çocukluk devremde yazları, bazen kışları da çalıştım durdum. bursa'nın belirli bir bölgesinde girmediğim kahvehane kalmadı. neyse, ilk porno filmlerimi bu yıllarda kıyıda köşede kalmış kahvehanelerde izledim. içinde tan gazetesinin olduğu, camlarının kalın perdelerle kapatıldığı bu kahvehanelerde karate pornolardan motosikletli versiyonlarına kadar onlarcasını izledim. bu yerler illa kalın perdeli olacak değil ya, normal versiyonlarını da gördüm. hatta sırf bu o kahvehanelere gitmişimdir olayı izlemek için. gazete okuma hikayem de bu işe dayanıyor sanırım. bir gazete gördüm mü dayanamam, okurum!
tüm o zamanlar, dev bir hülya avşar ve müjde ar çılgınlığı dönemidir. hala daha o iffet filminin namı, o devrin gençleri arasında anlatılır durur. kendi kulaklarımla içki muhabbetlerinde bir çok bu iffet muhabbetini dinlemişimdir. sanırım o devrin erkeklerinin hayallerini o meşhur sahne süslüyordu. ancak 90'larla beraber olayın birde tv versiyonu çıktı. önceleri belediyeler geceleri alman porno kanallarını izlettiriyorlardı bize. sonra show tv çıktı. her gece yarısı erotik filmleri yayınlardı. ben show tv yüzünden hasat yapamayan köylüler bilirim, mevzuyu anlatır dururlar hala. sabahları kalkamazlarmış. o derece!
daha sonra ise kara günler geldi. önce kahvehanelerde türkiye gazetesi artmaya başladı. şu meşhur tan gazetesinin sakallı bebek hadisesinde bir arkadaşım türkiye gazetesinin de olayı yazdığını söylemişti. ki o zaman hepimiz çok tırsmıştık kıyamet kopacak diye. cidden lan, bu kadar geyik bir mevzuu daha olamaz. bence bu toplumsal bir deneydi. nasıl tepki verileceği ölçüldü.
neyse işte, daha sonra zaman gazetesinin olduğu kahvehaneler çoğaldı. porno yayın yapan bir tane bile kahve olduğunu artık sanmıyorum. gerçi köy kahvelerinde geceleri bu işlemin devam ettiğini duydum. adı porno köye çıkmış yerleri işittim. ama şehir içlerinde bırakın porno izlemeyi, sigara bile içilmiyor artık. artık o pornocu abilerimiz de zaten çoluk çocuk sahibi oldu. çocukları ise sanırım bu işleri daha başka yöntemlerle hallediyorlar. ama kahvehaneler gül suyu kokuyor artık. pehhh.
almanlar bu porno işine ikinci dünya savaşı sonrası nüfusu artırmak için bulaşmış. en az üç çocuk isteniyorsa porno teşvik edilmeli, serbest bırakılmalı bu tür kahvehaneler, dergiler, sinemalar. bir bakarsınız çocuk sayısı beş olur. ciddiyim bak!!!
6 yorum:
:) Hatırlıyorum da küçükken Çevre Kolu İlçe temsilcisiydim ve başkanlarımızla birlikte ellerimizde broşür kahvehane kahvehane, dükkann dükkan dolaşıp birer fidan dikmeleri için bunları dağıtırdık. Bilinçlendireceğiz ya halkı neyse... Bi'gün yine dolanıyoruz ve ben de alışkınım kahvehanelere girmeye, rahmnetli dedeciğimi çağırmaya giderdim yaz tatillerinde anneannemdeyken, yine neyse... Girdik bi' kahvehaneye, amanınnn her yerde aynen bi' önceki yazındaki gibi arkasını dönmüş, tanga giymiş, üstsüz hatun fotoğraflarıııı, bir sürü ama... Kaldım öyle oracıkta, utandıııııım miniğim daha ilkokul 5. sınıf! Başkanımız- öğretmen tabii- dedi ki çocuklar hadi dışarıda bekleyelim. Kahvehane sahibi dışarı geldi. Sonra ben koşullandım Pavlov'un Köpeği gibi kahvehanelere dalarken. Sonra da büyüdüm, malum kızlar kahvehaneye gitmez ama evet hatırlıyorum da, bazen bakkala gittiğimizde bulvar gazetesine sarardı aldığımız birşeyi, artık özel motosikletleriyle adamlar zaman gazetesi dağıtıyorlar.Öyle işte!
demek sen hiç belediye başkanı olamadın ha 23 nisanlarda :) yoksa keserdin cezayı!!
maksat motorsiklet olsun, motorsiklet kelimesi bana her zaman başka şeyler çağrıştırır. pavlovun köpeği gibi. istedikleri kadar zaman dağıtıp o aleti kötü emellerine alet etsinler!!
Ben hep şiir okurdum, rontlarda başrol oynardım. Bizim başkan koltuk sevdalısıymş demek ki, kimse belediye başkanı olmazdı miniklerden:)
Motorsiklet kelimesi benim için gayet sıradan, benim jeton yine paraşütle iniyor:) Sen bana bakma.Bugün algı eksikliğim tepe noktasına ulaştı:S
boşver, yeterli bir zaman aralığı verildiğinde, herkesin yaşama şansı sıfıra iner. hepimiz ölücez, bu kadar tantanaya gerek yok aslında :)
askerdeyken gazino çavuşu yaptılar beni. gazino çavuşluğumun ikinci gecesi uzun dönem askerler gece 2'de başımda bittiler. "abi nolur gazinonun anahtarını versene" filan, o saatte yalvarıyor çocuklar. uyku sersemi anlam verememiştim. vermedim tabii anahtarı. jeton ertesi sabah düştü. meğer bunlar maç izlemek için gazinoya aldıkları digiturk'un erotik kanallarını da satın almışlar. her gece gizli gizli gider sabaha kadar onu izlerlermiş. askerliğin bitmesine yakın, ben de onlara eşlik etmeye başladım tabii :)
bizde uzun dönemler o işi hafta sonu yaparlardı. dışarıdan cd getirtip hafta sonu izlerlerdi :) şu meşhur köylü kızı vardı ya, askerde izlemiştim, hiçbir boka benzemiyordu :)
şırnakta askerlik yapan biri anlatmıştı. güzel sanatlardan terk biri hergün kardan kadın yaparmış çıplak olacak şekilde, nöbete gidenler onun yanına uğrarmış geceleri, yuh artık demiştim duyunca :)
Yorum Gönder