heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

15 Ekim 2010 Cuma

acıya sövgü!

insanoğlunun önemli bir kısmı, acılarıyla gururlanırlar ve bu acıdan beslenirler. sevdiğini kaybetmek, terk edilmek gibi. bu acılar üzerinden beslenen erkekler, bu acıları yaşamış kadınları kullanırlar ve birbirlerini tutmaları gerektiğini el altından fısıldarlar sürekli. bu kişiler kendilerini pazarlarlar. eğer ilgi de görürlerse, özel yaşantılarını en ince ayrıntılarına kadar anlatırlar ve ilgi ile sevgi beklerler. diğer maymunların özel yaşantıya duydukları sürekli ve tüketici  iştahla beslenirler. karşı tarafa bunları anlatarak onlara ne kadar güvenilir olduklarını göstermeye çabalarlar. bu tipler, bir kadınla yatmanın, kadınla yatmak değil de, iki meleğin el ele tutuşması gibi olduğunu söylerler. inanın bana, kadınların bir kısmı bu davranışlara, bu çakallığa bayılır. inanmaya meyillidir. zaten bu yüzden can dündar'a, isyankar aşık türü zırvalıklara bayılan kadınların tamamı kolay lokmadır. erkeğin bu durumu, zamparaların yaşamaya karşı duyduğu kinin bir biçiminden başka bir şey değildir aslında.

bu kişilerin hedefindeki kadınlar, amaçlarına ulaşamayacaklarının bilincinde olduklarından mutsuzdurlar. yaşantılarından memnun değillerdir. oyuncu veya köşe yazarı olmak isteyenlerdir. en kolay lokmalar ise kendini türkan şoray sananlardır.entelektüel  geçinenlerdir. değerli oldukları halde kimsenin kendilerini anlamadığını, keşfedemediğini düşünen kişilerdir. bu tiplere aptal demek yerine sevimli lakaplarla hitap ederiz. en sonunda bu kadınlar, kendilerine son derece yakın gelen bu tip erkekler tarafından terk edildiklerinde, bir varlık değil, et yığını bile olamadıklarını da anlayamazlar.

bu tür erkeler bir şeyden haz aldıktan sonra o hazzı veren şeyi hor görürler. onun acısıyla tekrar beslenmeye kalkarlar. acı üzerinden şarkı yaparak, yazı yazarak, utanmazca para kazanmaya yeltenirler. çileciliğe övgüler düzerler. o tür kadınlar ise sevdikten sonra sevilmek ister. sevilmek istedikten sonra da sevildiğine inanırlar. erkekler için bu yüzden kolay lokma haline gelirler. erkeklerin çoğu şöyle düşünür;

"isteğimi onsuz da elde edebildikten sonra, sevgiyi neden işin içine karıştırayım ki!"

neslimizin temel sıkıntılarından birisi de aşık olmadan aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenme çabamızdır. evlenmeden önce evleniyoruz. seks yapmadan önce pornoya ve hikayelerine dalıyoruz. zaten bu yüzden, sürekli bir hayal kırıklığı ve acı ile yaşayan insanlar bu dünyayı doldurdu ve birbirlerini beceriyorlar.

insanların bir kısmı gerçeklerle karşılaşınca kaçarlar. bu yüzden tatsız buldukları gerçeklerin var olmadığını, var olmaması gerektiğini düşünürler. hayallerinde yaşattıkları aşk ile beslenmeye başlarlar. kıskançlığa öenmli bir şeymiş gibi değer verirler. bu insanları her yerde ve şekilde görürüz. facebook sayesinde bir klan oluşturmuşlardır. blogları esir almışlardır. kalp ve pembe motiflerinden geçilmez sayfaları. yazıları buram buram östrojen kokar. bir kaç satırdan fazlasını okuyamazsınız. bire bir tanıştığınızda ise sizden korkarlar ve çekinirler. uzak durmak isterler. eğer bu tiplerin yazılarını okuyabiliyor ve yüzyüze sohbetlerine bir kaç on dakikadan fazla dayanabiliyorsanız, siz de onlardansınızdır.


ama gerçek acı, kaybetmek falan değildir. doyurulmayan cinsel istektir. insanın midesine oturan şey doyurulamayan bu istektir.

(kaynak: ses sese karşı - aldous huxley)

1 yorum:

Kabakulak Kocakulakoğlu dedi ki...

beni kimse sevmiyooo :(( :Pp

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.