heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

23 Aralık 2008 Salı

erich von manstein

manstein'lar tarafından evlat edinilmiş, gerçek soyadı lewinski olan ikinci dünya savaşının tartışmasız en büyük komutanıdır.

fransa harekatının planlayan kişidir, ancak harekatı uygulayan kişi değildir. rütbesi hala düşük olduğundan kendisini marne hattının karşısında tutmuşlardır. zaten planının uygulanmasının imkansız olduğuna dair heinz guderian hariç, neredeyse tüm alman genaralleri hemfikirdir. ama guderian plana hayran kalmıştır. hitler de korka korka planı kabul etmiş ve uygulanması sırasında tankların ilerlemesini piyadeler gelene kadar 2 kez durdurmuştur.

planının esası zırhlı birliklerle(tank ve zırhlı taşıyıcılar) düşmanın direkt cephesine değil, en zayıf olduğu kanadından saldırmak ve düşman birliklerini çevirmektir. ardenlerin arazi yapısının herhangi bir saldırıya uygun olmadığını düşünen müttefik kuvvetler buralara önlem almamış ve bu durum sonlarını getirmiştir. hatta alman genelkurmayı bile ardenlerin geçilemeyeceğini öngörüyordu. planı hazırlayan manstein'dır. ama uygulayıcısı guderian'dır. ardenlerin geçilmesinden sonra almanlar fransızları iki yönden birden kuşatmış ve fransa'nın kuzeyine son sürrat dalmıştır. gerçek fransız ordusu ise hala daha marne hattının arkasında saklanmaktadır. ama almanlar, kuzeyden gelen birliklerin bu fransız ordusunu kesin olarak kuşatmasına kadar marne'ı geçmeyi denememiştir. planı kendisi yaptığı halde plan, hitler-manstein planı olarak adlandırılmıştır.



rusya'da ise şubat 1941'de von leeb'in kuzey ordular grubuna bağlı olan hopner'in 4.panzer ordusunda, 56. panzer kolordusunun komutanlığına getirilir. bu kolorduyla 22-26 haziran 1941 arasında 320 km ilerleyip leningrad önlerine geldi. eylül 1941'de 11. ordu komutanı oldu ve kırım'ı aldı. kasım 1942'de don ordular grubu manstein'in komutasına verildi. bu tarihten sonra manstein taktiksel dehasını konuşturacaktır. zorlu rus karşı-taaruzlarına göğüs gerdi. stalingrad'da sıkışan 6. orduya 50 km kadar yaklaştı. bu harekat sırasında elindeki en iyi tankın az sayıdaki panzer IV oldugunu, karşısında ise kışı arkasına alan rusların t-34'leri olduğunu belirtelim. mantsein 6. ordu'yu kurtarmak için başladığı harekatta çir nehri'ne kadar geldi. ancak inanılmaz kalabalık olan ruslar yüzünden karşıya geçemedi. oysa ki paulus'un talihsiz 6. ordusu ile arasında sadece 50 km kalmıştı. bu noktadan sonra bir savunma savaşına girişmek zorunda kaldı. şubat 1943'te almanların en başarılı karşı taaruzunu yönetti ve harkov'u geri aldı. mart 1944'e kadar don ordular grubu komutanlığında kaldı. ancak bu tarihte görevinden alındı ve bir daha görev verilmedi.

hitler'in statik ve son adamına kadar savunma prensibini karşı çıkıyor ve böyle bir savunmanın almanya'yı kesin olarak yenilgiye götüreceğine inanıyordu. ama hitler'in bu manyakça savunma anlayışı yüzünden rus orduları, alman birliklerini sürekli çembere alıp imha etmeye başlamış ve 1 metre bile geri çekilemeyen alman birlikleri yokedilmiştir. manstein ve alman generallerinin çoğunun görüşü ise sayıca çok üstün ruslar karşısında en uygun savunmanın, almanların üstün yönü olan "hareket kabiliyeti"ni ön plana çıkaran "esnek savunma" ilkesinidir. hatta bu fikri daha 1941'de ruslara karşı moskova önlerinde bile tekrar etmişler ve cephe arkası bu kadar boş iken ilerlemenin saçma olduğunu, ilk taarruz noktalarına kadar, yani varşova önlerine kadar çekilmesi taraftarı olmuşlardır. ancak alman silah sanayisinin savaşı sürdürmek için kafkasya petrollerine ve kiev ile harkov sanayi tesislerine ihtiyacı vardır. bu yüzden buralar sonuna kadar elde tutulmaya çalışılmıştır. ancak başarılı olunamamıştır. hitler'in kesinlikle geri çekilmeme talimatı 1942'yi de idare etmiş, ancak daha fazla dayanamayarak stalingrad'tan sonra çökmüştür. manstein gibi bir generalin görevinden alınması ise rusların işine yaramıştır. çünkü karşılarında gerçek bir deha kalmamıştı.

savaşta tüm alman generallerini ss katliamlarını yapan, nazi taraftarları olarak bilmemek gerekmektedir. savaşta nazilerin okw adlı karargahı ile(ss'ler ve luttwaffe bağlı) alman genelkurmayı vardır. bu ikisi zaman zaman güç savaşına girmişlerdir. alman genelkurmayı bırakın fransa ve rusya'yı, ilk başta polonya'ya girmeye bile karşıdır. üstelik yahudi katliamları ile hiçbir ilgileri olmamıştır. nazilerin karargahı olan okw'da ise keitel ve jodl adlı iki yeteneksiz, hitler'in sözünden çıkmadan çalışmışlar ve sanırım yargılandıktan sonra idam edilmişlerdir.

manstein, guderian, rommel, paulus, rundstedt, student, thoma gibi generallerin hitler ile sevgi ve nefret ilişkisine benzer ilişkileri olmuştur ama nazi olmamışlardır. bir göring değillerdir. müthiş bir hitler hayranı olan model, hiç değillerdir.


4 yorum:

gayin-sin.net dedi ki...

hocam selamlar.

von manstein hakkında kimsenin yorum yapmamış olmasını neye bağlayabileceğimi bilemiyorum.

ama manstein deyince aklıma gelen üç şey var.

ilki balkan savaşı'nda doğu cephesi'nde bulgarlar'ın kırklareli hücumu. bu da balkan savaşı'ndaki ardenler öyküsüdür. bulgar genelkurmayı önceki stratejinin (schliffen planı) hilafına ve klasik osmanlı savunmasını yanıltmak için geçilmez denilen kırklareli'ndeki ormanlardan saldırmıştır osmanlı ordusu'na. sonuç osmanlı bozgunu tabi.

ikincisi generallerin gecesi'nde peter o'toole'nin canlandırdığı general tanz karakteri. bana öyle gelir ki general tanz karakteri manstein gözetilerek yaratılmıştır. general tanz da manstein gibi federal alman ordusu'nda önemli yere gelmiştir. general tanz da manstein gibi savaşta suç işlemiştir.

üçüncüsü ise biraz karışık. hani yazıda değiniyorsun ya "hareketli savaş" diye. bu prusyalılar'ın en iyi olduğu savaş tipi. aleni biçimde mevzi savaşı'nı sevmiyor prusyalılar ve zaten de yapamıyorlar.

esasında türkler de aynen öyle. mesela bir savunma savaşı olarak çanakkale ön plana çıkarılır, ama çanakkale'de osmanlı ordusu'nun en iyi becerdiği şey hareketli savaştır. (hareketli savaş derken savaşan her iki kesimin de siper kazmadan spontane olarak giriştikleri muharebeyi kastediyorum. ki harp tarihinde de aynı tanım kullanılır.)

mesela çanakkale'de 27'nci ve 57'nci alayların 25 nisan'da kısmen başarılı oldukları muharebe bu türden bir savaştır. keza conkbayırı süngü muhaberesi de aynı kategoride bir savaştır.

buna karşın osmanlı'nın çanakkale'de siperini kazmış ve mevzisini kuvvetlendirmiş "düşman"a karşı yürüttüğü bütün savaşlar inanılmaz zayiatla sonuçlanmıştır. tıpkı 4 bini şehit olmak üzere 10 bin zayiatla sonuçlanan arıburnu cephesi'ndeki 19 mayıs saldırısı gibi.

selam ve sevgiler.

melih

gerisi önemli değil... dedi ki...

vayy, kırıkkale işini hiç bilmiyordum. demek bu sayede çatalca'ya kadar ilerledirler.

şu bolşevikleri esir almadan öldürülmesi meselesinde guderian emri uygulamadığını ve karşı çıktığını söyler. manstein'ın da aynı şekilde davrandığını belirtir. yani eğer bu mantıktan gidersek ermeni sivillere yönelik eylemler yüzünden tüm osmanlı genelkurmayını suçlamak gibi geliyor bu durum bana. bulaşan var, bulaşmayan var, göz yuman var, görmezden gelen var.

birde bu evlatlık manstein'ın dedesi sanırım petro veya anna veya katerina zamanlarında(18.yy diyeyim en iyisi) rus ordusunda görev yapan alman manstein olsa gerek. emin değilim ama.

gerçi guderian kısmında kaldı, ama rusları volga'nın batısına atmak isterlerken aslında volga bölgesinde yaşayan geniş alman kolonisine sahip olmak da istiyorlardı herhalde. bizdeki 93 harbinden sonra kars'a yerleşen almanlar gibi.

gayin-sin.net dedi ki...

hocam selamlar.

kırıkkale cephesi'ndeki 4'üncü kolordudaki redif tümeninin geri çekilmesi yüzünden kaybedildi ilk muharebe. ama yine de osmanlı'nın beklediği yer değildi ormandan gelen bulgar ordusu. (yanlış olmasın merkezde de bulgar ordusu vardı ama ormandan çıkan bulgar askeri ciddi manada panikletti osmanlı birliklerini.)

ama kırıkkale'yle çatalca arasında meşhur lüleburgaz muharebesi var. orada da yine panik halinde geri çekildi ordu. (bilmiyorum dizisi yapıldı mı ama dezorganizasyon, savaştan kaçma, kaçmak uğruna yapılan girişimler ve insanlık dramı olarak osmanlı'nın yaşadığı en feci savaştır balkan harbi. öyle ki neredeyse ordu komutanı bile aç kalmıştır üç gün boyunca.) neyse.

komiser emrinde ben guderian'a kesinlikle inanıyorum. manstein'a da inanıyorum. ermeni soykırımını sadece paşalar değil, neredeyse bütün osmanlı vatandaşı biliyordu. ama almanya'da "final solution"ı oldukça gizledi naziler, gizleyebildiler. yine de ben üst düzey bütün alman görevlilerin bildiğini düşünüyorum. çünkü askerlerle aynı ulaştırma sistemini, demiryolunu, kullanıyordu ss'ler yahudiler'i toplama kampına götürürlerken.

bir de bu tehcir işinde almanlar suçlanır ilk provayı türkiye'de yaptılar diye. liman paşa'nın (von sanders) karısının eskişehir'de toplanan ermeniler'i kurtarmak için elinden geleni yaptığı bilinir. elbette alman genelkurmayı'nın haberi vardır ama bu iş enver ve talat paşalar tarafından büyük bir işgüzarlıkla kotarıldı.

sovyetler'de yaşayan almanlar'la birleşmek hedeflerden biriydi. ama maalesef naziler sovyetler'de almanlar'dan daha istekli bir ortak buldular: kırım türkleri. bu türkler'den oluşturulan iki ss tümeni son dakikaya kadar berlin'i savunan tümenler arasındaydı yanılmıyorsam. savaşta naziler'le birlikte hareket etmek bakımından boşnaklar'ın sicili de temiz değildir.

düşmanım düşmanı benim dostumdur diye düşünen başka bir savaş suçlusu kesim de bazı irlandalılar'dır. özellikle ira maalesef naziler'le işbirliği yapmıştır savaşta.

neyse laf uzadı.

sağlıcakla kal.

melih

gerisi önemli değil... dedi ki...

ben ermeni işinde alman genelkurmayının sadece haberi olmadığını düşünüyorum. tüm osmanlı genelkurmayı almanlara bağlı iken, çanakkale savaşını bile bir alman komutan ile kazanmışken ermeni işini talat ve enver'in üstüne atmak fazla insafsızlık bana göre. devrimden sonra son sürrat azerbaycana dalan osmanlı ordularını nasıl geri çektirmeye çabaladıysa almanlar, bunun için kavgayı bile göze aldıysa, ermeni işinde de pekala kavgayı göze alabilirlerdi. ama bana göre teşvik bile ettiler. enver ile talat paşa'ların başka türlü böyle bir katliamı yapmaya gözlerinin yemeyeceğini düşünüyorum. liman paşa'nın hanımı istediği yapsın, halide hanım da bahaeddin şakir'in elini "ben bir katilinin elini sıkmam" diyerek sıkmamıştır. bence bireysel tepki onlar.

ss birliklerine fransız, norveçli, belçikalı, hollandalı, macar, ukraynalı faşistler de katkıda bulunmuştur ama. hatta fransız ss tümeni berlin'e giren ruslarla da çarpışmıştır. sanırım bu ss tümeninin adamları vietnamda fransa adına çarpıştı.

kırımlılar, ukraynalılar ve boşnakları ben suçlayamam. kendileri şeytan ile işbirliği yapsalar bile sonuçta yapmak zorundaydılar. zaten kırımlılar bunun bedelini çok ağır ödediler.

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.