heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

22 Nisan 2009 Çarşamba

hayatı film tadında yaşamak


vicky cristina barcelona'yı izlerken aklıma iyice yerleşti bu düşünce. yani hayatı film tadında yaşamak düşüncesi. şimdi;

scarlett ile beraber bir kaç saniyeliğine bisiklete binmem lazım. hemen ardından dondurma yalamalıyız. ama bisikletteyken scarlett kollarını açıp taytanik du
ruşu yapacak ve kesinlikle bisikleti devirmeyeceğim. dondurma yalarken burnu da dondurma olacak ve ben dondurmayı burnundan yiyeceğim, sonra beraber güleceğiz. akabinde benim sırtıma çıkacak, onu döndüreceğim ve merkezkaç kuvvetine kapılıp onunla beraber devrilip, çimenlerin üstünde gülüp, koklaşacağım. ikimiz daha sonra güzel bir film izleyeceğiz, ama içinde scarlett olmayacak. pehh, grace kelly olabilir bak. her genç kızın hayali onun gibi prenses olmak sonuçta. tabi filmi izlerken gazoz da içeceğiz. birbirimizin gazozlarını da içeceğiz.

ama hepsi bir kaç saniye sürecek. flört evresi taş çatlasa 1 dakika olmak zorunda. çünkü filmlerde flört gereksizdir. bu yüzden kısa tutulur. işin komiği gerçek hayatta da gereksizdir.

akşam yemeğini de şarap eşliğinde içtikten hemen sonra alkolün etkisiyle yatağa girmek, çok hızlı bir sevişmenin ardından kadının gözlerini kaydırması ve erkeğin kendinden geçmesi ve iki birbirini çok seven, yani scarlett ile benim birbirimize sarılarak uyuması ile bu flört sahnesi biter. filmlerde her şey kısadır, anlıktır. çünkü süre kısıtlaması vardır. normalda seks, bildiğin soft pornodur. ama bu tür filmler yüzünden kadın milleti delirdi harbi, kontrolden çıkmaya başladı!

ve; tüm sahne taş çatlasa 5 dakika sürdü. ama aynı filmde, yani scarlett ile benim filmimde kavgalar, üzüntüler, tartışmalar, pişmanlıklar on dakikalarca gösterilir. her bir sahne yavaş çekim beyinlerimize kazınır, her sözü hatırlarsınız, scarlett in her bok yemesini unutmazsınız. yani hayatı gerçekten film tadında yaşıyor olsak hazlarımız bir kaç saniye sürer. geri kalan tüm zamanlar pişmanlıklar ve üzüntülerle doludur. tamam, haz peşinde koşulan bir duygudur, hatta erteleyicileri bile vardır, ama filmlerdeki kadar kısa sürmez. her şeye rağmen filmlerde genelde mutlu son olur. 1,5 saatin 1 saati pişmanlıkla geçerse eğer, napayım ben öyle hayatı? siz siz olun, hayatı film tadında yaşamayın. zevk ve haz peşinde koşarken kendi yalnızlığınıza başkalarını kalkan etmeyin. her şey çürür, her şey paslanır. sonsuz diye bir şey yok. harbi bak!!!

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.