heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

16 Şubat 2012 Perşembe

aile içi soyluluk ünvanları!

soyluların asalet ünvanlarını yazdıktan sonra ailenin asalet ünvanlarını yazmamak olmaz. kopyala yapıştır yapa yapa çıkardım hepsini. hemen hepsi nişanyan sözlükten alınma. ama teyze, dayı, güvey maddeleri twitter'da yazan kelime ajanı'ndan alınmadır.

anne: eski türkçe. eskiden daha yaygın olan ög denirmiş. zamanla anne/ana kelimesi bunun yerini almış. öksüzdeki ög, anne demekmiş.  n ikilemesi muhtemelen çocuk dili etkisi gösterirmiş. yazı dilinde 20. yy başlarından önce kaydedilmemiş. 14. yy'dan itibaren kaydedilen āne biçimi şemseddin sami'ye göre istanbul şivesiymiş.

baba: çocuk dilinde ba-ba "kalın sesli kişi". tüm toplumlarda ortak görünen bir enfantil simge-sesten, çeşitli dillere "yaşlı ve saygın erkek, baba" anlamına gelen sözcükler türetilmiştir. farsça baba/babū. orta farsça baba (baba, muhterem kişi, derviş), çince baba, yunanca papá, fransızca papa vb. 

çocuk: eski türkçesi çocuk domuz yavrusu, her şeyin küçüğü anlamına geliyormuş. kıpçakçada çocuk/çoçka domuz yavrusu. çocuk dilinden geldiği sanılıyor. çi-çi/çu-çu. eski türkçede çıçamuk (küçük parmak), çıpçık/çıpçuk (serçe kuşu). ayrıca cücük, cıcık, küçücük de var.

yeğen: eski türkçede yigen kızkardeşin çocuğu demekmiş. moğolcası cige kızın veya kızkardeşin çocuğu demekmiş.

torun: eski türkçede torum deve yavrusu demekmiş. eski sözlüklerde oğlun oğlu için kullanılıyormuş. ayrıca ermenicede de t'oŗn (torun, çocuğun çocuğu); kürtçede torin (yavru, delikanlı); hindu dillerinde taruna (çocuk).   


dede: çocuk dilinde da-da. çocuk dilinde evrensel görünen erkek kişi sembolizminden türediği muhakkaktır.  ingilizce daddy (baba) vb.

nene: ne-ne.çocuk dilinde evrensel olan kadın akrama sembolizminden. ingilizce nanny (nine veya sütanne).

 
abla: kaşgarlı aba ana diye kaydetmiş. kıpçakçası aba/ebe anne, nine. türkiye türkçesinde aba/apa/apu/ebe yaşlıca ve saygı değer kadın, bacı, büyük kızkardeş demek. 1876'dan sonra abla  kullanımı var. kökeni ebe. 'l' ara sesi türkiye türkçesinde geç dönemde türemiş. asya türk dillerinde ape, apay, appa biçimlerine rastlanırmış. çocuk dilinde eb-be.

ağbi: bildiğin ağa-bey. uzun yazmaya gerek yok. bence abi denilmesi ağabey denilmesi kadar saçma. söylerken a uzatılıyor çünkü.

kardeş: belki “aynı karından doğma” anlamındaymış. eski türkçe kadaş biçimi belki eski türkçe ka (aile) ile ilgili olup, karındaş biçimi halk etimolojisi etkisiyle oluşmuş bir varyant olabilirmiş. ikinci hecedeki ses incelmesi, 'halk ağzı' sayılan kardaş biçiminden ayrışarak 20. yy'dan önce istanbul ağzında ortaya çıkmış.  

karı: eski türkçede yaşlanmak demekmiş. orta asya türkçesinde yaşlı adam anlamına geliyormuş. zamanla yaşlı kadın, eş, zevce anlamına kadar evrilmiş.

koca: eski türkçede yaşlı ve ulu kişi demekmiş. 

dayı: ana türkçesi tay. kaşgarlı tagay şeklinde belirtmiş. dayı kelimesi çince büyük anlamındaki "tay" ile türkçe "aga" kelimelerinin birleşimi olan "tayaga" sözcüğünden dönüşmüştür. eğer annenin iki erkek kardeşi varsa küçük olan için "tayaga" kelimesine "y" küçültme eki getirilerek "tayagay" kelimesi kullanılıyordu. buna göre kelimenin dönüşümü şu şekildedir: tayagay > tagayı > tayı > dayı

amca: orta asya'da apa. eski türkçesi eçe. 

teyze: kıpçakça tayıza/tağza/tay eze. annenin kız kardeşi. tayıza/tayaza. tagay/tay. kökeni dayı ile aynı. teyze kelimesi de çince büyük anlamındaki "tay" ve türkçe "eze" kelimelerinin birleşimi olan "tayeze" kelimesinden gelmektedir. "tayeze" kelimesindeki "eze" ise "ece" sözcüğüyle ile eşkökenlidir. ece kelimesinin anlamları arasında "büyük kız kardeş,abla" da vardır.

hala: arapça χāla. ͭteyze, annenin kızkardeşi arapça χāl dayı demek. babanın kızkardeşi anlamı türkçeye özgüymüş. bizde eskiden bibi derlermiş. çocuk ağzından olsa gerek. gerçi bibi fazla olmasa da kullanıyor. emmi, bibi hoş kelimeler.

kuzen: fransızcası cousin. amca, hala, dayı veya teyze oğlu latincesi consobrinus hala veya teyze oğlu. latince con+sobrinus kızkardeşin ailesi, kızkardeş çocuğu. hintavrupaca swesr-īno- hintavrupaca swesor- kızkardeş demekmiş.

enişte: farsça. aslı anguşta. zengin çiftçi, kodaman demek. kökeni anguşt ise parmak demek. aslında kelimenin kökeni ile kullanımı arasında çok fark var. belki kızları zengin kocalara verirlerken iş bu noktaya vardı.

yenge: eski türkçe. büyük kardeşin veya dayının karısı demekmiş. şimdi amcanın karısı da işin içinde. 

kayınço: kayın eçe. eski türkçe kayın. evlilik yoluyla akraba. kayın kelimesi moğolca. kadum. evlilik yoluyla hısım demek.

kaynana: kayın kelimesi meseleyi hallediyor.

görümce: eski türkçesi körümçi. falcı, müneccim demek. kökeni kör, ki bildiğin gör demek. falcı, müneccim anlamı o yüzden normal. ama kocanın kız kardeşi anlamı saçma. enişte benzeri olabilir. kocanın kızkardeşleri eskiden pek sevilmiyor olsa gerek. bu yüzden onlara falcı yakıştırması yapılmıştır. o da belki.

elti: eski türkçesi de élti. hanım, yüksek mevki sahibi birinin eşi demek. bence daha çok lady özelliği taşıyor. erkek kardeşlerle evli kadınlar anlamı bu yüzden anlaşılabilir. bunlar birlik olmuşlar ve birbirlerini övüyorlar. ama kocanın kız kardeşi falcı oluyor!

bacanak: kökeni bacı. bacı nak eki belirsizmiş. ama sonuçta kız kardeşlerle evli erkekler için kullanılması normalmiş meğer. 

damat: farsça ve orta farsça dāmād. güvey, damat demek. eski farsçası dāmātar- ise düğün sahibi = zend dilinde zāmātar- sans. cāmātr.  hintavrupaca gemə- düğün, evlenmek demekmiş. damat kelimesinin türkçe karşılığı güvey. güvey: eski türk geleneklerinde evlenen genç kızlara çeyiz olarak belirli bir sayıda hayvan verilirdi, bu hayvanları gütmek ise damadın göreviymiş. gelinin çeyiz hayvanlarını gütmekle görevli damada "kütmek" fiilinden türetilen "küdegü" denirdi, bu kelimeye biz bugün "güvey" diyoruz. küdegü düğün sahibi, damat demek. küd- (birine) bakmak, gözkulak olmak anlamına geliyor. aynı kökten eski türkçe küden (düğün yemeği, misafir ağırlama). oğuz türkçesinde /d/>/δ/>/y/ evrimi tipikmiş. 17. yy'dan sonra ortaya çıktığı anlaşılan y/ğ metatezi açıklanmaya muhtaçtır.


gelin: eski türkçesi kelin. evlenerek hane halkına katılan kadın demek. kel, aslında gel demek. 

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Sertkayanın dayı için etimolojisi yanlış Çince tay sözcüğü kökeni belirsiz büyük yüce anlamında yakıştırmadır göktürkçede Çin generali için tay general kullanılmıştır ancak tay tagay türkçede büyük değil akraba anlamı taşır özellikle anatan ka (anne yanından akraba) anlamı taşır en eski biçimi taga(y) bilinmektedir dolayısıyla akraba general olamayacağına göre bu Türkçe tagay/tay sözcüğü ile Çince büyük anlamındaki semantik anlam olarak ilgisi yoktur

Adsız dedi ki...

Teyze sözcüğü çince büyük yakıştırması anlamı ile Türkçe eçe/eze birleşimi değildir eçe/eze kendi başına büyük abla ile büyük abi anlamları taşır o yüzden tay Çince büyük anlamındaki tay ile ilgisi yoktur ön türkçeden ana türkçeye geçen tây>tay/daay kökünden gelir anne tarafından demektir annemin ablası anlamı tayeze>teyeze>teyze

Yorumcu dedi ki...

Yorumlarımızı yayınlamıyorsun bunun nedeni bilgisiz çelişkili yazılarından dolayı eleştiriye açık olamaman doğruları yüzüne vurulmasını sindiremediğinden dolayı olduğu belli oluyor yazılarında düzeltilmesi gerekli çok yanlışın var

Sanadedim dedi ki...

Türkçenin eski döneminde büyük ağa anlamında tayaga diye bir sözcük yoktur en önemilisi aga sözcüğün ortaya çıkışı geç dönemdir eke/âkâ >aka/aga ayrıca ağa/aga kendi başına büyük anlamı taşır abi sözcüğün kökeni ağa olup büyük erkek kardeş anlamındadır üstelik Çince tai/tay büyük yakıştırma anlamı çok mantıksız olur dayı için zaten büyük anlamı taşıyan Türkçede aga varken

gerisi önemli değil... dedi ki...

kusura bakmayın, bazen bloga girmeyi unutuyorum, biraz atıl kaldı, yorum için teşekkürler. eleştiriye açık olmamak vs gibi bir durum yok. altı üstü basit bir blog..

gerisi önemli değil... dedi ki...

ve ayrıca etimolojiye ilgiliyim elbette, ama etimolog değilim. yazdığınız bu yorumlar benim için değerlidir..

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.