heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

21 Ekim 2011 Cuma

coğrafi keşifler çağı

her şey avrupa'nın nüfusundaki artış ile başladı. artık masalarında daha fazla et ve yemek isteyen avrupalılar, şeker ve baharata doymak istiyorlardı. kırsal şehirlere göç dalgası başlamıştı ve bu ihtiyaçları karşılamak için de metal kaynaklarına gereksinimleri vardı. üstelik kilise, kurtarılacak yeni ruhlar peşindeydi.
böylece, taa 1200'lerin başında topraklarının kesin sınırlarını belirleyen portekiz bu arayışa girdi(arada ispanyol hakimiyeti olsa bile portekiz'in sınırı 1215'den beri aynıdır). kral i. john'un üçüncü oğlu prens denizci henry, 1415'de babasını kuzey afrika'nın kuzey sahilindeki müslümanlara ait ceuta limanına saldırtıp almaya ikna etti. böylece hem yarım adayı korumaya alacak, hem de sahra ticaretinin son durağını ele geçirecekti. akdenize sınırı olmadığı için o ticaretten nasibi almayan portekiz, böylece moritanya'nın köle ve mallarını ağına düşürmeyi bildi. henry haritacıları yanına aldı ve sarges'de bir denizcilik okulu kordu. böylece iki yeni gemi, karak ve karavela yapıldı. karaklar okyanus gemileriydi. karavelalar ise haritalanmamış kıyı boyunca güzel bir şekilde gidiyordu. 1425'de madeira takım adalarını aldılar. 1427'de azorlar yeniden keşfedildi ve alındı. 1434'de ise gil eanes batı afrika sahili boyunca gitti ve bojadur burnunu gerecek o zamanlar bilinen dünyanın sonuna geldi. fazla zaman geçmedi ve denizci henry'nin gemileri bilinen ticaret yollarını es geçerek ülkesine köle ve altın taşımaya başladı. henry öldü, ama iş bitmedi. 1490'da bartolomeu diaz, ümit burnuna ulaştı. 8 yıl sonra vasco de gama, ülkesine servet vaad eden hindistan yoluna yelken açtı.
portekiz'in afrika'yı dolaşarak hindistan'a ulaşması üzerine ispanyollar ceneviz kökenli cristopher colombus ile anlaştı ve 1492'de yelken açıldı. 61 gün sonra bahama takım adalarına ulaştı. bundan sonra çin'in bir uzantısı sandığı küba ve haiti'ye vardı. vikinglerden beşyüz yıl sonra, amerika yeniden keşfedilmişti. 1498 ve 1504'de iki sefer daha yapma şansını böylece ele geçirmiş oldu.
ama bu durum iki komşuyu karşı karşıya getirdi ve papa duruma el koydu. vi. alexander yeni dünyayı bu iki ulus arasında böldü. ispanya'ya azorların 370 fersah batısı kalmıştı. böylece brezilya dışında tüm amerika onlara kaldı. potekiz ise afrika, hindistan ve doğu hint düşmüştü. portekiz bir süre sonra afrikalı köleleri brezilya'daki plantasyonlara taşıdı. ama portekiz bu işi beceremedi. 1580'de ispanya kralı ii. philip, portekiz tahtını miras yoluyla aldı. böylece ispanya'nın karşısında ingiltere, fransa ve felemenkler geldi. onlar papanın paylaşımını umursamıyorlardı.
fransızlar ve ingilizler o arada kendi araştırmalarını yapıyor ve kuzey amerika'ya gidip geliyorlardı. 1497'de italyan kaşif john cabot, ingilizler adına cape breton ve nova scotia'ya ayak bastı. o da colombus gibi çin'e geldiğini sanmıştı. yine bir italyan, giovanni de verazzano fransa adına şimdiki abd'nin doğu sahillerine ayak bastı. tüm bu denizcilerin hedefi asyayı bulmak ve ülkerine servet götürmekti. 1522'de portekizli magellan dünyanın çevresini dolaştı. 1600'lerin başında avrupalı denizciler tüm denizlerde yelken açmaya başlamışlardı. işi portekizliler başlattı, ama başka millet adına görev yapan italyanlar bu işi sürdürmekteydi. malum, italyanlar denizcidir.
keşfetme işi bitince sömürü dönemi başladı. avrupalılar dünyayı aralarında savaşlarla bölüştüler, yeni bölgelerdeki uygarlıkları yok ettiler, soykırım yaptılar. köleye ve ticarete açtılar ve imparatorluk hırsları çok büyüktü. kuzey amerika yerlilerini kendi taşıdıkları hastalıklarla yok etme noktasına getirdiler. aldıkları frengi ise avrupa'da pek fazla etkili olmayacaktı.

böylece ticaret patladı. 1600'lerde sevilla limanına yılda 200 gemi altın ve gümüş geliyordu. ümit burnunu bir süre sonra hollandalılar da kullanmaya başladı. batı şehirlerin nüfusu hızla arttı. beslenmek için buralara polonya buğdayı gelmeye başlamıştı. muscovy kumpanyası(1555), levant kumpanyası(1581) ve doğu hindistan kumpanyası(1600) hollandalılara sattıkları kumaş ile servet oluşturmaya başladılar. hollanda'nın kendi doğu hindistan kumpanyası(1602)'da kısa zamanda bunlara katıldı. yine 1602'de amsterdam'da dünyanın ilk hisse senedi borsası kuruldu.
                                                           (doğu hindistan kumpanyası bayrağı)

avrupa'ya biber, kahve, kakao, şeker, tütün doldu. domates, patates, mısır ve kuru fasulye amerika'dan geldi. avrupa'da yapılmış mallar karşılığında afrika'dan köle alınıyor, bu köleler amerika'daki plantasyonlara satılıyordu. köle götüren gemiler, tütün, şeker ve kahveyi avrupa'ya taşıyordu. böylece bankacılık gelişti ve kral ve prenslere kredi vermeye başladılar.

ama bu mal bolluğu avrupa'da krize neden oldu. altın ve gümüşe bağlı olarak para arzı artınca fiyatlar üç kat arttı. hayat standartları yükselmişti ve avrupa imkanının üzerinde bir yaşam sürmeye başladılar. kaybeden portekizlilerden sonra ispanyollar oldu. 1700'lerde ispanya silik bir devlet konumuna geldi. deniz ötesinden gelen servet yüzünden ispanyol sanayisi modernleşemedi ve böylece zenginliği israf ettiler. ispanyol aristokrasisi, uluslararası rakiplerinin kendi zenginliklerinden yararlanmasına izin verdi. onlar lüks malları tedarik ederlerken, onlara kendi zenginliklerini verdi. gemilerle gelen altınlar da azalınca böylece ispanyol günleri de bitmiş oldu. ingiliz ve hollanda limanları, en fazla ticaretin yapıldığı limanlar olmuşlardı. hollandalılar kendi kumpanyaları ile baharata egemen oldular. 1700'lerle beraber ingilizler hindistan, kanada ve kuzey amerika sömürgesinin de yardımı ile hollandayı geçtiler. sterlin avrupa'nın en değerli parası haline geldi.
böylece avrupa'da kiralar ve vergiler yükseldi. yükselen kiralar yüzünden iyice zenginleşen asiller, taşradan şehirlere taşındılar. pahalı evler yaptılar. zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bu devrede lordlar ise köylüler arasında çatışmalar arttı. hayat fakirler için hiç iyi değildi. tıptaki gelişmeler nüfusu artırdı, ama bu nüfusun beslenme problemi ortaya çıktı. köylüler şehirlere göç etmeye başladılar. böylece yolların emniyeti meselesi gündeme geldi. şehir planlamacıları şehirlerde açık sahalar oluşturmaya başladılar. durum bu şekilde devam ederken ingiltere'de tarım devrimi oldu. makineleşme ve nöbetli ekim ile artan nüfus beslenmeye başlandı. böylece 1700'lerin sonunda başlayan ve 1800'lerde devam eden sanayi devrimi için işgücü oluşmaya başlamıştı.

nerden nereye...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.