18 Şubat 2011 Cuma
genlerimizde yazan kaderimiz midir?
şu gattaca filmini izledikten sonra iyice kafama takıldı bu soru. filmde genetik o kadar ilerliyordu ki, doğan çocuğun topuğundan kan alıp, göz bozukluğundan yeteneklerine ve hatta hangi sebeplerden öleceğine dair oranlara ve hatta öleceği yaşa kadar her şey söyleniyordu. böyle bir şey gerçekten olabilir mi? kader tabletlerimiz genlerimizden başka bir şey değil mi? sürekli çabalamamıza rağmen, dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyor olmamızın nedeni, genlerimizden başka bir şey olmayabilir mi? malum, şimdi bile genetik sipariş üzerine çocuk edinilebiliyor. göz renginden başlayıp bir çok özelliğini belirleyebiliyorsun. ama kktc hariç her yerde yasak! peki ya ileride? gerçekten insan yapımı, sıfır hata, mükemmel insanlar mı saracak dünyayı?
sonra kafamı kurcalayan bu soruyu genetikçi bir arkadaşıma sorayım dedim. bu biraz da kaderden ne kastettiğimize bağlıymış aslında. kaş-göz renginden tut da, hangi hastalıklara meyilli olduğumuz hep yazıyor genlerimizde. ya da ne bileyim, kişiliğin mesela. ama bu genetik bilgiler sadece ipucu olabilir ileride nasıl bir insan olacağımıza dair. zira kural şuymuş:
25 % genetik + 75 % çevresel faktörler.
bu çerçeveden bakınca çevresel faktörlerin(yani değişken) önemi büyük. genetik ise(sabit) o kadar da fazla önemli değilmiş gibi duruyor. elimizdeki değişkeni de değiştiremiyoruz aslında. yani genetiğini bildiğimiz(saç teli, dökülen deri analizi vs) kişileri iyi bir şekilde gözlemlersek eğer(veya tersi durum), bence 10 yıl sonraki hallerini şıp diye bilebilir. gerçi genetiğini bilmeden de belirli bir yargıya ulaşabiliriz.
şöyle düşünün; elimizde yeterli veri varsa, güneş sisteminde ne zaman ne olacağını, hatta uzayda bile ne zaman ne olacağını, hatta dünyada bile ne zaman ne olacağını bilebiliriz. çünkü belirli bir döngüye sahip her şey. koskoca evrenin kendisinin bile geleceğini bilebilirsek, elimizdeki yeterli verilerle ve iyi bir gözlemle insanın da ne zaman ne yapacağını kestirebiliriz. hatta ne zaman öleceğini de!
daha açık ifade edersem, bizim de gezegenler gibi belirli bir rotamız var. o rotaya girmek zorundayız ve birden bir bakıyorsunuz, aslında hiç olmak istemediğiniz yerdesiniz. güçlü bir irade bunu değiştirebilir gibi gelebilir size. bence o ihtimal de yok. her şey olacağına varır mottosu hesabı, güçlü iradenin olmasınını istediği şey, olması gereken şeydir. yani kaçacak hiçbir delik yok. insanlar iradesiz hayvanlardan başka bir şey değil. tesadüf denilen şey işte bu döngülerinin devamına yardımcı oluyor. her şeyin tekrar rotaya girmesini sağlıyor. yani çöpçü olmak kaderinizse, çöpçü olmaktan başka şansınız yoktur! ne yapar, ne eder, eninde sonunda çöpçü olursunuz. belki gen teknolojisi iyice gelişirse, çöpçü olan kaderimizi resetleyip, yeni bir kader yükleyebiliriz kendimize...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
...
ilet:
ytravisbickle@hotmail.com
en sevdiğim yazılarım
1- stanley kubrick ve savaş sanatı
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
Sayfalar
telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.
2 yorum:
sırf şu gen hususundan ötürü bile bilime ve bilim insanlarına sonsuz saygım var.. acaba dünya üzerinde para akıttığımız onca ıvır zıvır yerine bilime daha fazla kaynak ayrılsaydı şimdi neleri tartışıyor olurduk..??
aslında iskenderiye kütüphanesi yakılmasaydı şimdi çoktan marsa gitmiştik. bu daha çok ihtiyaçlarla alakalı işte. o zamanlar iskenderiye kütüphanesine ihtiyaç olmadığı düşünülüyordu. şimdi ise genlerden korkuluyor. gelişim 1600 yıl civarı engelenebilse bile sonuçta engellenemiyor. eninde sonunda her şey olacak. ıvır zıvırdan ziyade ihtiyaçlarımız belirliyor sonucu. eğer gen konusuna talep patlaması olursa, engellenemez. ama sorun bence o değil. teknolojiyi kimin kullanacağı. parasal olarak gücü yetenler kullanırsa eğer geri kalan insanlar için felaket olur bence.
Yorum Gönder