heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

14 Ocak 2011 Cuma

kaybolmak, benim işim!

şunu iddia edebilirim ki dünyada benim kadar büyük yol özürlü insan bulunamaz. sırf bu yüzden otobüslerde hamilelere, sakatlara, gazilere yer vermiyorum! çünkü ben ciddi bir şekilde özürlüyüm. bir gittiğim yeri, iki gittiğim yeri, hatta üç kez gittiğim yeri bulamam, imkansızdır. o gittiğim yerlere bir daha gitmem için kroki çizmem lazım. ceplerim bir ara bu krokilerle doluydu, yok, başka türlü bulamıyordum çünkü. size şöyle tarif edeyim, beynimde o yolların haritasını çıkaramıyorum. çıkaramayınca doğal olarak sürekli kayboluyorum. beni hastanelerden, karakollardan mı toplamadılar, konsolosluklara kadar aradılar vs vs!

oysa kuzeyi bilirim. küçük ayıyı, dolayısıyla kutup yıldızını bildiğim için kuzeyi bilirim. o da geceyse ve yıldızlar ve ay görnüyorsa bilirim! deniz kıyısında yaşarken kıyının yönünü öğrendiğimden dolayı geri kalan yönleri de öğrenmiştim. sağ kolum doğu, sol kolum batı, önüm kuzey, arkam güney, o la la la, süperim ben!

başka şeyler de bilirim elbet. yosunlar kuzeyde tutmuştur mesela. ama bu bilgi şehirde hiç bir işe yaramaz. karınca yuvası da yoktur şehirlerde. istanbul'da, kendimi lost adasına düşmüş, yön nedir bilmez, on sawyer gücünde hissederim! sanırım pusula taşımam lazım! yani demem o ki, özellikle şehir içinde gittiğim yönü bile bilmiyorum. karşıya geçeceksem eğer doğuya gitmem gerektiğini biliyorum. zaten o yüzden sabahları karşıya geçmem. güneş gözümü alır çünkü! en feci halim ne biliyor musunuz? sağımı solumu karıştırırım. valla bak. sağımı solumu bilirim tamam, ama karıştırırım. birisi bana araba kullanırken "sağa dön" derse, önce 'sağım neresi' kontrol ederim, sonra kendi kendime "sağ burası, burası" diye telkinde bulunurum ve öyle dönerim. yoksa sola döndüğüm oluyor.

şimdi size en feci 5 kaybolmamı anlatacağım.

5- bu kaybolma işine sanırım ilk kez ilkokul 2'de girdim. okul çıkışı bir arkadaşın evine gittikten sonra dönüşü kaybettim. ama evler arası biraz uzak. yani 6 yaşındaki bir çocuğun bursa'nın o biçimsiz sokaklarında ve yollarında kaybolması normal. biraz sokaklarda gezdim sanırım ve artık nerede olduğumu bile bilmediğim bir anda ağlaya zırlaya yürürken biri bana acıyıp arabasına aldı ve bildiğim polis karakolunun kapısına bıraktı. iyi bir adammış. düşünsenize, sezerciğin düştüğü duruma falan düşsem veya gözlerime erimiş demir dökseler ve dilendirseler, pehh...

4- erzurum'da yeni bir ev tutmuştum ve evi tekrar bulabilmek için adresi de bir kağıda yazdım. o zamanlar kroki çizmek aklıma gelmemişti. neyse, sabah çıktım, akşam oldu eve gideceğim ama ev yok. basbayağı yok, bulamıyorum çünkü. dört dönüyorum etrafta, ama yok, bulamıyorum. en sonunda taksi tuttum. adresi verdim. o da bulamadı. it herife iyice sinirlendim, dünyanın taksi parasını verdim(istanbul dışında taksi pahalıdır). üstelik tipi de başlamıştı ve uzaklardan apartmanın yazısını en sonunda okuyabildim. evreka, bulmuştum!! bu kaybetmemin nedeni sanırım her tarafın bembeyaz olması. doğal olarak belirli bir işaret olmayınca kayboluyorsun.her taraf inşaat olunca, her taraf birbirine benzeyince kayboluyorsun işte!


3- askerdeyken kışla içinde kayboldum. acemiyken ziyaretçim gelmişti ve gittim. dönüşünü ne siz sorun ne ben yazayım!sadece kışlada 6-7 tane birlik olduğunu bilin. yani oldukça büyük bir kışlaydı. daha fazlasını yazmaya gönlüm elvermiyor.


2- bu sefer istanbul'da araba kullanırken kayboldum. yarım saatlik yolu 4 saatte gittim(ciddiyim). tabelaları takip ederek gitmeme rağmen kendimi bir anda yenibosna'da, sonra nükleer araştırmaların orada, akabinde kuş kuçmaz kervan geçmez bir yerde(hala adını bilmiyorum o mıntıkanın), akabinde bir sanayinin ortasında, daha sonra halkalı'nın ortasında, daha sonra da bilmediğim bir kaç yerde buldum. neredeyse istanbul'un avrupa yakasını tamamen dolaştım! sora sora bağdat bulunur ya hani, bir benzin istasyonuna girdim ve herife gideceğim yerde bilinen bir alış merkezine gidilen yolun krokisini çizdirdim. bu sayede buldum. bu olaydan sonra navigasyon aleti olmadan evden çıkmıyorum(onda da yol haritaları nasıl yükleniyor, çözemedim. eğer bilen biri varsa bana mail ile ulaşsın ve ayrıntılı bir şekilde tarif etsin). gittiğim yer o kadar karmaşıktı ki daha sonra navigasyonla bile kayboldum! ama en azından bir kaç on dakikada yeri buldun. saatlerce dolaşmadım. neyse, 3. ayın sonlarına doğru yeri tam olarak beynime nakşettim. artık o yere gözüm kapalı gidebiliyorum.

1 numaram kendi çapımda efsanedir. adapazarı'nda arabayı sanayide bir oto tamirciye götürdüm. usta "5 gibi gel al" dedi. çevreye biraz baktım, önemli binaları kafama not ettim ve şehir merkezine geldim. saat 4 gibi arabayı almak için yola çıktım. şehir merkezine geldiğim dolmuşa tekrar bindiğimde uğradığım sonuç tam bir felaketti. nerede olduğumu bile bilmiyordum. biraz yürüdüm falan, ama tanıdık hiçbir şey yok. bir taksi durdurdum ve sanayiye dedim. beni götürdüğü sanayide tanıdık hiçbir şey yok. sağa bakıyorum boş, sola bakıyorum boş. "ulan herhalde sanayiyi benim arabamı çalmak için toplayıp götürmüş olamazlar" diye de düşüyorum bir yandan! tekrar taksiye binip, şehir merkezine gittim. kendime çok sinirlenmiştim ve terlemeye başlamıştım. şehir merkezinden taksiye bindim ve "sanayide oto tamircilerin olduğu kısma çek usta" dedim. taksici "hangi sanayi" dedi. o anda başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. "kaç tane sanayi var" dedim. üç tane varmış. bu arada saat 6 olmuştu. heriften kartvizitini almadığıma küfrederek ne yapacağımı düşünürken aklıma gördüğüm yemek şirketlerinin tabelaları geldi. tarif ettim taksiciye. herif sanırım anladı. gitmeye başladık. o anda daha önce geçtiğim üst geçiti gördüm. sonra yemek şirketi tabelalarını. akabinde sanayiye girdik. gerisi kolay oldu. saat 7'ydi ve tamirci beni bekliyordu! bir araba tamir parası kadar parayı taksicilere vermiştim.

artık şunu biliyorum ki aç kalmamak için tuvalet temizleme işi de dahil yapamayacağım iş yoktur. ama taksi kullanamam. çünkü kapasitem buna müsait değil!

2 yorum:

bossa nova dedi ki...

ben de hadi koybolayım diye oralara buralara girerim zaman zaman:D
Ama büyük şehirlerde belirli merkezler olduğu için her yandan da o yöne otobüs minibüs olduğu için kaybolmak tam bi kaybolmak olmuyor.
Ama araba kullanırken iş birazcık sakat ki bence avrupa yakasını usanmadan dolaşman başarı!
ben de geçen gün kayboldumdu, sonra geldiğim yönün aksine giden otobüse bindim kaybolmamışım meğer...

gerisi önemli değil... dedi ki...

otbüse biinince ben de kaybolmuyorum, yürüyünce ve araba kullanınca kayboluyorum :)

araba kullanırken canım sıkılmıyor benim, yol geniş, araba nisbeten rahat, daha ne :)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.