kadınların bazı özellikleri vardır. bunlardan birisi de evlenilecek erkek ile çocuk sahibi olunacak erkeğin farklı kişiler olmasını isterler. hemen her tutkulu bir birlikteliği bitirmiş bir kadın, aklından aynı naneyi geçirir;
"keşke ondan bir çocuğum olsaydı da öyle ayrılsaydım!"
ben bile benden çocuğu olmak isteyen kadınların tekliflerini sürekli geri çeviriyorum!
neyse, bu tür filmlerde kadın kahramanımız çok severek bir adam ile evlenir ve çocukları olur. ama herif piçin teki olduğu için karısını sürekli aldatmakta ve çocuğuna diğer kadınlar kadar değer vermemektedir. işte bu tür nedenlerden dolayı kadın o adamdan ayrılır ve zaten başarılı bir insan olduğundan yeni bir hayata başlar. bu tür kadın dul olduğundan dolayı tüm erkekleri üzerine çeker(!) ve neticesinde bir sürü naif, başarılı, aile saadetine önem veren erkeğin ilgi alanına girer. kendi çocuğunu doğurtmakta zorlanan bu erkekler, "hazır çocuğu olan bir kadın buldum, uğraşmam işte bu tür işlerle" diye düşündüğünden olsa gerek kadına yavşar, çocuğa yeni babası olduğunu ispat etmeye çalışır.
filmlerde bu noktada kadın için belirleyici olan durum çocuğun bu durumu kabullenmesidir. ama çocuk ısrarla biyolojik babasına yönelmektedir. uyumsuz bir piç olan biyolojik baba ise hala daha günde 31 kadınla sevişmekte, 69 defa boşalmakla meşguldür. bu meşguliyet arasında da çocuğuna ayıracak vakit bulamamaktadır ve çocuk tamda gönlünü o naif babaya doğru yöneltmişken(annesi çoktan meyillidir) bir mucize olur ve biyolojik baba ikisini de kapar. naif erkeğimiz ise aşk acısını unutmak için şehir ve iş değiştirir. bu durum kadının umrunda bile olmaz. çünkü eski über aşkı kendisine geri dönmüştür ve çocuk yapmak için bir nedeni daha vardır!
bu durumu biraz değişik de olsa figth club'da da görürüz. jack'in babası 6 yılda bir evini terk etmekte başka bir şehirde, yeni bir şube açmaktadır. bunu her 6 yılda bir yapmaktadır. işin ilginç yanı ise kadınların bu duruma rıza göstermesi ve seslerini çıkarmadan çocuğu doğurup terk edilecek anı beklemeleridir.
eski filmlerde ise durum daha ilginç. malum, kadınlar çalışma hayatına girmeden önce ya evlenirlerdi, ya rahibe olurlardı, ya da orospu. çok sevdiği kocasına 8 çocuk doğurduktan sonra ölümüne hala şaşılan ve ailesi tarafından tapılırcasına sevilen anne, babanın çocuklarına yeni anne bulma sevdası yüzünden hemen unutulur. yeni bir kadın ise ya balolardan bulunacaktır, ya da manastırlardan. böyle durumlarda manastırdan çocuklara dadılık yapmak için gelen kadın daima kazanır. mesela the sound of music'deki gibi. 300 yıl önce olsa doğayla konuştuğu ve şarkılar söylediği için yakılarak öldürülecek olan çatlak rahibenin planı işe yaramış ve zengin kocayı kapmıştır.
ilginç olan noktalardan birisi ise çocukları olan iki kişinin evlenmesi durumunda kadının çocuklarının bir kaç ay içerisinde üvey babalarının nüfus kütüğüne geçmeye ve soyadını almaya razı olmalarıdır.
ne kadar çok iki ayağımızın üstünde durduğumuzu iddia etsek de, beyinimiz acayip süper hesaplamalar yapıyorsa da temel içgüdüler aynı kalıyor. insanın kadın cinsi evlenilecek ve çocuk yapılacak erkekler arasında seçim yapabiliyor. bir gruptan çocuk yaparken, diğer grubu kullanmaya kalkıyor. böylece kadınların bu doğru tercihleri sayesinde çocuklarının ve torunların 100 yıl sonra evlenilecek naif erkek gibi bir dertleri olmayacak! çünkü herkes piç olacak!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
...
ilet:
ytravisbickle@hotmail.com
en sevdiğim yazılarım
1- stanley kubrick ve savaş sanatı
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
Sayfalar
telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.
2 yorum:
filmlere konu olamasa da.. akılları başlarına sonradan gelip yerleşen ve "çocuğunu kendin büyüt, erkekten baba değil ancak ve ancak büyüyememiş bir çocuk olur" diyerek boşanan kadınlar da var. ve böyle de devam eden..
:)
bkz: babalık kurumunun gereksizliği
bkz: tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
bkz: asalak
erkeğin doğadaki temel görevi dölleyip kaçmaktır :)
önemli olan keyfinize bakamaya devam etmek, keyfinize bakın ;)
Yorum Gönder