heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

28 Temmuz 2009 Salı

sir basil henry liddell hart



ikinci dünya savaşını anlatan 700 sayfalık ve iki ciltlik ikinci dünya savaşı tarihi ve hitler'in generalleri konuşuyor adlı kitaplara imza atan, 1895-1970 tarihleri arasında yaşamış ingiliz asker, stratejist ve yazar. büyük bir özverinin ve çalışmanın ürünü olan çalışmasında haritalar, kişiler, resimler ve en ince ayrıntısına kadar, adını bile duymadığınız cepheler anlatır.

hart'ın kendisi birinci dünya savaşına katılmış ve 1924'de sakatlanınca ordudan yüzbaşı rütbesinde ayrılmıştır. ardından savaş bakanlığına danışman olarak girer. times'da savaş muhabirliği yapar.

azimli biridir. savaştan sonra yememiş, içmemiş ve tüm alman generalleri ile savaşı konuşmuştur(ruslara esir düşenler hariç). onlardan savaşa dair her şeyi öğrenmiştir. belki rommel yaşasa daha da çok şey öğrenirdi, ama savaşmasa bile, yazdıklarını okuyunca savaşmış kadar olduğunu görüyorsunuz.

neyse ağbi, liddlell hart 20. yy'ın en büyük askeri dehalarındandır. ikinci savaştan önce tankların nasıl kullanılacağı konusunda yazdıklarını önce almanlar kullanmışlar ve müttefikleri perişan etmişlerdir. yıldırım savaşlarının(blitzkrieg) icat eden bu heriftir. ama altı üstü basit bir yüzbaşıdır. kendi yazdığı ve söylediklerinin en büyük rakipleri tarafından kullanılması ve başarıya ulaşmaları ilginç bir duygu olsa gerek. ülken kullanmıyor, düşman kullanıyor!

ikinci savaştan sonra 1948'de de israilli subaylar onun yöntemlerini kullanmış ve arapları darmadağın etmişlerdir. hatta israilli bir general, hart'ın resmini odasına asmış ve altına "generallere ders veren yüzbaşı" yazsını yazmış. dediğim gibi, liddlell hart yüzbaşıyken emekli olmuştur. çok büyük bir stratejistir. hatta 20. yy'lın en büyük taktik dehalarından birisidir. tankların salt piyadeler veya salt tek başlarına kullanılmasına karşı çıkmış, zırhlı birliklerle beraber düşmanın en zayıf yerine yapılacak saldırı sonucu düşman birliklerinin felç edileceğini belirtmiştir. tanklar ilk zamanlarda ya sabit bir şekilde top yerine kullanılıyor, ya da piyade ilerlemelerinde onları koruyan bir yapıya büründülüyordu. hart, tankları süvari birlikleri gibi görmüş ve iyi bir hava desteği altında, onlarla yıldırım hızıyla saldırılması gerektiğini söylemiştir. alman generali guderian, manstein ve rommel, onun dediklerini harfiyen yerine getirmiştir. hart'ın en iyi öğrencileri alman generallerdir. almanlarda da tank ilk zamanlar tankların gücü hafife alınmıştır. ama onların şansı tüm yaşlı generallerin işi bırakmasıdır. ortalık gençlere kalmıştır. guderian'ın çok büyük çabaları sonucunda piyadelerin arkasına saklanıp önemi azaltılan tanklar yerine mekanize piyade birlikleri kurulmuştur. guderian'ın hitlerin de özel desteğini almasıyla bu kuvvetler yıldırım hızıyla hareket ederek, uçakların havadan bombardımanı yardımıyla 1943'e kadar önlerine çıkan herkesi perişan etmişlerdir.



almanlar bu işi en güzel fransızlara karşı kullanmış ve bir kaç haftada paris'e girmişlerdir. üstelik ellerindeki tank sayısı fransızlardan daha azdır. ingiliz birlikleri ise dunqurke'de kaderleriyle başbaşa kalmışlardır. almanların ardenlerin bataklık ve orman arazisinden saldıracağını tahmin edemeyen(çünkü o bölgeden saldırı imkansız görünüyordu. manstein-hitler planı) müttefik kuvvetlerini hareketsiz bırakan bu saldırı sonucunda fransızlar tamamen teslim olmuşlardır. çünkü en büyük kuvvetlerini marne hattının arkasında bırakmışlardır. almanlar ise o hattın olduğu bölgeden neredeyse tek bir kurşun bile atmamış, olayı belçika üzerinden saldırarak çözmüştür. akabinde kuzey kanadı tamamen çöken fransızların hattın arkasında bekleyen o atıl ordusu da teslim olmuştur. saldırıya en fazla direnen ülkenin belçika olması ise başka bir olay. fransızlardan daha cesur çıkarlar. hollandalılara ise paraşütçü birlikleri yetmiştir. ilk polonya saldırısı ise çocuk oyuncağı gibi geçmiştir. sadece varşova'da, şehir merkezinde biraz oyalanmışlardır. işin ilginci guderian anılarında polonya süvarilerinin tanklara saldırdığını yazar. manzara don kişot'un yel değirmenine saldırması gibi bir şeydir herhalde. varşova tecrübesinden sonra şehir savaşlarından kaçma emri veren hitler'in stalingrad bataklığına saplanıp kalması ayrı bir yazı konusu. keza ruslara bir stalingrad yaratmak için tüm almanyayı feda edip budapeşte'yi korumaya çalışması da ilginç.



almanlar bu taktik ile rus cephesini tek kelime ile yarıp geçmişlerdir. moskova'nın şehir ışıklarını bile görmüşlerdir. hatta küçük bir birlikleri şehre girer, ancak işçiler direnişe geçince hemen terk ederler. almanları 1941'de kış durdurmuştur. bir de hitler'in beyinsizliği. bu öyle bir stratejidir ki güney cephesinde tek bir seferde 500.000 rus askerini bile teslim almışlardır. ama rus ordusunu sadece 200 tümen(800.000) sanan hitler'in gafletleri sonu hazırlamıştır. almanlar ilk 200 tümeni yokeder. karşılarına 200 tümen daha çıkınca şaşırırlar, ama onu da yokederler. ama bir 200 tümen daha çıkınca karşılarına, savaş sanayileri de müttefik bombardımanından felç olduğundan dolayı dayanamazlar ve berlin'e kadar çekilirler. ellerinde asker de kalmadığından rus askerlerinin yatak odalarına kadar girmelerine direnemezler. savaşta 1 milyon alman kadınına ruslar sistematik olarak tecavüz etmiştir.



kuzey afrika'da ise kendisinden kat ve kat güçlü ingilizlere karşı destansı muharebeler yapan, neredeyse kahire'ye kadar giren rommel'i ise insan ve malzeme yetersizliği durdurabilmiştir. bu taktikle balkanlara giren alman ordusuna hiç kimse direnememiştir. hatta az kalsın selanik'te karaya çıkacak olan ingiliz kuvvetlerinin tamamı telef olup gidecektir. bu selanik taktiği birinci dünya savaşından kalmadır. ilk savaşta çanakkale'de yokedilemeden geri çekilen itilaf devletleri kuvvetleri selanik'e çıkar ve 1918'de bulgaristan'ı saf dışı bırakır. gerisi çorap söküğü gibi gelir.

her neyse işte, fikir kendisine ait olsa bile uygulayan kendisi veya kendi kuvvetleri değil, almanlardır.

savaşı almanlar kazansaydı avrupa haritası böyle bir şey olacaktı:

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.