heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

20 Temmuz 2009 Pazartesi

lou andreas salome



irwin yalom'un nietzsche ağladığında adlı romanın girişinde, bir kadının, dr. breuer' e yolladığı bir mesaj vardır. mesajda şöyle der;

"doktor breuer, son derece acil bir mesele için sizi hemen görmem gerekiyor. alman felsefesinin geleceği tehlikede. yarın sabah saat dokuzda cafe sorrento'da buluşalım."

gerisini romanı okuyanlar bilir. alman felsefesinin geleceğinin tehlikede olmasının sebebi nietzsche'nin halidir. o hale düşmesinin nedeni de, onu deli divane eden, doktora mesajı yollayan lou andreas salome'dir.

1861'de doğan bu kadın, 1934'de kadar yaşamış, rus bir generalin kızıdır. yahudi asıllı olduğu söylenir. nietzsche gibi o da kadın bolluğunda büyümüştür. yalnız gösteriş ve şatafat içinde büyüdüğü halde o küçüklüğünden beri böyle şeyleri sevmezmiş. güzel, zeki ve etkileyici bir kadındır. günümüzde bir çok kadının idolüdür.

1800'lü yıllarda bir kadının evlilik ilişkisi dışında bir erkekle ev paylaşması pek görülen bir davranış değildir. lou ise bir değil, iki erkekle birlikte ev paylaşmıştır. bunu yapma nedeni olarak, 'düşündüklerini, bu iki kişiyle tartışarak daha verimli hale getirmek' der.. ama bu iki kişiden biri daha sonra intihar etmiş, diğeri ise nietzsche olmuştur.

nietzsche ile ortak arkadaşları olan paul ree aracılığla tanışır. kısa bir süre sonra iyi dost olurlar. ree, nietzsche ve salome sık sık bir araya gelir ve felsefi sohbetler yaparlar. ama nietzsche ilk günden beri lou'yu sevmekte, onu "düşün eşi" olarak görmektedir. ama aşkı anlayacağınız gibi platoniktir.

nietzsche, papaz olan babasının ölümünden sonra kadınların himayesinde büyümüştür. bu yüzden hayatında lou'dan önce hiçbir kadına aşık olmamış, hatta bu işle uğraşmamıştır. üstelik kadınlar hakkında hep olumsuz düşünür. aşkına karşılık bulamayınca kadınlar hakkındaki görüşleri tamamen sertleşir. nietzsche'nin korkaklığı tutup, aşkını direkt söylemek yerine, ree vasıtasıyla açılmayı tercih etmese yine reddedilirdi, ama cesareti olduğunu görürdük yahu, korkak herif! akabinde red cevabını alınca yıkılır, düş kırıklığı çok büyüktür. kadınlarla arası hiç iyi olmayan nietzsche'nin italya'da genelevlere gittiği bilinir. ama sadece piyano çalmak için..

koskoca bir filozofun, bir kadının kendisini sevip sevmediğini anlamaması kadar salakça bir şey olamaz herhalde. bu red cevabı hayatını derinden etkiler ve hem lou'yu, hem ree'yi suçlamaya başlar, yani çirkefleşir. üstelik ree'nin lou'ya aşık olduğunu bile sanır. bu yüzden ree'nin kendisine ihanet ettiğini düşünür. gerçi ree de lou'ya evlenme teklifi etmiştir. en son yaptığı iş ise yüzyılın başında intihar etmektir.



yukarıdaki gördüğünüz resim, nietzsche'nin lou'ya açılmadan önceki zamanda çekilmiş. lou'nun elinde kırbacı, beygirler yerine ree ve nietzsche var. reddedilme olayından sonra nietzsche o ünlü lafını söyler;

"kırbaçlı kadından hoşlanmam!"

salome'nin hayatına giren ilk erkek elbette nietzsche değil. ilk önce kendisinden oldukça büyük bir rahip ile gönül eğlendirir. felsefeye girişi de bu rahip sayesinde olur. ilk önce onun düşüncelerini sömürmeye başlamıştır.

tabii lou'nun tarih sahnesindeki işi nietzsche ile beraber bitmez. o kendisine has bir kadındır. hayatına daha sonra maria rilke girer. hatta nietzsche'den daha fazla zarar verdiği bir erkek varsa eğer, bu rilke'dir. üstelik rilke'yi sevmiştirde. hatta sık sık onu terk eder, tekrar barışırlar. bir keresinde onu yine terk eder, evine döndüğünde onu çok özlediğini fark eder ve sinirinden rilke'nin ona yazdığı mektupları yer! rilke de kadınlar tarafından büyütülmüş bir kişidir, sadece kadınlar tarafından büyütülse yine iyi, kadın kıyafetleri ierisinde büyütülmüştür.

hayatına daha sonra başka başka erkekler de girer, ama evlilik tekliflerini biri hariç kabul etmez, cinselliğe dayalı bir ilişkiye karşı çıkar!

1911 yılında freud'la tanışır. ondan psikanaliz yapmayı öğrenir ve hatta kendisine de psikanaliz yapmıştır. derler ki kendisine freud'u bile aşık etmiştir. ama dostlukları, freud ölünceye kadar devam eder. öğrendiği psikanalizi rilke'ye de uygular ve onu saplantılarından kurtarır. ama rilke şiir yazamaz duruma geçince sanat için tedaviyi keser!

bu famme fatale kadının başından evlilik de geçer. adreas adlı bir akedemisyenle evlenir ve ölene kadar onunla evli kalır. ama aralarında cinsel bir temas olmaz!

ömrü boyunca çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri çıkar, 19 kitabı yayımlanır. aslında uzaktan bakınca tek başına bir şey yapamayan, erkeksiz kalamayan, onların düşüncelerini sömüren kadının birisidir. hayatına giren erkekler olmasa hiçin biri olarak kalırdı. ama nietzsche'yi nietzsche, rilke'yi rilke yapan da odur. hani derler ya, "şairi şair yapan kadın mıdır, yoksa kadını kadın yapan şair midir?" diye. lou hayatına giren tüm erkekleri sömürerek salome olmuştur, diğerleride terkedilmelerin acısından bol bol beslenmişlerdir.

not: Ekşi Sözlükten istifade edilmiştir.

2 yorum:

DENIZ dedi ki...

NE yani yuz yilla fikirlerini civileyen bu adamlar salakmiymista bu kadini sevmis. o kadar bosmus bu kadinda geri zekaliliklarindanmi kapilmislar. hepsi koylu delikanlilar olduklarindan heralde uckurlarina hakim olamamayi ask mi sandilar.

camur atma bence. kadin dokundugu adamin ucuncu gozunu acmis resmen.

gerisi önemli değil... dedi ki...

dediğin gibi çamur atıyorum, belki beni fark eder.

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.