heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

28 Eylül 2010 Salı

pazarlık yapmayı sevmem

herhangi bir alış veriş mağazasına girdiğimde ve çok beğendiğim bir malı gördüğümde gözlerim ışıldar. o benim olmalıdır ve benim olacaktır. gözleri kısarım ve son hız içeri girerim. kullanmak için yanıp tutuştuğum mala güzelce bakarım. o esnada malın transferinden sorumlu geçici sahibi gelir. gözlerimdeki ışıltıyı görür. bu adamlar tilki gibidirler. bendeki yüz ifadesinden o malı kaça kakalayacağını bilir. çakaldırlar.


"usta, bu ne kadar?"

"30 lira!"

"vallahi kurtarmaz. 40 lira vereyim ve bu sohbeti keselim!"


oysa o mal taş çatlasa 15-20 lira eder bir maldır. ben pazarlık yapmayı sevmem. eğer bir malı çok istediysem ve param da varsa, kazıklanmaya razı olurum. "usta, şunu 15 yap be yahu" diyemem. ağzımdan o kelime çıkamaz. pazarda domates bile alsam "2 kilosunu 1,5 yap be usta" diyemem. bu benim eksikliğim de değildir. sadece ve sadece herifin pazarlık ederken orgazm esnasında takındığı yüz ifadesinden tiksinirim. gerçi bu adamlara istediği fiyatı verince, ilk defa seks yapmış bir adam ifadesi hasıl oluyor yüzlerinde.


bu yüzden sabit merkezlerden alış verişe yönlenmiş bulunmaktayım. her şeyin arz ve talebe göre konumlandığı, talebin çok olduğu malların fiyatlarının arttığını bilirim. artık deneme yanılma ile çalışıyorum. çünkü karşındakini az buçuk tanıdıktan sonra karşı taraf seni kazıklamaya pek yeltenmiyor. çünkü satıcı bir yerden sonra "ağbi fiyatı şu kadar, ama sen yabancı değilsin" şeklinde epey indirebiliyor fiyatı. hem de sen istemeden. bazıları daha ilk baştan "şu kadar ver yeter" diyebiliyor. bu kadar kazık fiyatların oluşma nedeni ise ısrarcı modda indirim isteyen insanlardır. koyun alırken eller birleşir ve yukarı aşağıya sallanarak sürekli bir fiyat üzerinde uzlaşmaya çalışırlar ya, hah işte o durum çok çirkin geliyor bana. satıcıların da bu iş hoşuna gittiğinden, günleri eğlenceli geçsin diye pazarlık payını da katıp bir fiyat yazıyorlar.

işin esasında ise "pazarlık sünnettir" hadisi var. tüccar bir peygamber olan muhammet, kendisine inanların kazıklanmasını istemediğinden dolayı bu lafı etmiş sanırım. inananları da bu sünneti icra etmek var güçleriyle çabalıyorlar. ne zaman mısır'da geçen bir film görsem muhakkak bu pazarlıkla ilgili bir sahne var. insanoğlu kürtaj yaptırırken bile pazarlık yapıyor yahu.

vakti zamanında fahişe bulmak için üç arkadaş bir otele gitmiştik. pezevenk geldi ve bizden biri herifle pazarlığa tutuştu. pezevenk en sonunda "vallahi sermayesi kurtarmaz" dediğinde bizim ağzımızdan büyük bir şaşkınlıkla "yahu bunun sermayesi ne ki?!" cümlesi çıkmıştı. sermaye her zaman güzel bir şeymiş gördüğünüz gibi.

güzel bir şey gördüğümde alırım ve pazarlık yapmam. güzel bir malı çirkin bir yolla almaktan nefret ederim. çünkü yiyeceğim bir mal olsa bile o malı kullanırken "fiyatını düşürmedi" diye adama içimden küfürler savurduğumu hatırlamak istemem. mala pozitif enerji aşılarım! çünkü ben sadece hoşuma giden malları kullanırım.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.