bugün yine yürüyerek eve gidiyorum ve belediye temizlik işçisi bir herif, yanında karısı ile yürüyor. kadın öyle bir sinirli ki pes doğrusu. "senden de bir bok olmaz, anam haklıymış" deyip duruyor ve herif "sus be kadın" diye sessizce konuşuyor. yüzlerine bakamadım ayıp olmasın diye, sessizce yürümeye devam ettim.
sonra bu ramazanda şahit oldum. mesai bitmiş, kırmızı ışıkta durmuşum. herif elinde bıçakla gidiyor, çok sinirli ve "hepinizin amına koyucam, benim karımı siktiniz ha, hepinizin amına koyucam" diye diye, saçı başı dağılmış, cinnet bir halde yürüyor. olayın sonunu bilmiyorum..
eskiden alt katımdan ses eksik olmazdı. herif karısını sürekli dövüyor, ama kadın manyaktı sanırım. o da gidip çocuğunu dövüyor. alt kat ses ve dayak cümbüşü içinde, deli bir hali var. hem kadın harbiden manyaktı. beni yolda durdurup bağırıp çağırırdı. sesimi çıkarmadan dinliyordum kadını ve yoluma devam ediyordum. bir keresinde benim kapı çaldı, açtım. bi baktım o kadın. nasıl bağırıyor bana, meğer benim lavabonun suyu alta akıyormuş. binayı dandik yapmışlar işte. mahvetti beni. indi aşağıya, on dakika geçmedi kapı yine çaldı. kocası bu sefer. özür diledi. dayak yerken mi delirdi yoksa zaten deli miydi, bilemeyeceğim.
o evin sahibi de almanya'da yaşıyor. kirayı babasına veriyorum. sonra öğrendim ki ev sahibini almanya'da içeri atmışlar. bir süre sonra herifin uyuşturucu kaçakçısı olduğu söylendi. lan dedim, evi polis molis basar sabaha karşı, cık cık..
o değil de, bugün traş olmaya gittim berbere, herifin dediğine göre yaşadığım yerde iki canlı bomba varmış. kara çarşaf ile dolaşıyorlarmış. öylesini görürsen ayaklarına bak, erkek ayakkabısı giyiyorsa kaç dedi. vay a q.
dün sabah işe gitmek için arabanın başına geldim, bi baktım ön tampon düşmüş. sakinim hala, dikkatle inceleyince gördüm ki çıkmışlar tampona, zıplaya zıplaya kırmışlar. ayak izleri hala tamponun üzerinde. inceledim, ateş soğuktu. çoktan uzaklaşmışlar. arabayı park ettiğim yerde geceleri sürekli başka başka kız ve erkekler gizli gizli konuşuyor. öpme falan yok. ama samimiyet diz boyu, sarılmalar, koklaşmalar gırla. onlar mı yaptı acep, çünkü sürekli basıyorum çiftleri.
"sonuçta varoluşun neden olduğu en büyük yorgunluk belki de insanın yirmi yıl, kırk yıl boyunca, hatta daha bile uzun süre, aklı başında kalmak için harcadığı o olağanüstü çabadır, basitçe, derinden kendi, yani tiksindirici, dehşetengiz, saçma olmamak uğruna. baştan veri olarak elimize tutuşturulan şu aksak ikinci sınıf insanı, sabahtan akşama kadar hep küçük bir evrensel ideal, birinci sınıf bir insan olarak sunmak zorunda kalmamız ne de büyük bir kabus." gecenin sonuna yolculuk - celine
(daha yazardım ama yerim dar!)