ekşi sözlük'te yazdığına göre bu şiir edip cansever'in belası olmuş, "yaşamım boyunca kurtulamadığım şiir" olarak adlandırmış. kendi ifadesi ile ahmet muhip dıranas ile aralarında şöyle bir diyalog geçmiş;
"başkası yazılmasa da olurmuş diyorum. ayrıca bu şiirden yaşamım boyunca kurtulamadım. antolojilerde aynı şiir, şiirimi uzaktan bilenlerin dilinde aynı şiir, yabancı dillere şiir mi çeviriyorlar benden, ille masa şiiri de olacak. bir gün ankara’da ahmet muhip dıranas’ın da bulunduğu bir masadayız. bir ara dıranas bana döndü, adı geçen şiiri övdü. “üstad, ben o şiirden bıktım” dedim, “benim başka şiirlerim de var” dıranas gülümseyerek, “eh, ben de fahriye abla’dan bıktım, ne yapalım, her şairin bıktığı bir şiiri vardır” dedi. doğruydu elbet. çünkü ülkemizde çoğu kez bir kuşağın şiiri okunur, yeni kuşaklarınsa yeni okuyucuları çıkar. öncesi ve sonrasıyla şiirimizi izleyen pek az okur vardır.”
nedense daha sonra milli eğitim bakanlığının da bıktığı bir şiir olsa gerek içinde bira geçtiği için ilgili bölümleri ders kitabına koymamış. neyse işte, bana bahsi geçen masa daha çok kadını çağrıştırıyor. ilk okuduğumda "ne kadınmış be" demiştim içimden. belki gerçekten masadır, belki değildir. ama en azından bir porselen firması reklamında taklit edilmesi hiç olmamış..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandı durdu
adam ha babam koyuyordu.
20 Ocak 2016 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
...
ilet:
ytravisbickle@hotmail.com
en sevdiğim yazılarım
1- stanley kubrick ve savaş sanatı
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
Sayfalar
telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.