kemal tahir'in bir romanında geçer; açlık ve yoksunluktan dolayı köle yaşayıp, köle ölenler vardır. iliklerine kadar işleyen bu açlık ve yoksunluk korkusundan dolayı hınçla, ilk fırsatta kendi kölelerini edinirler. köle olmaktan kurtulmak için çabalarlar, ama tüm yaptıkları birilerinin kölesi olarak kalmak ve bu efendileri sayesinde kendi kölelerini edinmektir. bu kişiler, işte bu yüzden kendi çıkarları için köle çalıştırırlar. bu kişiler patrondur, memurdur, işçidir, öğrencidir, dilencidir, yolda görünce acıyabileceğiniz herhangi bir kişidir, anlayacağınız her yere sızmışlardır.
bu reziller tökezleyene kadar devam ederler. o zamana kadar en iğrenç kişiler, bu kişilerdir. isteklerine kavuşuncaya kadar hırsla isterler. gerekirse her türlü yalanı söylerler, her türlü şekle ve kalıba girerler. samimiyetleri yoktur. hak etmesi veya etmemesi önemli değildir, onun istediği canının istediğini almaktır. yalanlarını yüzüne dahi söyleseniz oralı olmazlar. yüzsüzdürler. her şekilde kıvırma potansiyelleri vardır. çakaldırlar. bir belaya bulaştıklarında hemen başkalarını suçlayıp işin içinden sıyrılmaya çalışırlar. kendilerini alçaltırken bile yüceltmenin yollarını ararlar. bu kişilerin sevgisi sevgi değildir, saygıları göstermeliktir. bir bakarsın, düşmanın olmuştur. her şeyi elde etmek için orospu gibi her şeyi yapabilirler. sevgileri, orospu sevgisidir.
görürsünüz bu tipleri her yerde, iş yerinizde, sokağınızda, kahvehanelerde, kendilerini yücelten kişilerde, saç kesimleriyle beraber takım elbiseleri içinde. en büyük amaçları efendilerinin yerine geçmektir, kendilerine diklenebilecek kişileri yanlarında istemezler, el pençe divan dururlar, büyüklerine açık açık diklenemezler, arkalarından konuşurlar, ezilmeye layık kişileri tespit edip ezerler. gerçekte yükselmek için patronuyla yatan kadın ile yatma işini beceremediği için yatan kişinin dedikosunu yapan kişiler arasında hiçbir fark yoktur. kendini önemli insanlardan sayıp memura eziyet çektiren kişi ile o vatandaşı azarlayan o memur arasında da hiçbir fark yoktur. aslında tüm bu köleler, efendilerinin sıçtığı tuvaletin deliğine birikmiş ve boktan daha fazla pay almak için birbirlerini ezen kişilerdir. daha şansı olanları efendilerinin saçları veya tırnağı olabilir. ama çoğunluk o kuburun deliğindedir ve tek gördükleri şey, kendi yüzleri de olan kocaman bir göttür. çünkü işleri güçleri gözlerine kestirdikleri herkesi arkadan kesmek veya o kişileri arkadan hançerlemektir.
bazıları daha fecidir, kendi kölesini dışardan edinemeyince çocuklarını köleleştirirler, onun sırtından para kazanmaya girişirler, satarlar, dilendirirler, döverler, söverler, daha da ileri gidenleri çocuğun ruhuna tecavüz etmesi yetmemiş gibi bedenine de tecavüz eder.
dostlukları yalandır, her şeyleri hikayedir, bir kaç kuruşa adam satarlar, en büyük amaçları sürekli ev satın almaktır. kendilerini buna mecbur hissederler, ölünceye kadar köle olarak kalacaklardır. hayat çizgileri bellidir, ölünceye kadar yapacakları her şeyi kararlaştırmışlardır. efendilerinin işlerini iyi yaparlarsa adları anılmaya değer olabilir, ama garantisi yoktur, isimlerin kalıcı olmasının tek yolu çocuklarıdır. adam gibi geberip gitmeyi bile beceremezler.
bu kişiler, kendisinden aşağıda gördüğü ve kölesi haline getiremeyeceği kişileri ise topuğuyla kaldırımdaki böcek gibi ezmek isterler. böylece kendisine amaç edindiği yoldaki görevini yerine getirecektir. onun kurallarına uymuyorsan, onun kölesi değilsen ölmelisin, ezemediğine anormal gözüyle bakar, beyni bu kadarcık gelişebilmiştir. kurallara uyabilme yetisi geliştirmişlerdir. onun ahlakı, toplumun o andaki revaçta olan ahlakıdır.
keşke vera cruz'a gidebilseydik...
geberip gitsem iyi olacak...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
...
ilet:
ytravisbickle@hotmail.com
en sevdiğim yazılarım
1- stanley kubrick ve savaş sanatı
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
Sayfalar
telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.
2 yorum:
sen niye geberip gidesin... bekle ve izle onlar nasıl o acı sevgilerini(!)(bu sevgiyse tabi..) yanlarına alıp gidecekler... dünya onların mı? Bizim bu dünya. Allah onlara da sevgi versin,zaten doğuştan öğrettiği sevgiyi içlerinde canlandırsın... Canını sıkma. Her yerdeler ama içimizde değil.
ehehe, gömülürüz :)
Yorum Gönder