta gardropta yatma şansı varsa, ev almaya zahmet etmeyeceğini de söylüyor.
para meselesine geri dönelim. kadın, 16 yaşındayken arabalı ve yeterince bira alabilen bir erkek istenirken, ileri yaşlarda mümkün olan en çok şeyi alabilecek birisini istiyor. bir kadının bir erkeği daha çok parası olan bir başkası için bırakmamasının imkansız olduğunu söylüyor teori. tek istisna ise mevcut olan erkeğin, kadının her türlü maddi ihtiyacı mükemmel bir şekilde karşılıyor olmasıyla ortaya çıkabiliyor.
özetlersek eğer; çekici, zengin, asilseniz ve kadına ilgi göstermiyorsanız, o kadınla yatma olasılığınız neredeyse % 100'dür.
sıra erkeklere geldi. teoriye göre erkekler basit varlıklardır. kısaca; dış görünüş % 60, kadını yatağa atma ihtimalinin yüksek olması % 30. diğer faktörler % 10. diğer faktörler dediğimiz şeyler de kadınlarla şeyler. yani zeka, duygusallık, espri anlayışı, dürüstlük vs.
erkekler için olaylar şöyle gelişiyor;
bir erkek bir kadınla karşılaşıyor(x diyoruz bu kadına). sonra aynı erkek ikinci bir kadınla karşılaşıyor(ona da y diyoruz). erkeğin zihninden x ile karşılaştığında yukarıdaki kritere göre bir değerlendirmeden geçiriyor ve onu zihninde bir basamağa yerleştiriyor. sonra aynı erkek y ile karşılaşıyor ve onu da yukarıdaki kriterlere göre değerlendiriyor ve x'nin üzerinde bir basamağa yerleştiriyor. yani erkeğimiz kısaca şöyle düşünüyor; "valla x ile yatmak isterim, ama y ile yatmak istediğim kadar değil."
şimdi teorinin aslına gelelim. şunu unutmayın, teoriye göre her karşılaştığımız kişiyi bir basamağa yerleştiriyoruz.
bir erkeğin basamakları yatmak istediği ve buna göre sıraladığı kadınlarla dolu oluyor. en çok yatmak istediklerimiz en üstte. bunlar genellikle gerçekten çok istediğimiz, hatta kendi ulaşabileceklerimiz noktanın çok üstünde olanlardır. sonrasında sevdiğimiz kadınlar yer alır. bir alt basamakta ise çok mecbur kalırlarsa yatacaklarımız, bir aşağıda ancak alkollüyken yatacaklarımız ve bu konuda ileride kesin olarak yalan söyleyeceğimiz kadınlar var. en dipte kalanlar ise acaip çirkin olanlar. teoriye göre bu acaip çirkin tipler bile dişlerini yaptırır ya da biraz kilo verirlerse basamağımızda yukarıya çıkabiliyor.
erkeklerin tek basamağı olmasına karşın, kadınların iki basamağı var. birinci basamak yatılacak adamları kapsarken, ikincisi arkadaş olunacakları kapsıyor.
problemin kaynağı da şurası: bir kadın bir erkeğe, neredeyse hiç bir zaman, hangi basamakta olduğunu söylemiyor ve bu iki basamak arasında galaksiler kadar fark var. teorisyenlere göre bu ikisi arasındaki fark da zaten entelektüel fahişelerin varlığını gösteriyor.
erkeğin yapabileceği tek şey denemek. bir not bırakarak, öperek, sorarak, bir şekilde niyetini belli etmek ve tepkiyi ölçmek. kadının doğru basamağındaysa sorun yok. ama arkadaşlar basamağındaysa o zaman bir basamaktan diğerine zıplamak sözkonusu. arkadaş basamağından "gerçek" (teoride kullanılan kelime budur. erkek, arkadaş basamağını bir anlamda sanal kabul ediyor) basamağa zıplamak da riskli. kızın bu durumda iki seçeneği var. gerçek basamağına geçmesine izin verebilir ya da (daha büyük bir ihtimalle) suratına yumruğu geçirebilir. darbe, elemanı halihazırda bulunduğu basamaktan da düşürecektir. basamaktan düşenlerin gideceği yer de teorisyenimizin abyss dediği bir yer. orası çok da kötü bi yer değil. adamımız orada biraz acı çekip utanacaktır. sonrasında bir şey olacağı da yok. erkek, yatamayacağı kadını hayatında istemiyor ki zaten.
bir kız size, "sen benim kardeşim gibisin", "ayıcık", "seninle herşeyi konuşabileceğimi hissediyorum", "çok tatlısın", vb gibi şeyler söylüyorsa arkadaş basamağındasınızdır. teorisyen burada "hiç kasmayın" diyor ve ekliyor; "bir sürü problemin çıkmasını engellemenin en iyi yolu, kıza en baştan, onunla arkadaş filan olamayacağınızı söylemek. ona, onu çok çekici bulduğunuzu ve arkadaş olmak istemediğinizi, insanın arkadaşıyla yatmayı düşünemeyeceğini söylemelisiniz. bu kızı kaçırabilir, ama zaten kaçacağı varsa kaçar."
gerçek hayattaki uygulamalarda basamaklama sistemi ve kriteri değişmemekle birlikte bir takım gizli etkenler ve değişkenler de var teoriye göre. bunlar değerlendirmeyi etkilemiyor, ama değerlendirme sonucunda yapılacakları sınırlayabiliyor. mesela her ne kadar tanrı inancı olan insanlar bile evlenmeden ilişkiye girebiliyorlarsa da, bazı insanlar bunu yapmıyorlar. bu insanlar da basamaklandırma işlemi yapılıyor. ama uygulamaya geçilmiyor. "yatılacak kadın/adam" şeklinde değil de "olabilse yatardım" şeklinde bir değerlendirme oluyor. yani teorisyenlerimiz, dini bütün insaların da aynı dürtülere sahip olduğu, ama utanmamak için bunu sonuna kadar reddettiklerini söylüyor.
sarhoşluk da basamaklamadaki sıralamanın dışına çıkmak için bir neden olabiliyor.
şimdi meselemiz sadakat. bir arkadaşınızın beraber olduğu insanla aranız gayet iyi oluyor, seviyorsunuz, hayatınızdaki varlığından memnun oluyorsunuz, ama arkadaşınız ondan ayrılınca sizin de hayatınızdan çıkıyor. bunlar koşullara bağlı arkadaşlıklar. dolayısıyla o kişiyi de basamaklarsınız. erkek için, arkadaşımın kız arkadaşı gibi bir kriter olamaz. ama arkadaşınızla olduğu sürece harekete geçmeyebilirsiniz.
çaresizlik de bir başka etken. normalde en son beraber olduğunuz kişinin daha iyisini arar, merdivende daha yukarılara çıkmak isterseniz. erkeğin dürtüsü bu yöndedir. ama, istekleriniz değişmese de, çaresizlikten dolayı sanal bir basamak inişi de yaşabilirsiniz.
eğer bir adam kadını çekici buluyorsa arkadaş falan olamıyorsunuz. bir sürü kadın, bu konuda tavrını koyup "benim bir sürü erkek arkadaşım var" diyor. ama bu ancak 3 şartta mümkün teoriye göre: ya erkek gaydir, ya sizi çekici bulmuyordur, ya da sizi koyduğu basamaktan daha yukarda bulunan başka bir kadın vardır.
bu teori hakkında tereddüdü olan kadınlara da şöyle bi önerisi var teorisyenlerin;
"arkadaşınız olan bir erkek seçin. gay olmasın. hayatında daha iyi bir başkası da olmasın. ve kendinize sorun, eğer ikiniz başbaşa bi yere gitseydiniz ve siz banyoya gidip sonra çırılçıplak çıksaydınız, size söyleyeceği şey ne olurdu? "güzel arkadaşlığımızı riske atmak istemem?" hadi oradan..."
teorisyenlere göre hayatın anlamı da çok basit;
"basamaklarda ilerlemek."
beraber olduğunuz insan bir öncekinden daha iyi olmalı, yani basamağınızda daha yüksekte olan birisi olmalı. bundan öte motivasyon yok insanoğlu için. yani bir anlamda varlığımız tamamen cinselliğe adanmış, ne yapsak onun için yapıyoruz.
Galatasaray'ın bu sezon çıkacağı en büyük vitrin
3 saat önce
6 yorum:
avamla ruhban sınıf arasındaki fark buymuş demek.
ama en önemli bi nokta unutulmuş bence o da 'yaş'. Ortaokulla üniversite sonrası bir mi?
Ama ne olursa olsun, tebaamız mutlu olsun efendim...
ortaokulla üniversite demişsin. teorinin ona da açıkması var. 16 yaşındakiler bölümü. bira ve arabası olan kişi. mezarlarınıza tüküreceğim adlı roman vardır, boris vian'ın. tamda teoriye uygun gider. 16 yaşındaki çıtırları tavlamak için elemanımızın tek yaptığı bira alacak parasının olması ve arabası :)
üst düzeye geçince, burjuvaya takılınca bunlar işe yaramıyor. bu sefer de cinsel çekiciliği ve umursamaz tavırları devreye giriyor :)
tebaanızdaki kasıt sanırım akadaş basamağında kalanlar oluyor. onlar öyle de mutlu oluyodur efendim...
Tebaamızın da ruhban sınıf olduğu kısır döngüden herkes nasibini alır. Ne de olsa herkes bir grubun tebaası olduğu gibi ruhban sınıfında da olabilir.
Mezarına tüküreceğim' in filmini izlemiştim.
Evet bira ve popülerlik, kimi zaman da soyutlanmışlık oldukça "cool" dur.
Bu teoriyi zaten herkes kafasında yaşıyor, sadece adlandırılmış ve sistematize edilmiş klasik bir davranışlar örüntüsü.
iyi işte, herifler güzelce olayı formülüze etmişler efendim, valla bak...
çok eğlendim okurken, sağlam tespitler.
pratik bilgi, teoriyi özümseyince kadın erkek ilişkilerinde geriye bir şey kalmıyor :)
Yorum Gönder