heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

20 Ekim 2010 Çarşamba

asalak

insanlık tarihi boyunca erkek, daima öküzün önde gideni pozisyonundayken, onu ehlileştiren ve en sonunda medenileştiren kişiler kadınlar olmuştur. adem'den bu yana kadınlar daima daha cesurdur ve bir rüyadan adem'i uyandırmak için ona yasak meyvayı yedirmişlerdir. adem'e sadık olsun diye onun kaburgasından yaratıldığı halde gerçeği görebilen havva, ilk kadın da değildir.

lilith, yahudilere göre tanrının adem'le beraber aynı çamurdan yarattığı kadındır. adem ile eşit olduğunu söyleyerek, sevişme sırasında altta kalmayı kabullenemez ve isyan eder, adem'e boyun eğmez. bu yüzden cennet bahçelerinden de tanrının hiç kimse tarafından bilinmeyen adını söyleyerek kaçmıştır(herhalde adem'den önce tanrı tadına baktı ve o ara adını söyledi). lilith'in kaçtıktan sonra kızıl denize gittiği söylenir. tanrı, onu cezalandırmak için senoy, sansenoy ve semangelof adlı meleklerini yollamıştır. ancak lilith, onlarla da anlaşır. çocukları olan lilimleri doğurur. en sonunda tanrı cezasını verir. tüm çocukları öldürülür. intikam yemini eder ve erkek çocukları 40 gün, kızları 7 günlük oluncaya kadar öldüreceğini söyler. kırkı çıkmak tabiri bizde belkide bu yüzden vardır. yahudiler erkekleri yedinci günde sünnet ederek olası ölümlerinin önüne geçiyorlarmış! kızlar için böyle bir uygulama yok!

neyse, konu dallanıp budaklandı. bu iki efsaneden de anlayacağınız üzere ilk sorgulamayı yapan kişiler, kadınlar olmuştur. erkekler her şeyi olduğu gibi kabullenirken, kadınlar duruma isyan etmiştir.

insanların o karanlık çağlarında ise erkekler ava çıkarken, kadınlar toplayıcılık ile ilgilenmişler, bu sayede tohumların çimlendiğini keşfetmişler ve tarımı başlatmışlardır. bitkilerle uğraştıklarından dolayı tıpbı başlatan kişilerin de kadınlar olduğunu söylemek gerekir. üstelik bu bilgileri kızlarına da öğreterek öğretmenliği de icra etmişlerdir. günümüz medeniyetinin en temel harcını kadınlar atmıştır.


elbette iş burada kalmamıştır. bir öküze benzeyen erkeğin ehlileştirme işlemlerini de kadınlar yapmışlardır. sümerlerden başlayarak bir çok pagan tapınak rahibesinin görevi seks yapmaktır. ama onlar fahişe değil ve elbette bu işi  para karşılığı yapmıyorlar. mabetlerde aşk odaları var. o odalarda genç erkeklere cinselliği, yemeği, içmeyi, konuşmayı öğretiyorlar. çünkü erkeği doğal ortamından ayırıp, insanlaştırmak gerekir. bunu da tanrılarına ibadet olsun diye yapıyorlar.

işte bu yapılan seks yüzünden, tapınak kadınlarının için kullanılan ve "kadın alim" anlamıma gelen kelimeler, zamanla bitch gibi 'orospu' anlamı kazanıyor. işin ilginç yanı yahudilerde kadın peygamber anlamına gelen 'zonah' kelimesi aynı zamanda orospu demekmiş.

neyse, bu ehlileştirme işinin en bilinen versiyonu, gılgamış'ın kendine denk bulduğu arkadaşı enkidu'dur. enkidu ormanlarda yaşayan bir dağ yaratığıdır. onun tam bir insan olması için uğradığı mekan, bu tapınaklardan başkası değildir.

bu, günümüzde bile geçerliliğini koruyan bir durumdur. ittihat ve terakki'nin makedonya dağlarında gezen subayları, istanbul'da ikamet etmeye başladıklarında, istanbul'un kadınları onlara çatal bıçak tutmaya kadar her şeyi öğretmiştir.

erkek ise tabiri caiz ise asalak bir yaşantı sürmüş ve bunu devam ettirmek istemiştir. amazonlara ilk gelen beyazlar, erkeklerin tek görevinin, üç yılda bir, taş baltalarla mısır tarlaları açmak için ağaç kesmek olduğunu görmüşler. bu işlem hep topu 20-30 günlük bir süreyi kapsıyordur. geri kalan zamanlarında ise resmen keyif yapıyorlardır. kadınlar ise çocuk bakımından yemek yapmaya kadar her işle uğraşmaktadır. beyazlar, erkeklere taş balta yerine demir balta verince erkekler daha da çok sevinmiştir. çünkü üç yılda otuz günde yapılan işlem, baltalar sağlam olduğu için on güne inmiştir! erkeğin bu aylaklık durumunu günümüzde türkiye'de bile görebiliriz. karadeniz ve doğuda gerçek çalışanlar kadınlardır. doğunun erkeği bir tek tarla ile uğraşır. o da yılda en fazla kırk günlerini alır. kadın ise tezekleri hazırlamaktan, süt sağmaktan, yemek yapmaktan, çocuk bakmaktan, akşam da beyine keyif vermekten yılın 365 günü çalışır. karadeniz ise erkekler bahçe işlerini kadınla birlikte yaptıktan sonra gider mahsulü satar ve geneli o parayı pavyonlarda, kumar masalarında yer.

anlayacağınız erkek daima asalaktır. bu doğada da genelde böyledir. erkek penguenlerin hazin durumu hariç, erkek arıların tek görevi kraliçeyi döllemektir. geri kalan tüm vakitlerini, işçi arıların getirdiği balı tüketmekle geçirirler. bu işçi arılar da dişidir.

bonella viridis adlı yeşil bir solucan vardır. bunların dişileri erik boyundadır. erkeği ise miskoprobiktir ve dişinin üreme borusunda yaşar. ağzı bile yoktur. yaşamak için besinini, asalak gibi, tüylü yüzleriyle alır.

büyük ağızlı ve boynuzlu bir dişi balık vardır ve erkekleri yine cüce ve asalaktır. dişilerin bedenlerine yapışık olarak yaşarlar. doğadaki erkeklerin çoğu bu örnektekiler gibidir. kadına asalak gibi yapışırlar ve ondan beslenirler. nice şair ve sanatçı gibi.

eğer insanların da, diğer canlılar gibi belirli çiftleşme dönemleri olsaydı, inanın bana ahlak diye bir kavrama asla ihtiyaç duymazdık. oysa insanın erkek olanı, böyle bir saçmalık icat ederek, utanmadan kadını baskı altına almayı seçmiştir.

ama yaşadığımız çağda insan artık her aklına eseni yapmaya çabalıyor. ahlak alanında ikiyüzlülüğe gerek kalmadı. bu sefer de düşüncede ikiyüzlülük başladı.

dişiler, çiftleşme dönemlerinde kızışma belirtileri gösterirler. mesela inekler birbirlerinin üstüne atlarlar. böylece erkek hayvanları kendi üzerlerine çekerler. insanın dişisi için bu durum, kadının dul olması ve adının kötüye çıkmasıdır. işte ikiyüzlülük böyle gelişti. döllemeye her an hazır olan erkek, kıldan nem kaparak, icat ettiği ahlakı da hiçe sayarak, kadına saldırmanın dayanılmaz hafifliği ile yanıp, kül oldu.

6 yorum:

Unknown dedi ki...

tebrik ediyorum, güzel yazmışsınız. yazılarının hastasıyım kısmını da işaretleyeyim de tam olsun ;)

gerisi önemli değil... dedi ki...

sadece yazılarımın mı :)

Unknown dedi ki...

aa başka ne olacak ayol? imalı ve çağrışımlara son derece açık bu yanıtınızı gülmekten yerlere yatarak yanıtladığımı da bilmenizi isterim. efem.

gerisi önemli değil... dedi ki...

o işaretlediğiniz şıklardan "sana hastayım" kısmını işaretleseniz, kesinlikle böyle bir soru sormazdım. ne yani, sadece yazılarımın mı hastasısınız :)

Unknown dedi ki...

sana hastayım diye bir kısım yok zaten efem, sana hayranım kısmı var ama sallama lan da var bak orada :))töbe töbe.

gerisi önemli değil... dedi ki...

tamam, haklısınız, sana hastayım kısmı yok. ama bana hayran da olabilirsiniz, sorun değil benim için :)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.