sami yen'de ilk gittiğim maç çanakkale dardanel ile oynadığımız türkiye kupası maçıydı. istanbul'a ablamın yanına gelmiştim ve bağcılar'dan başlayarak sora sora bir kaç saatte stada geldim. stadı ilk görüşüm de o maçtır. yeni açıkta seyrettim maçı. erdal keser'in iki golüyle almıştık maçı. hatta golleri bizim kale arkasına atmıştı. sonra tribünde fotoğraf çektirmek gibi rutinleri de yerine getirdikten sonra geri döndüm. ilk aldığım bilet stad kapısındandır. veya öyle hatırlıyorum. sonra karaborsacılarla da tanıştım.
daha sonra istanbul'a gelişlerimi maç tarihlerine göre de ayarladım. hazırlık maçlarını bile zaman zaman takip etmişliğim vardır. feyenoord'un soyunma odalarında cüzdanlarını çaldırdığı maçı izlemişimdir bak. 2-2 bitmişti. ilk yarı 2-0 bizimdi. cüzdanlarını çaldırdıkları anlaşılınca ikinci yarı asılıp beraberliği kopardılar. sami yen'de izleyip galatasarayımın kazanamadığı tek maçtır bu. aklımda kalan başka bir maç ise adanaspor maçıydı. hakan şükür'ün juventus işi olmayınca oynadığı ilk maç. o da bir türkiye kupası maçıydı sanırım. o maçta yeni açığa asılan pankartı onun astırdığı söyleniyordu. ne yazdığını şimdi hatırlamıyorum.
hagi'yi sami yen'de ilk seyrettiğim maç ise bir bursaspor maçıydı. o zamanlar oldukça uzaklardaydım. hagi erzurum'a hiç gelmedi sanırım. hatırlamıyorum çünkü. ama o bursa maçında izledim onu. ama maçta sergen şov vardı. 5-0 almıştık bak. yeni açıkta gördüğüm en kalabalık seyirci o maçtaydı sanırım. çünkü hiç oturamamıştım ve sürekli tezerruhat vardı. golleri bile net hatırlamıyorum aslında.
ertesi sene ise iki şampiyonlar ligi maçına gittim. saatlerce(gün hatta) yol çekerek hemde. ilkinde milan'ı 2-0 yenmiştik. davala ön libero oynamıştı. hani şu okan-emre'nin maç öncesi inter tarafından sağlık kontrolünden geçirildiği maç. maçtan önce ısınmada jardel birine çalım atmış ve onun görüp görebileceğim tek çalımının bu olacağını düşünürken, ikinci golü çalım atarak atmıştı milan filelerine. eski açıktaydım o maçta. 5-6 saat öncesinden stada girmiştim. fotoğraf makinamı ve bozuk paralarımı aramada almasınlar şapkamın içine koymuş, aramada da şapkayı elime almıştım. kollarım açık bir vaziyette gövdede ve cepte arama yapınca polis, hepsini soktum içeri. eski açıktaki ilk maçım da o maçtı hani. kaşkolu boynuma dolayamadığımı hatırlarım o maçta. ilk yarı hagi ile 1-0, ikinci yarı jardel ile 2-0.
3-2'lik real madrid maçını yazmaya ise gönlüm elvermez. hasan şaş benim gözüme ilk kez milan'a san siro'da attığı kafa golü ile girmişti. eskiden sevmezdim onu. her şeye çalım atardı çünkü. sevgimin iyice depreştiği, tavana vurduğu maç, bu real madrid maçıdır. ölene kadar kalabilirdi bu takımda. hiçbir şekilde gocunmazdım. türklerden bir tanju çolak'ı sevmişimdir bu kadar, birde hasan şaş'ı. ama tanju çolak fenere giderek beni hüngür hüngür ağlatmıştır.
sonra yine uzun aralar verdim. aklımda net bir şekilde kalan bir maç yok. o sami yen'de kazanılan efsanevi şampiyonluk maçına gitmeyi çok istediğim halde gidemedim. her boku da ayarlamaya ramak kalmıştı. olmadı, gidemedim. gidemediğim için radyodan bile dinlemedim. yanımda bir fenerli ile araba yolculuğu esnasında dinlenmezdi zaten. neyse, benzin istasyonunda mola verdik, "maç kaç kaç" diye sorunca 20 dakika civarı istasyonda fener maçını dinledim. yanımdaki arkadaş şampiyonluklarından çok emindi, maçtan sonra kalan yolu küfrederek gitti. sami yen'de izlemeyip hatırası olan bir maç daha vardır aklımda. 2-1 yendiğimiz barcelona maçı. halam daha yeni ölmüş. salonda millet oturmuş, ben sessizce odaya geçtip tv'yi açtım. sesini kısıp izliyorum. son dakikalarda arif çoşup golü atınca "gooolll" diye bağırıyorsun elbet. salondaki bir kısım insan geldi hemen odaya ve 10 kişi toplanıp maçı izlemeye başladık. arif penaltı da yaptırınca hobaaa!!! halamın cenazesinden bir kaç gün sonra galibiyeti kutluyoruz odada. iyi bir gündü. ilk şampiyonluğumu da unutmam hani. köydeydim ve amcam bana maçı dinletmemişti.
izlediğim en berbat topçuyu da sami yen'de izledim. rize'de oynayan mısırlı bashir(beşir). stoper oynayan bu herifte top kontrolü diye bir şey zaten yoktu, gelen topa son gücü vurup uzaklaştırıyor. benden bile daha kötü bir tekniği vardı adamın. kalıplı diye oynatıyorlardı sanırım.
metallica konserini de unutmam pek mümkün değil :) bu sene inönü stadında da metalica dinledim. ama sami yen'de uzakta olmama rağmen mükemmel gelen ses, inönü'de yakında olmama rağmen gelmedi. sami yen'in akustiği kesinlikle çok iyiydi.
sevinerek ayrılamadık sanırım. çünkü bu kadro ve yönetim ile yeni stad üzerinde bir şey kazanamayacağımızı biliyoruz. o yüzden sami yen'den ayrılmak daha hüzün verici oldu.
Kim razı değil ki böyle futbola?
3 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder