ilk izlediğim türk filminde cüneyt arkın ile müjde ar oynuyordu. müjde ar balerindi(beli öküz gibi kalın bir balerin) ve cüneyt ağbi polis. 80'lerin ortalarında bir tek cumartesi akşamları türk filmi oynardı. ertesi gün tüm çocuklar sokaklarda onun hareketlerini tekrar etmeye çalışırdık. türk filminin salgın gibi kanalları sarması star'ın kuruluşundan bir kaç yıl sonrasına denk gelir. neyse, o dönemden aklımda kalan diğer film de türkan şoray'ın tamba tumbasıdır. çiçek abbas vhs kasetinin durumu iyi olan evlerde bulunduğu zamanlardı. heytt be...
neşeli zamanlarmış. masada güzel insanlar, ortalık şen, sigara bile içebiliyormuş kapalı mekanda!
hastaneye kaldırmışlar bu fotoğrafta. zamanını hatırlamıyorum, ama eskiden ferdi dinlerdim. ciddiyim bak. sonra birgün cem özer'in talk showuna çıktı ve kendi şarkılarını dinlemediğini, konserden konsere söylediğini haykırdı ağzından ve her şey bitti o an. ferdi tayfur'u hala daha dinleyemem.
şu hayatta harbiden şöyle hafiften de olsa içmek istediğim tek insan sadri alışık'tır. onun filmlerinde klasik balıkçı mekanları vardır. kurulur masaya, başlar içli içli anlatmaya, o anlatsın, ağzımı açmadan dinlerim. çünkü ben de eski bir aşkın mahvettiği bir türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım. o kavuşur filmlerin sonunda, kırk-elli yaşında bile olsa, ben rüyalarımda görürüm hala..
bu bir rol ile ilgili mi bilmiyorum ama feci karizma bu fotoğrafta. kemal sunal filmleri ikiye ayrılır nazarımda. kilolu filmleri beş para etmez. ama o korkusuz korkak'daki hali var ya, nefis. o dönemki filmleri de nefis. neredeyse her biri absürd komedi şaheseri. ama o göbekli hali kötü. uymuyor role işte.
insan şu adama gülmez mi be, gülüşü nefis, bakışı cana yakın. üstelik filmlerinde gram şaklabanlık da yok. saf oyunculuk sergiliyor.
ali şen ve ailesi. sağdaki ufaklık şener şen. ali şen de büyük oyuncu. genelde filmlerinde çakal tipleri oynar.ama her biri ayrı güzellikte ve hiçbir tipi bir öncesini andırmıyor. zaten bu yüzden büyük oyuncu.
adam 40 yaşındayken hababam sınıfında oynamış. ben kendime genç dururum diye bakıyorum ama bu adam o yaşlarda gençliğin dibine vurmuş resmen. neyse, canım kardeşim diyesim geliyor. ne güzel filmdi o be...
adile naşit'e öldükten sonra atılan iftiralar, hakaretler vs. harbi yazıklar olsun. saçını örtmedi diye kadını mezarda cehenneme koydular. öldüğü zamanı da hatırlarım. annem leğende beni yıkarken ölüm haberini trt vermişti. sonra ertesi gün, cumartesiydi ve sabahleyin onun münir özkul ile oynadığı o meşhur turşucu filmini yayınlamışlardı. cumartesi sabahı ilk kez türk filmi izlemiştik. ve evet, film nefisti.
gençliğinde bu kadın güzelmiymiş ne? tamam, bir sürü rolde oynadı, ama benim aklımda hep sabriye usta kaldı. kaygısızlar'daki sabriye usta. süperdi orada...
(fotoğraflar sabah.com.tr'den)
Genç futbolcu hata yapacak, sabırlı olmak lazım
22 saat önce
2 yorum:
Kemal Sunal'ı hiç böyle görmemiştim hakikaten çok karizmatik.
Annenin seni leğende yıkarken bir ölüm haberi almanız da ironik, güldürdü beni.
Ayrıca tamba tumba da türkan şorayın dans sahneleri geliyor hep aklıma.
Türk filmlerini severim ama 80 öncesi olmalı. Mehmet Ali Erbil dönemi mesela b.k gibidir bence.
m.a. erbil şaklaban. babası saadettin erbil yanında bir hiç kendisi.
kemal sunal ın o fotoğrafı harbi çok iyi.
80 lerin sanat ve düğün kasedine çekilmiş filmleri hariç filmleri de iyi hem. bak mesela amerikalı filmi var, çekim kalitesi tek kelime ile iğrenç. 70 lerin erotik filmleri bile daha iyi çekilmiş ondan. yani 70 lerin filmleri harbi kalite...
Yorum Gönder