
1885 doğumlu, ikinci dünya savaşında müttefik kuvvetlerinin en iyi komutanlarından birisi olan, çokça deli, hatta çatlak amerika'lı general. amerika'nın savaşa katılmasından sonra, önce tunus'ta, sonra sicilya'da ve en sonunda normandiya'da savaşmıştır. kendisi oldukça varlıklı bir aileye mensuptur. iskoç kökenlidir ve amerikan bağımsızlık savaşında dedesi yanlış tarafta savaşmıştır(!) bu yüzden aile soluğu california'da alır. birinci savaşta da savaşan bu komutanın en bilinen işlerinden birisi de pancho villa'nın iki adamını bir baskında öldürmesidir.
savaşta ilk kez tunus'ta meydana çıkmış, çoktan sıkıştırılan ve kuvvetten düşmüş alman kuvvetlerini kuzey afrika'dan söküp atmıştır. gerçi çok istemesine rağmen rommel ile karşılaşamamıştır. çünkü o geldiğinde rommel tedavi için almanya'ya dönmüştü. elinden rommel'in tanklarda ilgili kitabını düşürmeden, rommel'in kumanda etmediği rommel'in kuvvetleri yenmiştir. karşısında rakip olarak gördüğü tek general olan rommel ile kapışmaması herhalde içinde yara olarak kalmıştır. gerçi normandiya'da da kapışma şansları vardı, ancak valkyrie işine girince rommel, bu da olmadı. valkyrie(öldürülten sonra savaşçıları valhala'ya götüren kadınlar) rommel'i kollarından tutup son büyük savaş için kaçırmışlardı!
kuzey afrika'dan sonra sicilya'ya geçer ve ingiliz komutan montgomey'nin(rommel'i çok çok üstün silah ve techizatı sayesinde tunus'a kadar kovalamıştır. 1 alman tankına karşı 20 ingiliz tankı falandır bu üstünlük) emrinde olduğu halde messina'ya ondan önce girmek için herşeyi göze alıp hızla saldırmış ve monty'den önce messina'ya girmiştir. gerçi gittiği yol monty'nin yolundan daha temizdir. hatta bir yerde de sıkışıp kalmıştır. ama monty kendisi adına geçit töreni hazırlarken patton'ın birliğini selamlamak zorunda kalmıştır! bu gavur askerler alem adamlar, barış zamanı eğlencenin daima dibine vuruyorlar. ama savaş zamanı patton'ın messina'ya monty'den önce girme hırsı yüzünden boşu boşuna bir sürü asker telef olmuştur. gözü kara birisidir. çatlaklığından olsa gerek, kendisini tüm tarihi savaşlarda savaşmış biri olarak görür. yani reenkarnasyon olayı.
sicilya'da gördükleri karşısında şoka girip ağlayan bir askerini korkaklıkla suçlayıp tokatladığı için tüm birliğinin önüne çıkıp özür dilemek zorunda kalmıştır. monty, eline geçen bu fırsatı çok iyi kullanmış ve normandiya çıkartmasında baştan ona görev verilmemesini sağlamıştır. ancak daha soonra bradley'in sayesinde bretonya'da savaşmıştır. akabinde almanya'ya saldıran orduların birisinin başında olmuştur. monty ve bradley'e göre kendisi daha şanslıdır. o ikisi kuzeyi temizlemeye çabalamaktadırlar. alman sanayisi ağırlıklı olarak kuzeyde olduğundan güney allmanya tarafı hafiften boşalmıştır ve patton çok hızlı bir şekilde ilerlemiştir. ren nehrini yine monty'den bir gün önce geçmiştir.
bazı askeri tarihçiler bu duraklama yüzünden berlin ve prag'ın rus işgali altında kaldığını söyler. gerçi daha sonra batı almanya'da, alman komutanların savaşmaması yüzünden(rus işgali yerine amerikan-ingiliz-fransız işgalini tercih etmişlerdir) son sürrat ilerlemiştir. prag'a girebilecek durumda iken rusları beklemek zorunda kalmıştır. sonunda da güney almanya'nın bölge valisi olmuştur. burada eski nazilere görevler verince ve ters açıklamalarına devam edince görevlerinden çektirilmiştir. kendisi statik savaş bilmeyen, süvari komutanıdır. hiçbir zaman geniş kapsamlı bir harekat düzenleme kapasitesi olmamıştır. ama verilen görevleri en hızlı bir şekilde yapması ile ünlüdür.

almanların ikinci ardenler saldırısını bertaraf etmek için omar bradley'e son sürrat yardıma koşmuştur. gerçi alman tanklarının benzini bitmese(benzinlerinin bittiği yerin sadece 500 metre ilerisinde 500.000 tonluk müttefik benzin deposu da vardır. bu miktar o anda almanya'nın elinde bulunan yakıt miktarından daha fazladır) bu birlikleri feci şekilde ezeceklerdi. noelden hemen önceki bu beklemedik saldırı tüm müttefik kuvvetlerinin sinirini bozmuştur. "hazır almanya'ya girmişken moskova'ya kadar gidelim" diyerek geleceği de öngörmüştür. 1945'de ruslara karşı almanları tekrar silahlandırırken bir trafik kazasında ölmüştür. ölümü şüphelidir. ruslarla savaş çıkartmak için bahane aradığı bilinen bir gerçektir. ölümünden sonra stalin'in çok sevindiği de bilinir.
kendi stratejisine taş çorbası adını vermiştir. önce küçük bir birliğini düşman arasına sokar, sonra onu yavaş yavaş besler ve ele geçirirdi. bu plan sonuna kadar işe yaramıştır.
kendisinin ilginç sözleri vardır. mesela;
"tanrı affetsin, ama lanet olası savaşı seviyorum."
"hıyarın teki bir gün 'kanatlarımızı korumamız lazım' demiş. dünyadaki bütün gerizekalılar da o günden beri 'kanatlarımızı korumamız lazım" diye kıçlarını yırtıyorlar. şimdi bu dediğimi iyi dinleyin. kanatlar sikimizde değil. kanatlar bizim değil, düşmanın korkması gereken yerlerdir. bırakın kanatları orospu çocuğu almanlar düşünsün."
(malum, kanatlar yarılarak düşman kuvvetleri çevrilir ve imha edilir.)
"arkamda dost bir fransız tümeni olacağına önümde bir alman ordusu olmasını tercih ederim."
(napoleon da şöyle der; "tanrı italyanları avusturyalılar da savaş kazanabilsin diye yaratmıştır.")

kendisi hakkında omar bradley'in yardımıyla çekilen patton adlı filmde savaş sahneleri harbiden çok güzel. oyunculuk da çok iyi. özellikle bradley'i oynayan karl madlen müthiş. ama patton fazla abartılmış ve sürekli haklı pozisyonda gösterilmiş. gerçi film 1971 tarihli. soğuk savaş yılları, ruslar konusundaki öngörüleri haklı çıkınca kusursuzlaştırılmış. filmde de ilginç konuşları vardır. mesela bradley onun rütbe sevdasını bildiğinden ona şöyle der;
"türk donanması sana amirallik verseydi buradaki bütün görevini bırakıp oraya giderdin."
(aslında bu lafta dalga geçme var, çünkü ikiside o zamanlar türk donanması diye bir şeyin olmadığını biliyor.)
ölümünden sonra amerikalılar bu zırhlı birlikler komutanın adını tanklarına vermişlerdir. en meşhuru m60 patton tanklarıdır. türk ordusunun tank mevcudiyetinin büyük miktarı(900 adet) m60'dır.
