heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

31 Mart 2009 Salı

funny games


michael haneke'nin, bir küçük ayrıntı dışında neredeyse aynı iki filmi. ama tim roth hariç ilk filmin kadrosu ikincisine bin basar. ilk film bir sanat eserini andırırken, ikinci film haneke'nin, "beni amerikalı embesiller de tanısın" özleminden başka bir şey değil sanırım.

filmlerin şiddet dozu mükemmel ayarlanmış. filmi izlerken hissedebileceğiniz korku, filmdeki şiddetten değil, kendinizi o ailenin yerine koymanızdan ileri geliyor. mükemmel bir tatile başlayacaksınız ve her şey kontrolünüz altındayken birden yumurtalarınız kırılıyor işte!

filmlerdeki bir tane birbirine benzemez sahne var. baba, ilk filmde telefonu kuruturken acıkır ve ekmek yemeye başlar. bir an durur, yaptığından utanır gibi olur. ama aldırmaz ve devam eder. çok aristokrat bir tavır aslında. kendisinden başka hiç kimseyi umursamıyor, tam avrupalı işi!

ikinci filmde baba yine acıkıyor, ekmeğe abanıyor. ama olanlar aklına gelince kendinden utanıp yediklerini tükürüyor. çünkü bu sefer aile sıradan bir amerikan ailesi. halktan gelen biri olan baba, oğlu öldürülmüş, kendisi zor durumda ve karısı yardım çağırmak için çırpınır vaziyette dışarıda debeleniyorken yemek yiyemiyor! ilk filmdeki baba "acının ta a q" mantığı ile abanınca yemeğe, filmin geri kalan bölümünde acımıyorsun aileye. ikinci filmde ise babanın acıkması acısını bastırmaya yetmiyor. tüm acılar, açlık duygusu bedeninizi sarana kadardır. iştahınız geri geldikten sonra acı falan kalmaz. iki film arasındaki bu tek fark, birbirinin aynısı olan filme karşı tüm hissinizi değiştiriyor.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.