kadın kendinden son derece emin görünmektedir ve kralın en sonunda direnci kırılır. üstelik kral kitaplarda ne yazdığını da merak etmektedir. bir kez daha istediği fiyatı vermeye kitaplardan geriye kül kalacağını bildiğinden kadına istediği parayı verir.
daha kitaplara şöylesine göz attığında bile onların önemini kavrar. bu üç kitabı capitoline tepesindeki jupiter, juno ve minerva tapınaklarının yeraltındaki gizli odalarına koydurtur. artık kimse onlara elini sürmeyecektir, üstelik kitaplardan kimsenin haberi olmayacaktır. kitaplardan iki kişi sorumlu olacaktır.
çok sonra, cumhuriyet devrinde bu gözetimcilerin sayısı 15 olacaktır. onlara ancak çok ciddi kriz anlarında danışılabilecektir.
(capitoline)
yine rivayetlere göre bu kitapları satan kadını daha önce hiçkimse görmemiştir ve daha sonra da kimse görmeyecektir. başka bir rivayete göre ise delphi'den sonra en ünlü kehanet merkezi olan napoli'ye yakın cumae kentinin ünlü bir apollon rahibesidir. ünü de oldukça fazladır.
kitaplar, iö 83 yılında capitoline binasında çıkan yangında tamamen yok olduğu düşünülüyor. akabinde rahipler kitapları bu sefer kendileri, tüm ülkedeki kehanet sahibi rahibeleri de dolaşarak tekrar yazmışlar ve korumasını iyice sıkılaştırmışlardır. ama imparatır augustus, iö 12'de kitapların büyük bir bölümünü yeniden yokeder. başkalarının ellerindeki kopyaları yaktırır.
peki kitaplarda ne yazıyordu? öncelikle kitaplar latince değil, eski yunanca. kitapların sahibi olan kadın bir kahin olduğuna göre çok büyük ihtimal kehanetler barındırıyordu. üstelik bu kadın kahin geleneği ilk çağ anaerkil toplumlara kadar dayandığından o zamana kadarki bir dünya tarihi de kayıtlı olabilirdi. belkide gökyüzü olayları, madenler ve taşlar, dua ve ritüeller, şifalı bitkiler, tarımsal bilgiler, önemli dini ve resmi günler(!) de yazılıdır. ama kitaplar günümüze kadar ulaşmadığı gibi tek bir alıntı bile mevcut değildir. üstelik kitaplarda yazanın mı yoksa yazanın yorumunun mu kehanet olduğu ayrı bir tartışma konusudur. çünkü bir çok roma imparatoru bu kitapların gücünden çekinmiştir. ama yine de roma'nın yöneticileri, kitapların ellerinde olmasından dolayı kendilerine tanrıların büyük bir lütufda bulunduğuna inanmaktadırlar. ama kitaplarda yazanlar hangi durumlarda kullanılmıştır.
sonuç mu? elden ele dolaştığı varsayılan bu kitapların, masonların en büyük hazinesi olduğu söylenir. rivayete göre 1000'li yılların başında, katolik roma'nın kıyımından kurtulan bir elin parmakları sayısındaki catharlar(güney fransa'da yaşayan düalist bir mezhebe inanan topluluk) bu kitaplarla beraber iskoçya'ya kaçarlar. oradan masonlara intikal eder. velhasıl kelam bu yazı burada biter.
(kaynak: fraternis - burak eldem)
4 yorum:
neyi keşfettin, harbi merak ettim?
:)
bir mirasyedi olmasam bile aynı olayı fark ettim. işte o yüzden kaderin olabileceğini düşünüyorum :)
yani dünyanın 1000 yıl sonra hangi konumda olacağını biliyoruz, yaza ne olacak tahmin edebiliyoruz, hyvan davranışları belli, hepsi de veriler yüzünden dediğin gibi. biriyle en fazla 1 hafta geçirmek yeter, artar bile :)
o değil de, masonlar büyük köpek takım yıldızının en parlak çift yıldızı siriusun önünde saygı ile eğilirlermiş. başka bir sırları yok :)
Yorum Gönder