heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

16 Eylül 2009 Çarşamba

ayrıntıladım - 6

schindler's list berbat bir film. filmde, ineklerin hayatını kurtarmak için çabalayan yatırımcımız, ineklerin vaadedilmiş toprakları olan hindistan'a bir sürü inek yollar. sonra arabasını satıp bir kaç inek daha kurtarmadığını farkeder ve ağlamaya başlar: "keşke arabamı da satsaydım, karımı da satsaydım. bu sayede bir inek daha kurtarabilirdim!" lan salak, yeni mi fark ettin, ben daha filmi izlerken fark etmiştim.

kıçımı sarıya boyayıp kaş göz çizsem seda sayan'dan daha güzel görünür. gerçi o da kıçını sarıya boyatıp çıkıyor ya, o da ayrı mesele. bu kadının olayı nedir, anlamıyorum ki? güzel desen güzel değil. kafası ile gövdesi, gövdesi ile bacak boyu arasında orantısızlık var. kocaman kafalı, uzun gövdeli ve kısa bacaklı. resmen çirkin bir hatun.

hiçbir osmanlı padişahı hacca gitmemiştir. ama topkapı sarayındaki kabe maketinin etrafında 7 defa dönen bir padişah da vardır. adı birinci ahmet'tir. genç osman'ın hacca gitmeye niyetlenmesi ise kendisinin sonunu getirmiştir.

tevratta lut, kızları ve karısı ile kaçarken tanrı onlara kesinlikle arkalarına bakmamalarını ve karşıdaki dağlara sığınmalarını söylemiştir. ama dağın yamacına varıldığında lut'un karısı arkasına bakar ve anında tuza döner. lut ve iki kızı en sonunda mağraya girdiklerinde kızları insanlığın yok olduğunu düşünüp, insanlığın devamı için babalarını bir güzel içirip, onunla cinsel ilişkiye girmişlerdir. neyse, lut olayı farkettiğinde kızlarını feci şekilde haşlamıştır!

kur an'ın iki derlemesi vardır. peygamberin ölümünden sonra(ölümünden önce kitap haline getirilmemiştir) ömer'in zorlaması ile ebu bekir'in yaptırdığı derleme ile osman'ın derlemesi. osman zamanında, ebu bekir derlemesi yokedilmiştir. osman'ın yaptırdığı derlemeler de günümüze ulaşmadığı söylenir. ayrıca ilk derlemede kunut duaları üzerinde tartışma çıkmış ve genel kanaate göre kunut dualarının kur an'da yer almadığı kararlaştırılmıştır.

aslında hacivat ile karagöz'ün anlatılan hikayesinin masal olduğu bilinir. yavuz sultan selim, mısır'ı fethettiğinde orada gösterilen gölge oyunlarını çok beğenir ve oğlu süleyman'ı eğlendirmek için iki ustayı istanbul'a getirir. ustarın halka da gösterilerde bulunması sonucu hızla yayılır ve hikayesi uydurulur. içine kürt, arap, boşnak, yahudi, çerkez vb. bir sürü karakter katılır. öldürüldükleri doğru değildir. çünkü zaten yaşamamışlardır.

küçük kaynarca antlaşması sırasında ruslarında başında alman asıllı ikinci katerina bulunuyordur. kendisi bir alman olmasına rağmen bir rus'tan bile daha millliyetçidir. tek amacı vardır. o da istanbul'u alarak rusya'ya bağlı bir bizans kurmaktır. hatta sırf bu yüzden doğan torunlarından birine constantine adını vermiş ve gelecekte kurulacak olan bu devletin başına geçmesini düşünmüştür. ama işin içine ingilizler de girince, ruslar bu planlarını hiçbir zaman gerçekleştirememiştir. çünkü 1880'lere kadar ingilizler, osmanlı'ya oldukça fazla yardım etmiş ve devletin devamını sağlamıştır. ingilizler olmasaydı 1853 kırım harbi zamanı devlet tamamen bitebilirdi.

12 adalar diye bir sorun yoktur. ikinci dünya savaşından önce ingilizler ve italyanlar kıbrıs'ın ve oniki adaların yunanistan'a bırakılması konusunda anlaşmıştır. yani karşılıklı olarak doğu akdeniz'i terk etmeye karar vermişlerdir. türkiye'de sesini çıkarmamıştır. ayrıca savaştan sonra türkiye, elindeki toprakları korumaya çalıştığı için(çünkü ciddi bir rus tehditi vardır ve bırakın oniki adaları almayı, boğazları ve kars-ardahan'ı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır) bu adalarla ilgilenmemiştir.

darht vader, aslında simsiyah kılık kıyafetiyle korkutucu olmayan karakter. oysa mustafar gezegenine inişini ve obi van kenobi ile olan kapışmasındaki yüz ifadesini hatırlarsanız, o halinin daha korkutucu olduğunu bilirisiniz. gözlerinin dönmüşlüğü, giydiği kıyafet, yüzünün tüm hatlarına yansıyan nefreti ile tam bir karizma abidesidir. metal yığınları içinde ise tanka benziyor. ama episode 5'de monitörden adam boğması süperdir.

das experimet almanların nasıl birer bürokratik canavara dönüşebileceğini gösteren bir filmdir. adamlar o kadar bürokrat ki yahudileri katlederlerken altın dişlerini bile kayıt altına almışlar. biz türklerde böyle bir deney uygulansa eminim mahkumlardan rüşvet alma işi ilk 5 dakika içinde gerçekleşirdi.

hakan günday'ın hala daha son romanı olan azil'de, kahramanımız insanların temelde kötü olduğunu ispat etmek için bir belgesel çekmeye karar verir. yolda yürüyen çıplak bir kadına kaç dakikada tecavüz edilecek, üzerinde 'apo bir bilmemne çocuğudur' yazılı tişört giyen kişi kaç dakika içinde linç edilecek türü bilgileri toplayıp belgesel yapar ve nette yayımlar. hemen hepsi 5-10 dakika içinde vukuu bulur. ama hakan günday'ın bile hayal gücünün şu olaydaki kadar fazla olduğunu sanmıyorum. üzerinde ahmet kaya resmi bulunan tişört giyenleri linç etme girişimi toplumun iflasıdır.

islamiyet öncesi araplarda adı al ilah olan bir tanrı vardır. ay tanrısı olarak kabul ediliyordu. dişi güneş tanrıçası ile evliydi. üç kızı vardı; al lat, al uzzat ve al menat.

amerika kıtası, sanılanın aksine americo vespuci adlı italyan denizcinin adını taşımaz. ne yani, allah'ın italyanı gidecek ve "burası hindistan değil, yeni bir kıtadır. adını da nah ben koydum. bundan böyle buraya amerika denecek" mi diyecek? evet, şimdi gerçeği yazıyorum. çok eski çağlardan beri bilinen bu kıta "la merica" adlı yıldızın adını taşır. kolomb bu kıtayı duymamış olabilir ama avrupa'nın yeni oluşan burjuvasıyla birleşen ve güçlenen masonlar bu kıtayı biliyordu.

takva filminde, günahlardan kaçmak için münzevi hayatı yaşayan bir adama şeyhi ağır bir sorumluluk verir. dergahın tüm parasal işlerine bakmaya başlamasıyla beraber tüm yaşamı alt üst olur. rüyalarına giren kadının da şeyhinin kızı olduğunu farkedince bu ağır bunalımı kaldıramaz ve delirir.

nebatilerde iran babil roma karışımı ilginç bir inanç varmış. şimdiki ürdün'de, petra antik kentinde, tusares adlı bir tanrı var. kendisi asma tanrısı, yani şarapçı. tusares'in karşısında ise allat diye bir tanrı var. diğer adı kaab. heykeli ise siyah bir taş!

4 yorum:

.../J/... dedi ki...

azil ?

son roman ?

gerisi önemli değil... dedi ki...

"hakan günday'ın hala daha son romanı olan azil'de" demişim. ziyan'ın çıktığını bugün öğrendim. "hala daha" demem bu yüzden. çıkacağından haberim vardı.

.../J/... dedi ki...

ozur dilerim bir daha olmaz...

gerisi önemli değil... dedi ki...

kabul ettim, bir daha olmasın :)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.