heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

25 Ağustos 2009 Salı

the terminator

evet, en çok yazmak istediğim serilerden birisi elbette terminator serisi. bence müthiştir, geleceği örgütleyen filmlerimin içinde bir numaradır.

tüm seriden kısaca bahsedersem eğer;

the matrix'deki gibi makinalar ile insanlar arasında bir savaş var. ama bu filmde farklı olarak makinalar neredeyse sonsuz bir dayanıklılık içinde değil. yokedilebiliyorlar ve insanlar çok azimli. nedeni ise doğduğundan beri bu savaş için yetiştirilen john connor! anlayacağınız ilk 3 film ve dizi, connor'ı savaşa hazırlama evresi ile geçiyor. dördüncü film ise savaştan bir bölümü anlatıyor.

the terminator:

serinin ilk filmi. 1981 yapımı, james cameron imzalı. filmin sonundaki robotun hareketlenmesi sahnelerinde çok uğraşmışlar. o zaman teknoloji yok gibi bir şeymiş! bir tek robotun ründüğü sahnelerde her bir hareketi tek tek çekip oynatmışlar. robot, insanlarla beraberken kukla gibi kullanmışlar. anlayın teknolojinin geriliğini!

t 800'
ü oynayan kişi elbette arnold shwarzenegger. onun gerçek manada ilk kez ortaya çıktığı filmdir. saf bir kötülüğe sahiptir. karakol sahnesi ve silah tedarik ederkenki halleri güzeldir. üstelik hala gençtir.

neyse, gelecekten gelen robotumuz, john conner'ın annesi sarah connor'ı öldürmeye niyetleniyor. makinaların ilk saldırısında, yani kıyamet gününde tüm kayıtlar silindiği için ne resmi var ellerinde, ne de bir kayıt. o yüzden 1981'deki telefon defterine göre öldürmeye başlıyor. şansa bizim sarah defterde üçüncü sırada! ilk iki sarah connor'da zaten bir numara yok. değil robot, hayvan olsa o iki kadından bir numara olmadığını anlardı! ama t 800 çok sağlamcı çok!

ama insanların önderi olan john connor, annesini korumaya kararlı ve 1981'e kendisinden küçük babasını gönderiyor. sonuç itibariyle sarah'ın göğüslerini az biraz görürüz! o da kendisini korumaya gelen kyle reese ile sevişirken! yani john'ın babası ile, adam pezevenk, taa gelecekten anasına adam yolluyor! üstelik bu kyle adlı kişiyi annesine aşık etmek için elindeki tek resmi ona veriyor. geleceğinden habersiz kyle ise resme bakıp bakıp iç çekiyor, çünkü sarah connor'a başından beri hayran. çünkü tüm insanlığı ayakta tutan, makinalarla savaşmayı öğreten ve savaşı kazanma noktasına getiren kişi john connor. john connor'ı eğiten kişi ise sarah connor.
filmde dönemin ilginç detaylarını da görürüz. bir defa müzik ve giyisiler çok kötü. sarah'ın ev arkadaşı erkek arkadaşı ile sevişirken kulağında kulaklık, müzik dinliyor. öyle, yatmış yatağa, yaptığı başka bir şey yok. hayır yani bir iç çek, zevk aldığına dair bir belirti göster, hiç biri yok! o herifin yerinde olsam o kulaklıkla o kadını boğardım, o derece! zaten içinizden geçen bu düşünceleri t 800 yerine getiriyor!

sonuç itibari ile t 800, sarah ile kyle'ı, uzun bir kovalamadan sonra bir pres fabrikasına kadar kovalıyor ve ikili onutuzağa düşürüp, güzelce ezilmesini seyrediyor. ama kyle bu esnada yaşamını yitirir ve john connor'ı, yani beklenen mesihi yetiştirme işi sarah'a kalır. sarah'da çocuğunu gözden uzak yetiştirmek için meksika ve orta amerika turuna başlar. bu esnada ilk kaset kayıtlarını doldurmaya başlar. john'a babasından bahseder. gelecekte bu kayıtlar, john'ın çok işine yarayacaktır.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.