alemin en göt olmuş lafıdır seni seviyorum. bu kadar kişiye özel bir cümlenin, her ilişkinin daha ilk bir kaç gününde söylenmesi kadar cins bir durum olacağını sanmıyorum. bu nasıl bir aymazlıktır, onu da biliyorum aslında. her işin orospusu olduğu gibi 'seni seviyorum' lafından ekmek yiyenler çıkmıştır/çıkacaktır.
şahsen aşk denilen şeyin, can sıkıntısını gideren en iyi ilaç olmasının dışında bir özelliği olduğunu artık düşünmüyorum! yani dess ile penny in aşkını görüp görebileceğiniz tek yer tv ve sinema koltuğudur. zaten sanat insana olanaksızı gösterir. herkes resim yapabilseydi resmin bir değeri olmazdı. mesela bu yüzden eline fotoğraf makinası geçiren herkes fotoğraf sanatçısı oluyor! gerçi fotoğraf sanat değildir. var olan objelerdeki anı durdurmanın nesi sanat, anlamıyorum. herkes roman yazamaz, resim, heykel yapamaz, oyuncu olamaz. ama herkes fotoğrafçıdır. çünkü her insan kendisini ifade etmek ister. bunun bu ülkede en kolay yolları şiir yazmak ve fotoğraf çekmektir. kuşun, kelebeğin, lalenin resmini çekince içimizdeki duygusal biz ortaya çıkıyormuş.
işte bunun gibi bir şeydir seni seviyorum. herkes aşık olamaz. olamadığı için işin kolayına kaçar ve "seni seviyorum" der. hayır, üçüncü günde seni seviyorum lafını duyan kişi koşar adım, topuklarını kıçına vura vura kaçması lazım aslında.
işin ilginci insanoğlu kaşınıyor birader. "dikkat et, yakında bana aşık olacaksın" diyerek kendi özgüvenlerini tavana vurdurmuş cinsi latife "ne, ne aşkı, ben aşık olmam bebek" lafı ile karşılık vermekten bıktım yahu!
"ne yani, beni sevmiyor musun?"
"seni severim, ama seni sevmiyorum!"
geniş zaman kipi bence insanlık tarihinin en müthiş icadı. lafı istediğin gibi evirirsin, çevirirsin, neredeyse kimsenin ruhu duymaz. söz verirsin, aslında söz vermiş bile sayılmazsın. bu kipi eminim dünyanın ilk dolandırıcısı icat etti. neyse konuyu saptırmayayım.
yani demem o ki; fotoğraflara sarılamayacağın gibi seni seviyoruma da sarılamazsın. ciddiyim bak!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
...
ilet:
ytravisbickle@hotmail.com
en sevdiğim yazılarım
1- stanley kubrick ve savaş sanatı
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
Sayfalar
telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.
14 yorum:
ne gerek var ki böyle konuları açıp; "bana mı dedin yani?" dedirtmeye..
neyse boşver seviorm seni :)
yo yoow dostum, elbette sana demedim. elinde makina ile dolaşan fotoculara gıcık olduğumu yazmak isterken konuyu buraya bağladım.
lanet olsun bende onlardan biriydim :) kafamı sikim lan. bi daha yapmıcam.. :D
bak doğruyu! bulmuşsun işte. kalıcılığa inanmamayı tercih et. hepimiz ölücez!!
aslına bakarsan ben zaten hep kalıcı olmadığımızdan bahsetmiyor muyum :) amaç ölmek değil dönüşmek :) bkz: benim blog
evet, sonradan farkettim, değiştirmek istemedim.
amaç boş. hepimiz ölücez, ama ölünce sen çiçek ben böcek olup senin polenlerini toplamayı düşünmeyeceğim:)
haklısın gayet.. onu da diyorum aslında dolaydan. :)
gerçi şimdi pek düşünüyor muyuz orası da var :)
hayır, senin polenlerini toplamayı düşünmüyüm :)
geçmiş geçti, gelecek belirsiz, sadece şimdi var. ölünce isterlerse beni kısık ateşte yavaş yavaş pişirip yesinler, umrumda olmaz valla!
abi güzel yazı olmuş, ben de yavaş yavaş böyle düşünmeye başlıyorum ama bi yanımda da hala duygusallık daha baskın :)) kararsızım, arada kaldım (:
klinik psikoloğunuz doktor what s up doc diyor ki;
susam sokağı izle, arada kalma! sıkıştırırlar ;)
bi de; elektrik almaya çalış, böylece çarparsın güzelce...
bence senin "seni seviyorum" cümlesiyle ilgili ciddi bir problemin var..
insana en çok dokunan şeyler acısı olan şeylerdir..
selametle...
klinik psikoloğunuz doktor what s up doc diyor ki;
√ paMık √, seni seviyorum.
Des ile Penny i misal vermenizi anlayamıyorum zira sevgili Desmond biraderim ne zaman ada ile ilgili bi mevzu olsa arazi olup Pen i terk edip gidiyo, ondan sonra da işler boka sarınca oturup Penny i love you diye ağlıyor hahahha
ama bu durum dess in penny ye sırılsıklam aşık olduğu gerçeğini değiştirmiyor. keza penny aradan yıllar geçse bile onu aramaktan vazgeçmiyor, peşini bırakmıyor. üstelik babası hulusi kentmen değil kızın.
bilmem, belkide haklısınızdır, ama onların aşkı tv de gördüğüm en büyük aşk. rollerini çok iyi yapıyorlar.
Yorum Gönder