heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

27 Nisan 2010 Salı

cherokee katliamı

şu 24 nisan günlerinde yurtta ve dünyada yer yerinden oynuyor! batılı devletler kendi pislikleri yokmuşcasına utanmadan, sıkılmadan, büyük bir yüzsüzlükle kendilerinin de(özellikle almanya) neden olduğu ermeni katliamını 'soykırım' olarak kabul edip, anıyorlar. bizimkiler ise "yok öyle şey, müslüman katliam yapmaz" tadında geçinmeye devam ediyor. hatta bekir coşkun'un deyimi ile "demedi" bayramımızı kutluyoruz! oysa ortada büyük bir trajedi ve katliam gerçekten var. bu katliamda neler olduğunu öğrenmek için kemal tahir'in büyük mal romanını okumak bile yeter. romanda bizim yayla padişahı sülük oğlanın aklından geçenler vasıtasıyla öğreniriz neler yapıldığını. kemal tahir de cezaevlerindeki mahkumlardan duymuştur olan biteni. bir ara o bölümleri de kopyalarım belki, neyse.

batılıların bir başka özelliği de özür dileyip her şeyden yırtma çabası. amerikalılar ikinci savaşta ülkelerinde japonları toplanma kamplarına sürmüştü. akabinde başkan carter döneminde onlardan özür dileyip, özür mektubu yollayıp, üstüne de 10.000 dolar para verip olaya tatlıya bağladılar! benim bildiğim fransızlar da cezayirlilierden özür dileyip olayı geçiştirdi. ama belçikalılar kongolulardan böyle bir şey yaptı mı, bilmiyorum. milyonlarca kongoluyu öldürdüler çünkü. kongo nüfusunun yarısını öldürmüşlerdi. dünyanın en yavşak, en hin oğlu hin, en çakal devleti olan ingilizler için bu tür şerler hiç duymadım. ingilizler bu tür işleri başkalarına yaptırırlar gerçi, ellerini pisliğe bulaştırmazlar. bizim ermeni katliamında da almanların çok büyük rolü var aslında. çünkü birinci savaşta bizim genel kurmay başkanı bir almandır. ordu komutanları da almandır. onlardan habersiz böyle bir şey olamazdı.

neyse, bu göç/sürgün etme/techirin bir benzerlerini balkan devletleri müslüman ahaliye, ruslar 1800'lerde çerkeslere ve 1944'den sonra da kırım ahalisine, amerikalılar da kızılderililere uygulamıştı. bahsetmek istediğim göç ettirme olayı ise cherokeelerin başına gelenler. şu jiplere adını veren halk!

kuzey carolina'nın dağlık kesimlerinde mağaralarda yaşadıkları için başka bir kalibe onlara chilakee der. yani 'mağaradan gelen insanlar'. ama onlar, yani cherokeeler kendilerine 'ani-yun-wiya', yani üstün halk demeyi tercih eder. özgüvenleri oldukça yüksek bir halk olsa gerek.

cherokeelerin en ilginç özelliği beyazlara karşı mutlak bir başkaldırı ve direniş yerine onlara benzemeye çalışmalarıdır. ispanyol de soto'yu gördükleri 1540 yılından, 1906'ya kadar oklohoma'da kendi otonom devletleri vardı. onların amaçları beyazlarla barış içinde eşit koşullarda yaşamak ve beraber kazançlı bir hayat sürmek. yani win-win olayı! peki bu kabile ne yaptı? önce yerleşik hayata geçtiler. okullar, çiftlikler kurdular. toprağı ekip biçtiler, demir ocakları kurdular, yük arabaları kullandılar. hatta din değiştirip kiliselerini bile kurdular. en sonunda da 1800'lerin başında kendi cumhuriyetleri vardı. başkanları ve parlemento üyelerini seçerlerdi. hepsi bu değildi elbette. içlerinden birisi, yani sequoya, konuştukları o zor dil için bir alfabe bile geliştirmişti. beyaz bir baba ve kızılderili bir anneden doğan bu kişi hiç okula gitmedi. bir ayağı aksaktı. buna rağmen yazının önemini kavramıştı. okuma yazmayı öğrendikten on yıl sonra 89 harfli alfebeyi oluşturdu. latin alfabesi ve yunan alfabesinin yanında kendi harflerini de bu alfabeye koymuşlardı. 1821'de alfabesini halkına tanıttı. 1824'de incil bu alfabe ile yazıldı. 1828'de bu alfabe ile gazetelerini çıkardılar. sequoya'nın ünü tüm dünyaya yayılmıştı. hatta sekoya ağacı onun adını taşımaktadır.

sonuçta ortaya çıkan sonuç müthişti. barbar denilen insanlar beyazlar gibiydi artık. 1827'de kendi parlementolarında kabul ettikleri bir yasa ile tennesse, georgia, alabama ve kuzey carolina arasındaki bölgeyi kendilerinin ilan ettiler. ama amerikan hükümeti buna karşı çıktı. olay bu tarihten sonra yavaştan değişmeye başladı. 1830'da cherokee topraklarında altın bulundu. başkanlık koltuğunda jackson adlı biri vardır. kendisi kızılderilere karşı kazandığı zaferlerle adını duyurup başkanlık koltuğuna oturmuştur. soylu bir aile bağı olmadan başkan olan ilk kişidir. iskoç göçmeni ve washinton'ı ingilizlerden alan kişidir. bu katil başkan ne yapacağını biliyordu.

o zamanki amerika'da milis kuvvetleri vardır ve bu milislerin en ünlülerinden birisi de georgialılardır. onların da bastırmasıyla bu cherokee bölgelerinin beyazlara açılmasını sağlar. cherokeeler daha batıdaki çorak bölgelere sürülme kararı alındı. bu iş için cherokee parlementosunu es geçip, cherokeelerin %10'unu temsil eden john ridge adlı bir kabile şefi ile new echoto antlaşmasını yaptılar. bu kalibe para karşılığı topraklarını satmıştı. amerikan hükümeti ise o antlaşmayı tüm cherokee kabilelerine zorla uygulmadı. yasallığını iddia etti. tüm bölgelere sahip çıktı. geri kalan tüm kabileler olaya itiraz etse bile dikkate almadılar. artık başları belaydaydı.

cherokeelerin başkanı da yarı beyaz bir kişi olan john ross'du. bir çok amerikan askeri, aydını, gazetecisi olaya karşı çıksa bile gözyaşı yolu olarak adlandırdıkları sefil yolculuklarına başladılar. 20.000 cherokee, 1835'de tek seferde yola çıkarıldı. yaklaşık 10.000 cherokee yollarda gerek hastalıktan, gerekse yolculuğun güvenliğini sağlamada amerikan askerlerine yadım eden georgia milisleri tarafından öldürüldü/öldü. oklohoma'ya varanlar yine kendi evlerini, çiftliklerini, kiliselerini ve okullarını yaptı. ama olan olmuştu! altın beyazlara kalırken çorak topraklar yine kızılderililere kaldı. georgialılar ise başkentleri atlanta'da olimpiyat bile düzendi. coca cola'nın anavatanı oldu. zaten adlarını da alman asıllı ilk ingiliz kralı olan kral george(karl)'dan almışlardı. bu sadece cherokeelerin başına gelennlerdi. daha onlarca kabilenin başına da aynı şey geldi.

cherokeelere ait bu bilgileri nereden mi öğrendim? şu çocuk kitabı olan zagor'dan.

- uzun yürüyüş - yazan: burattini, çizen: chiarolla

2 yorum:

Adsız dedi ki...

haklısın gerçekten

gerisi önemli değil... dedi ki...

haklıyım gerçekten.

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.