heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

7 Ağustos 2007 Salı

vistül nehri

şu polonya'yı her zaman sevmişimdir. çocukluğuma dayanması gereken bu sevginin nedenini harbiden hatırlamıyorum ama severim bu ülkeyi. işte bu sevgim beni vistül nehrine kadar götürdü.

polonyalıların koyu birer katolik olduğu ve hatta komünizme rağmen avrupa'nın en dindar halkı olduğu bilinir. işte bu dindar polonyalılar tarihlerinde kazandıkları iki zaferlerleriyle çok övünürler. ikisinde de avrupa'yı kesin bir dinsiz akınından koruduklarına inanırlar. bunların birincisi bizi de ilgilendirir ki biz ona ikinci viyana kuşatması deriz. merzifonlu kara mustafa paşa'nın "aman viyana'ya zarar gelmesin" sevdası yüzünden bir türlü hücum emri verilmemiş ve en sonunda jan sobienski yönetimindeki kutsal hristiyan ordusu 1683'de türkleri darmadağın etmiştir. savaşın kazanılmasından sonra tüm avrupa günlerce bayram yapar, şölenler düzenler. paşa'nın çadırları, papağanları, develeri ve hatta cariyeleri bile düşman eline geçer. ganimet olarak askerler arasında paylaştırılır. polonyalılar bu savaşın sadece bu kısmında bulunmuştur. geri kalana karışmazlar. kutsal roma germen imparatorluğu, venedik ve kısmen rusya kalanı halleder. ama zaferin şanı hala daha polonyalılardadır.

bu dinsizlere karşı kazanılan ikinci zafer ise vistül zaferidir. kızılordu son sürat polonya topraklarına saldırır. amacı eski rusya topraklarını geri almaktır. ancak vistül nehri kıyısında kesin bir mağlubiyet alırlar. polonyalılar son ikiyüz içinde ilk defa rusları yenmiştir ve ikinci kez avrupayı dinsizlerden korumuştur. bu zafer vatikan tarafından günlerce kutlanır. hatta zaferin kazanıldığı gün doğan biri ileride papa bile olur ki biz ona ikinci jean paul deriz.

işte vistül ilk ez o zaman hayatıma girdi. yani bu savaşı öğrenince. akabinde gerisi çorap söküğü gibi geldi.

yıl 1944. ikinci dünya savaşının sonları. ilk önce gettoda yaşayan bir avuç yahudi, el yapımı bombaları ve bir kaç tabanca ile almanlara isyan eder. ama oldukça etkili olurlar. gerçi isyan hemen bastırılır ama polonyalı milliyetçiler de sonunda almanlara isyan eder. sokak sokak çatışmaktadırlar. almanlara direnmektedirler ve ölen polonyalılar öldükleri yerde gömülmektedirler. bugün hala onların mezarı ordaymış. her sokak, her köşe başında o isyan sırasında ölen polonyalıların mezarları varmış. neyse olayı vistül'e bağlayacağım. bu isyan sırasında vistül nehri kıyısına kadar kalan stalin'in ordusu orada beklemeye başlar. nehri geçip saldırsa isyan başarıya ulaşcaktır ama almanların, ileride başına dert açacak olan o polonyalıları tamamen öldürmesini bekler ve isyan bastırılır bastırılmaz hemen vistül nehrini geçip almanara saldırır. almanlar elbette direnemez ama geride polonyalı da kalmamıştır. varşova'nın altı üstüne gelmiş, neredeyse tüm binaları hasar görmüştür.

ve sıra vistül ile ilgili en ilginç hikayeye geldi. ey bunu okuyan okur, bu bir kehanettir. polonya, avusturya ve rusya tarafından parçalanınca, yani 1700'lerin sonlarında işgal edilince, ukraynalı bir kahin olan wernyhora şöyle bir kehanet ortaya atarlar:

"türk atları vistül nehrinden su içmedikçe polonya bağımsızlığına kavuşamaz."

sonra ne mi oldu? birinci harpte enver paşa almanlara yalakalık yapmak için en baba askerleri galiçya 'ya yolladı. orada ruslara karşı savaştırlar. türklerin atları vistül nehrinde su içti. polonya da savaş bitimi yani 1918'de bağımsız oldu. bizim askerler polonyalılar için savaşmasa bile kehanet gerçek olmuştur.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.