baylar ve bayanlar, sabah gazetesinde geçen haftalardan birinde okuduğuma göre nasa bilim insanları toplanmışlar ve tüm bilim kurgu filmlerini izlemişler! böylece en saçma ve en iyi bilim kurgu filmlerini listelemişler. kötü filmler genelde dünyanın başına gelenlerden oluşuyor. yani felaket filmlerinin mantıksız olduğunu gözümüze sokmuşlar. üstelik bu tür filmlerde nasa bazen başrolde olur ve dünyayının kurtarılmasına yardım eder. buna rağmen itin götüne sokmuşlar o tür filmleri. iyi filmler ise uzaylılarla temas ağırlıklı. kriterleri belirleyen nasa olduğuna göre uzaylılar ağırlıklı bir liste yapmaları normal. işte size tam liste!
en berbat bilim kurgular:
1- 2012: benim de hakkında bir şeyler çiziktirdiğim, cidden uçmuş bir yapımdır bu film. öyle böyle değildir hemde. israfil suru üflemiştir ve filmimiz başlar. kutuplar kayar, dünyanın ekseni kayar, himalayaların tepesini su basar. en sonunda insanlar kurtulur!
2- the core: bir beyinsiz bilim adamının deneyleri yüzünden dünyanın çekirdeği dönmeyi durdurur ve oluşan tehlike yüzünden amerikan hükümeti devasa bir matkap yapar. sonra arzın merkezine seyahat marianna çukurundan başlar. nükleer bomabaların yardımı ile çekirdek yine döner. seyreden hatırlar, seyretmeyen bence pek bir şey kaçırmamış olur.
3- armageddon: bir beyinsiz manhattan büyüklüğündeki kocaman göktaşı, bizi göktaşlarından koruyan birer kalkan olan jüpüter ve satürn'ü de geçerek üzerimize gelir. aynı anda brucu willis petrol çıkarıyordur. o esnada ruslar uzaydadır ve birden liv tyler'ı kucağama alıp leaving on a jetplane'i söylemeye başlıyorum. gerisini biliyorsunuz. nükleer bir bomba dünyayı kurtarır.
4- volcano: şehri tehdit eden büyük bir volkan patlamasına az kalmıştır! patlar tabii, sonra absürdlerin tavanı delinir. sıkı bir komedi filmidir aslında. bir sahnede otobüs itilecektir ve kadın itmeye başlar. sonra erkek tam kadının arkasa geçer ve kadına dayanarak dayanarak otobüsü iter. film o derece erotik ögelerle de doludur. düşünün, ateş, magma, sıcaklık, yanan mekan, koşturmaca, kan, ter, sevinç, gözyaşı. hepsi porno filmlerde de var.
5- chain reaction: keanu reeves bir bilim adamıdır ve ekibiyle beraber atomu parçalar. sonra bunu amerikan usulü kutlarlar. akabinde herkes evine gittiğinde parçalanan atom patlar ve başlarına bela olur. fbi artık keanu'nun peşindedir. o hem bir bilim adamı, hem de kaçmayı çok iyi bilen bir kaçaktır.
6- the 6th day: kopya koyun dolly hadisesinden sonra holivud hemen kopyalama işine el attı. bu filmde kopyalama yasal olarak yasaktır. ancak bazı kişiler sürekli kopyalanmaktadır. mesela beyin travması geçiren bir amerikan futbol oyuncusu öldürülür ve kopyası oynamaya devam eder. bunun gibi bir şey işte. arnold yanlışlıkla kopyalanır veya öyle bir şey. sonra kendisinin karısıyla sevişmesini izler! çok travmatik bir durum aslında. işin sonunda iki arnold düşmanlardan intikamlarını alırlar ve karıyı ortaklaşa kullanırlar!
7- what the bleep do we know? bu film belgesel tarzında ve ben izlediğimde hoşuma gitmişti. saçma olarak nitelendirilmesi ilginç geldi. izlemenizi de tavsiye ederim aslında. kuantum fiziğinden bahseder.
en iyi bilim kurgular:
1- gattaca: başarma hırsı ile yanıp tutuşanları şahsen sevmem. bu film bilim kurgudan çok bu hırsın değerini gösteriyor insanlara. 97 yapımıymış. neyse, günümüzde genetik hastalıklar gebelikte elemine edilebiliyor. yakında göz renginden başka şeylere kadar her şey belirlenebilecek. filmimizde de buna vurgu yapılıyor. genetik mühendisleri üst insanı üretiyor. bu insanlar, normal doğum mahsülü sıradan insanlara karşı her yönden kusursuzlaşıyor. bir normal doğum insanı ise uzaya çıkmak için yanıp tutuşuyor. oysa gattaca şirketinde ancak hademe olabilecek genetik yeterliliğe sahiptir. zaten kan ölçümlerinden de 30 yaşında öleceği tespit edilmiştir. ama o ölmez. üstelik sakat kalmış bir mühendislik örneği ile işbirliği yaparak şirkete girer ve en sonunda olanaksızı olanıklı hale getirip uzaya çıkar. bu filmde anlatılan her şey gerçekten olacaktır. ben kaderin olduğunu düşünürüm. yani insan özgür değildir, ki bu anlatması uzun sürecek ayrı bir yazı konusudur.
2- contact: judie foster'ı sevmem. çirkin bir kadın. bu filmde de çirkin. ama film güzel. hemen herkes izlemiştir bu filmi. amerikalılar uzaylılardan gelen bir mesaj yardımı ile bir düzenek hazırlarlar ve işin içine hemen dini sokarlar. neyse, dinci bir terörist de var filmimizde. en sonunda düzeneğe amerikan değerlerini temsil etmesi amacıyla inançlı bir insanı koymaya karar verirler. en sonunda ihale judie'ye kalır. aslında bir kaç dünya saniyesi boyunca yol aldığı halde mesajı iletenlere ulaşır falan filan. uzay, insanlar süper, hepimiz kardeşiz temalı bir filmdir.
3- metropolis: akıl ile elin ortasını bulmaya çalışan bir filmdir. şeytani mucidimiz bir robot icat eder ve yerinaltındaki işçileri yönlendiren azize maria'nın yüzünü alıp onları kışkırtır. akıl sahibi patron ise kullanıldığını geç anlar. geri kalan iş akıl ile eli uzlaştıran oğluna kalmıştır. işçi sınıfın ağzına bir parmak bal çalan bir filmdir. ama 1927'de yapıldığı düşünüldüğünde ohalık bir filmdir. fritz lang bilgisayarı, hatta görüntülü telefonu bile düşünmüş. ama şehrin sokaklarında uçaklar gezer. film, vahşi bir kapitalist patron ile ezdiği işçileri yönlendiren barışsever bir rahibenin hikayesidir. firavunun koynundan çıkan musa gibi, patronun evinden bir musa çıkar ve her şey uzlaşmayla halledilir. etkileyici bir hikayesi var.
4- the day the earth stood still: orjinal versiyonunu izlemedim. ama yeni çekilen versiyonu bile oldukça etkiliydi. insanlık dünyayı yok etmek üzeredir ve uzaylılar türleri korumak için insanları yok etmeye karar verirler.
5- woman in the moon: al sana izlemediğim bir film daha. namını da duymamıştım. fritz lang bir türü yaratmış ve devamını da getirmiş.
6- the thing from another world: bu filmi de izlemedim ve hakkında hiçbir şey söyleyemeyeceğim.
7- jurassic park: sevmedim ben bu filmi ve seriyi. yönetmenini de sevmem zaten. konuyu herkes bilir. anlatmama gerek yok. siz de sevmeyin bu filmi. bir bok yok çünkü.
Kim razı değil ki böyle futbola?
3 saat önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder