4 Ağustos 2009 Salı
evimin bir odası
aylar önce bir izleğimin bir isteği vardı. siz buna sanırım mim diyorsunuz, neyse işte, fede'nin evimin bir odası adlı parçasını yorumlamamı istemişti. çok zaman geçmiş, unutmuştum, hatırlayınca hem dinleyeyim, hem yazayım dedim.
bazen bir odaya sıkışmış ilişkiler vardır. her şeyi aynı mekanda yaşarsınız, hatta ilişkiniz patetik bir hal bile alabilir. o odadan ilk kim çıkar ben bilemem, bazen ikisinden birinin cansız bedeni bile çıkabilir. bazen çıkan tek şey sinirli bir yüz, dağılmış saçlar, kızgın bakışlar ve sert kapı çarpması olabilir. o andan itibaren o odanın içine sıkışıp kalırsınız, çıktıktan sonra da giremezsiniz. sanırım fede'nin başına böyle bir aşk gelmiş, kadın en sonunda gitmiş ve o andan itibaren herşey fede için bitmiş.
evimin bir odasında uyur,
mutsuzluk.
oysa bende damla damla büyüyor,
uykusuzluk.
(eskiden sürekli seninle beraber yaşadığım, siparişlerimizi bile afiyetle yediğimiz, içtiğimiz, çektiğimiz, kazıdığımız, yazdığımız, yardırdığımız, kanattığımız, kırdığımız, parçaladığımız odada artık sen yoksun. senin olmadığından günden beri o odaya giremiyorum, başka bir yerde de uyuyamıyorum)
inandığım aşk,
yaşlı bir düş,
ve sevdan çok uzakta bir karlı kış.
(senin beni sevdiğine inandığım bu zaman dilimi çok zaman önceydi. çok zaman geçti, artık içimi bile ısıtmıyor, soğuk)
var say ki yüreğim bu gece bir kuş.
kanadımı kırar fırtınan uçamam, uçamam.
(yüreğimdeki aşk kuş olsa bile, sevdan çok uzaklarda kaldı, yetişemez o zamanlara, yetişse bile bakışlarının kararlılığı kalbimi kırar, uçamaz yanına)
uçamam, uçsam da sana varamam.
varsam bile inan, kalbine dokunamam.
(tüm cesaretimi kırdın, bir daha seninle konuşamam, konuşmaya çalışsam bile biliyorum, o günleri bir daha yaşayamam)
sevdan çok uzakta bir karlı kış
yüreğim vurgun bir kuş.
(sevgin bana artık çok uzak, yolu yok, biliyorum)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
...
ilet:
ytravisbickle@hotmail.com
en sevdiğim yazılarım
1- stanley kubrick ve savaş sanatı
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
2- tanrı, şeytan ve her şey hakkında
3- mesih, deccal ve armageddon savaşı
4- hepimiz öleceğiz!
5- anormal düzeyde ilişki yaşayan insanların bilmediği gerçekler
6- quentin taratino'nun arka koltuk sendromu ve winston wolf
7- new amsterdam'dan new york'a ve saint peter
8- haberin yok, ölüyorum
9- bursa hakkında bilmediğiniz gerçekler
10- çizgilere basarak yürümeye çalışan insan
11- olasılık çiftler, gerçeklik katmanlar halindedir
12- ebedi rekabet
13- kuş sütüyle beslerim seni
14- tembellik hakkımız, söke söke almalıyız
15- tek eşliliğin insan doğasına aykırı olması
16- hazza ulaşmak ne kadar zor ulan!!
17- kafaların güzelliği
18- judith vs holofernes
Sayfalar
telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.
6 yorum:
seviyorum uleen ...
bi de adam yaş aldıkça güzelleşiyor.
winston:
eskiden daha bi yumurta gibiydi, kırkından sonra vücudu oturdu dediğin gibi.
jilet:
ben de!!!
patetik ha! ne kadar da gülünç, ne kadar da acı! hoş ikisinin tamamen ayrıldığı bir durum hatırlamıyorum. en azından ben.
bu patetik var ya patates gibin bişi. böyle tatlı gibin pislik gibin bişi.
Coquettish:
cumartesi'ye geçiş yapmışsın. onu da açıkladım, benden bir şey kaçmaz ;)
http://cinsarayindakiprens.blogspot.com/2009/03/cumartesi-saat-fark.html
Yorum Gönder