heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

22 Mayıs 2009 Cuma

sultan ikinci mehmet

ilginç bir kişiliktir sultan mehmet. hem de çocukluğundan itibaren. küçük mehmet, kendisinden önce doğan bir ağabeyi olduğu için tahtın bir numaralı adayı değildir. ağabeyi bir hastalıktan ölünce bir numaralı aday haline gelir. böylece doğumundan beri babasını ilk kez görmek için 11-12 yaşlarında edirne'ye gider ve babası bunu sınava tabi tutar. hiçbir şeyi bilemez. babasının, oğlunun cehaleti karşısında dili tutulmuştur. hemen devrin en ünlü hocalarını huzuruna çağırtır ve fatih'in o müthiş eğitimi başlar. ama inatçılığından bol bol dayak yediği de söylenir.

babası ölmeden önce tahta geçmiş, ama vezirlerin zorlaması ile tahtı bırakmak zorunda kalmıştır. babası öldüğünde 19'da edirne'ye varıp koltuğa oturmuştur. o dakikadan sonra tek yapmaya çalıştığı istanbul işidir. bütün planlarını buna göre yapmıştır. en sonunda 100.000 kişilik ordu ile şehre yürür. surların içinde 6-7.000 roma askeri vardır. bir kısmı da paralı türk askerleridir, ki şehzade orhan da bunlardan birisidir ve osmanlı askerine ok sallamıştır. keza fatih'in ordusunda da 10.000 civarı paralı hristiyan asker vardır.

ama uzun süren kuşatmaya rağmen şehir bir türlü düşmek bilmez, en sonunda şehrin soylularından birisi fatih ile anlaşır ve şimdiki edirne kapıyı son hücümdan önce açık bırakır. buna karşılık şehrin kuzeyi talan edilmeyecektir. aynen dediği çıkar. askerler şehre girdikten sonra şehrin kuzeyi ve bir kaç kilise hariç her yer 3 gün kılıç hakkı yüzünden yağmalanır. yüzlerce insan esir edilir, pazarlarda satılır.

bunun nedeni elbette o zamanlarki savaş kurallarıdır. şehir barış ile teslim olmazsa, şehre girdikten sonra herşey yasal sayılıyor. talan ve yağmalamanın nedeni budur. neyse, ilginç bir konusu var aslında. fatih'in torunu yavuz, şehrin savaşla alındığını söyleyerek tüm rumları müslüman yapmaya karar verir. amacını patriğe bildirir ve patriği alır bir telaş. "napsam, ne etsem" diye düşünürken şehrin zorla değil, barış ile alındığını ispat etmek için, kuşatmaya katılmış, nerden baksan 90 yaşında iki tane yeniçeri bulur ve yavuz'un huzuruna çıkar. yeniçeriler hükümdarları önünde şehrin zorla değil, barış ile teslim olduğunu anlatırlar. yavuz ikna olur.

fatih, tam anlamı ile bir roma imparatorudur. roma imparatorları gibi yemeklerini tek başına yermiş, onlar gibi divan toplantılarını bir perdenin arkasından dinlermiş ve en sonunda öldüğünde de, hayranı olduğu büyük constantine'in mezarının üstüne kendi mezarını yaptırmış ve oraya gömülmüştür.

günümüzde fatih'i sevmeyen neredeyse yok gibi, herkesde bir hayranlık var. ama devrinde halk da, asker de kendisini pek ısınamamış. bir sürü büyük sefer yaptığından vergiler yüksekmiş, asker ise çok sefere çıkıldığından şikayetçiymiş. hatta kendisini defalarca zehirlenmekten koruyan yahudi asıllı yakup paşa, son seferde yine kurtaracakken askerin hışmına uğradığı da söylenir. keza yakup paşa'nın zehirlediği de rivayet edilir.

istanbul'un alınmasından sonra devletin kurucu unsuru olan ailelerin bütün etkisini devletten kaldırır. bir kaç istisna hariç, osmanoğlu ailesinden başka aile artık devleti yönetemez duruma gelecektir. yani kendisine rakip olarak gördüğü sülaleleri ortadan kaldırmıştır.

istanbul'u alsa bile belgrad önünde bizzat kendisi, rodos'ta ise komutanı mesih paşa çuvallamıştır. ama ordusu geri çekilmeyi becerebildiği için bu mağlubiyetler ikinci viyana kuşatması gibi büyük hezimetlere dönüşmemiştir. kendisine rakip olabilecek türk sülaleleri ortadan kaldırdığı gibi, kendisine rakip olabilecek rum sülaleri de ortadan kaldırmak için trabzon ve mora yarımadasına girmiştir. bir kısım rum soylu müslüman olmuş, ancak mesih paşa gibi onların da kellesi gitmiştir. akkoyunlu uzun hasan'a karşı neredeyse büyük bir mağlubiyet alacak iken oğlu mustafa'nın büyük azmi ile zafer kazanmıştır. ancak mustafa'nın, vezir-i azam mahmut paşa'nın karısına tecavüz ettiği de söylenir. rivayete göre vezir-i azam da bunu sineye çeker görünmüştür. ama mustafa bir kazada ölünce bunun mahmut paşa tarafından yapıldığı düşünülmüş ve kellesi gitmiştir.

yaşamının ilginç ayrıntılarından biri de, onun devrinde 300 kişilik bir hurufi topluluğunun edirne'de bir çukur içinde diri diri yakılmasıdır. diri diri yakılma nedeni olarak da avrupa kökenli vezirler gösterilir.

en sonunda ölüm haberi istanbul'a geldiğinde klasik olacak ama asker hemen yağmaya başlar. akabinde cem ile beyazıd'a elçi gönderilir. cem'in elçileri yolda öldürüldüğü için beyazıd tahta geçer. beyazıd'ın kardeşine yaptıkları bilinir. en sonunda oğlu yavuz selim, amcası cem'in intikamını alırcasına babasını darbe ile tahtan indirecektir. beyazıd dimetoka'ya sürgüne giderken yolda ölmüştür.

bugün fatih'in soyunun iki kolu vardır. birincisi bildiğimiz osmanoğlu sülalesi. oğlu beyazıd'dan yürüyor. diğeri ise cem'in oğlundan yürüyen, hristiyanlaşmış, vatikan prensi ünvanına sahip koldur.

not: bir kısım bilgi ilber ortaylı'nın yazdıkları ile murat bardakçı'nın tv programları ve necdet sakaoğlu'nun bu mülkün sultanları adlı kitabından alınmıştır.

3 yorum:

aşkın dedi ki...

Bu yazı nedeniyle ne kadar tebrik edilsen azdır.Muhakkak okunmalı, içinde İstanbul'un fethiyle ilgili bilgiler de var:

Murat Çulcu - Marjinal Tarih Tezleri

gerisi önemli değil... dedi ki...

murat çulcu sen misin, yoksa murat çulcu nun bu kitabıda mı okunmalı?

aşkın dedi ki...

Yazarın ismi Murat Çulcu, adam profesör.Kitabın ismindeki ''tez'' ibaresi seni yanılttı sanırım.
Bunun bir tez olduğunu ve kendi tezimin reklamını yapacağımı mı sandın? :)))))

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.