
gizli örgütlenmelerin temeli ezoterizmdir ve bu kelime 'halkanın içinde' olanlar demektir. yani eski çağlarda okült örgütlenmelerde lidere yakın olan ve gizli bilgiyi paylaşan kişilerin halkanın içindedir. bu halka dışında kalan yandaşların oluşturduğu çembere de egzoterizm denir. mesela masonların gerçekten gizli bir bilgisi varsa, bu sadece 30-33 derece arasına olanlara öğretilirmiş. ilk 30 derece ise sadece ön hazırlık ve sabır testi oluyor.
ilk bilinen örgütlenme pisagor ve öğrencilerinin örgütlenmesidir. roma'nın daha başlangıç safhalarında güney italya'da, kendi öğretilerine göre, tanrıçalar çağınına, yani cennete, altın devre ulaşmak için devlet bile kurmuşlardır. akabinde kendi kendileriyle rakip olup parçalanırlar ve hep beraber roma imparatorluğu'na sızarlar. roma'nın büyük bir imparatorluk olmasında pisagor'un çok etkisi olduğu söylenir. pisagor da senelerce kahinlerden, kadın alimlerden, büyücülerden eğitim almış, okült örgütlenmelerde yetişmiş biridir. adam 3-4-5 üçgenini buldum diye senelerce bunu insanlardan saklamış, gizli bilgi diye öğrencilerine öğretmiş! bir üçgeni bile gizleyen herifin neler gizleyebileceğini düşünemiyorum bile. neyse, pisagor örgütlenmesinin şimdiki uzantısının masonlar olduğu düşünülüyor. ama tabi aradan yüzyıllar, binyıllar geçmiş. pisagordan masonlara ne kalmış, belirsiz.

yani anlayacağınız masonluk ezotorik bir örgütlenmedir. pisagor'un kardeşlik örgütlenmesinin günümüze kadar gelen şeklidir. temelinde insanların eşitliğini savunur ve bunun için çabalarlar. ancak günümüze geliş şekli farklı olmuştır. sanılanın aksine yahudilerle alakaları pek yoktur. hiram abif efsanesi de, dul kadının oğlu da, derecelendirmeler de tevrata değil, paganizme dayanır. sizin okuduğunuz o efsanelerin hepsi efsanedir. yoktur öyle bir şey. göz boyamacadır. kendilerini koruyabilmek için kendi efsanelerini tevrat a dayayıp meşruiyet kazanmışlardır. neyse tapınak şövalyelerinin bir kısmı o meşhur 13. cuma katliamından sonra iskoçya'ya kaçar. orada yeni bir örgütlenmeye girişirler. güney fransa dan kaçan çok çok az cathar ın(katolik roma onları bebeklerine kadar öldürüp soylarını kazımıştır) bir kısmı yine iskoçya ya kaçar. işte günümüz masonluğu bu iki grubun birleşmesi ile oluşmuştur. burjuva devrimlerinde başroldedirler. ama günümüze gelince artık işlevlerini kaybetmişlerdir. en büyük sırları olan sirius takım yıldızına(dolayısıyla isis'e) tapma eylemleri bile açığa çıkmıştır.

sadece ve sadece en üst derece masonların okuyabildiği sibylline kitapları(ki orjinali büyük capitol yangınında yok olmuştur), kalde kitapları, hermes'in tabletleri ve fenike kitapları ellerindedir. onlardaki bilgilere ulaşabilmek için mason bile olabilirim, ama şerefsizler bana nasıl olsa okutmaz!
sibylline kitaplarının da ayrı bir öyküsü vardır. ayrı bir yazıyı hakediyor aslında. roma daha büyümemişken geçiyor hikaye. plep ve patricilerin keyfi yerindedir. kölelik bir kurum olarak ortaya çıkmamıştır. işte o zamanlar bir kahin huzura çıkar ve elindeki 8 kitap için 1000 altın ister. vermezler elbet. bu sefer 4'ünü yakar ve 2000 ister. yine vermezler. 2 sini daha yakar ve 4000 ister. en sonunda istediği altına kavuşur ve kitapları verir. imparator okur okumaz çok heycanlanır ve hemen büyük capitol binasına konulmasını ister. sadece ve sadece çok önemli durumlarda bu kitaba danışılacaktır. danışıldığı durumlardan biri de büyük plep isyanıdır.

tabii mısır deyince en önemli mitinden de bahsetmek lazım. şu dul kadının oğlu meselesi. masonlar çok sık dillendirir bunu. dul kadın isis'tir. mısır'ın en önemli tanrıçasıdır. roma, mısır'ı ele geçirdikten sonra avrupa'da barbar akınlarona karşı koymak için mısır lejyonlarını kullanmıştır. bunlar için şehirler kurmuştur. paris'in ilk adı parisis dir. viyana ve köln de mısır lejyonları için kurulmuş şehirlerdendir. yani isis kültü avrupa'nın göbeğine kadar girmiştir. girdiği için zaten isa'nın bir çok özelliği bu kültten alınmadır. hikayeye başlayayım artık;

mısır'da, ra'nın hükümranlığından sonra başa oğlu osiris geçer. ama kardeşi seth buna karşı koyar. osiris, kardeşi isis ile evlidir. neyse, seth bir gün osiris'e bir ziyafet verir ve onun sarhoş olmasından faydalanıp onu bir sandığa kilitler. sandığı akdeniz'e atar. ama osiris, isis'in yalvarması ile path sayesinde ölümden döner. akabinde başka bir ziyafet esnasında seth, osiris'i zehirler. tüm bedenini parçalara ayırır ve bu parçaları mısır'ın dört bir yanına dağıtır. isis, yine path'a yalvarır ve parçalanmış osiris'den çocuk sahibi olmak ister. path tüm parçaları toplar ve en önemli parçayı, yani osiris'in penisini de birleştirir. ölmüş bedenin ölü penisi ile cinsel ilişkiye giren isis, horus'a hamile kalır.

horus ile seth kapışır. horus bir gözünü de bu savaşta kaybeder. ama savaş onun üstünlüğü ile biter. seth mısır'ı terk eder ve lübnan civarına yerleşir.
elbette bu tanrıların son savaşı değildir. yakın coğrafyada, yani mezapotamyada tanrı marduk tüm rakiplerini alt eder ve tüm rakiplerinin ünvanlarını, sayılarını ve adlarını alıp kendini tek tanrı ilan eder. tek tanrı böyle doğmakla birlikle tüm babil bir rüzgar yüzünden yok olmuştur.
bir de bağdat kütüphanesi var tabii. kur an'da adları geçtiği için dinlerini koruyabilen sabiiler abbasi halifesinin emrine girmişler ve bağdat kütüphanesini kurmuşlardır. bunu da moğollar mahvetmiştir. kitapların hepsini dicle'ye atmışlar. size şöyle diyeyim, dünyanın yedi harikasından biri olan giza piramidini ilk kurcalayan kişi abbasi halifesi me'mun'dur. küçük bir askeri birlik ile piramitde bir kapı açtırmış ve içine girmiştir. çünkü piramidin içinde çok eski çağlardan kalma çok güçlü silahlar olduğuna dair kendisine bilgi verilmişti. yani yukarıda anlattığım savaşta kullanılmış silahlar.
ezoterizmin yahudi boyutu, yani kabbala apayrı bir mesele elbette. bunun isa'sı da var elbette. islam boyutu yani batinilik ilginç. sonuçta tüm boyutları dicle ile fırat arasında, filistin ve lübnan da ve nil deltasındadır. az biraz iş ganj'a da taşmıştır.
ve; ordo ab chao baby!!!
