sümer'de en büyük tanrının adı an'dır. babil ve asurlular ise ona anu adını verir. hem kız kardeşi hem de yasal karısının adı ise her medeniyette antu'dur ve 12'lik konseyde ikinci sıradadır. sümer mitolojisinde an'ın karısı olma dışında bir faaliyeti görünmemektedir. an'nın sembolü ise bir yıldızdır. şeklini tarif edersem size + ile x'yı iç içe koyun ve sekiz çubuklu yıldızı görün derim size. bu simge yazının icadından isa'nın zamanına kadar daima tanrılarının adlarının öncesine koyulmuştur.
şekilde an'ı görürüz. ayaktaki iki kişinin başlarının ortasında an'ın yıldızı vardır. bize göre soldaki 12 kollu zımbırtı onu simgeler. üstteki kanatlı disk ise an'ın gezegenidir.
an'nın krallığı ise dünyada değildir, göklerdedir. dünyadaki tanrılar arasında tartışma olduğunda daima göklerdeki bu babalarına giderlerdi. çünkü dünyayı parsellemiş olan tün tanrı ve tanrıçalar, an'ın çocukları veya torunlarıydı. yani antu'dan doğma dünyanın efendisi enlil ile bir cariyeden doğma aşağı dünyanın efendisi enki, onun oğullarıdır.
an ile görüşen elbette sadece tanrılar değildi. sümer mitlerine göre adı adapa olan bir insan(tevrattaki enok olabilir), tanrısı ea/enki'nin yardımı ile göklere çıkar ve an ile görüşür. an'nın, adapa'ya ölümsüzlük sunacağını bilen enki ise adapa'yı kandırarak an'nın sunduklarını yememesini, yoksa zehirleneceğini söyler. an'ın ikramını reddeden adapa, gökyüzünden mesedilmiş, ama ölümlü olarak iner.
sümer metinlerinde yüzü fazla resmedilmeyen bir tanrıdır. kendisi için dünyadaki karısı olan öz torunu inanna'nın şehri uruk'da bir tapınak vardır. bu tapınağı dünyanın büyük tanrıları tasarlamış. an yeryüzüne indiğinde de nöbetini yine bu büyük tanrılar tutarmış. öyle ki, tanrıça antu'nun altın yatağının bu tapınağa taşındığı bile yazılmış. üstelik an ile antu rahatsız olmasın diye kapıları bile yağlanmış. aslında sümer zamanı tapınak dediğimiz yerler tanrı/tanrıçaların saraylarından başka bir şey değildir. sonuçta kabe bile allah'ın evi olarak adlandırılıyor. süleyman'ın tapınağı da yahve'nin evi olarak yapılmıştır.
an'ın krallık uygulamaları günümüze kadar uzanmıştır. sümer'de krallar ancak onun lütfu sayesinde kral olabiliyordu. krallık an'dan akardı. hatta sümerce krallık kelimesi anutu(anuluk) demekti. an, krallığını göstermek için bir ilahi başlığa, asaya ve bastona sahipti. bunlardan baston olanını artık piskoposlar kullanıyor. taç ve asayı ise günümüz kralları bile kullanmaktadır.
günümüzde üstelik putperstlik olayı yanlış anlaşılıyor. sümerler taştan, kilden yapılmış putlara tapmıyor, putun temsil ettiği tanrılara tapıyorlardı. nasıl ki müslümanlar kabeye dönüp namaz kılınca kabeye tapmış olmuyorsa, çok tanrılı dinlerde de putlara tapma diye bir şey yoktu. öyle olsa islamın kendisi son derece putperest bir din olurdu. çünkü kıblenin kökeni kileba'ya dayanır. kabe'deki cennetten geldğine inanılan hacerül esved taşına putperest araplar da büyük saygı duyarlardı. çünkü kibela'nın taşıydı. kibela'nın bu kara taşa dönüşüp dünyaya indiğine inanırlardı. bu kara taşa da islamda büyük saygı duyulmaya devam ediliyor.
The Apprentice: Adam Kazandı
4 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder