heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

10 Eylül 2009 Perşembe

öldükten sonra dirilmek (ba'su badel mevt)

israfil suru ilk kez üflediğinde kıyamet kopacak. ikince kez üflediğinde ise ölüler tekrar dirilecek ve mahşer yerinde yargınlanmak için toplanacaklar. islami kaynaklar öldükten sonra dirilme için kısaca bunu söylerler.

"sur'a üflenince, allah'ın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür. sonra sur'a bir defa daha üflenince hemen ayağa kalkıp bakışıp dururlar" (ez-zümer, 39/68)

peki öldükten sonra dirilme, üç büyük dinde ilk ne zaman görüldü?

ilk görülen kaynak tevratın daniel kitabı. zaman ise mö 4. yy. yani yahudilerin babil esareti zamanı. kitaba sokulması ise daha sonra, mö 2. yy civarı.

"ve yerin toprağında uyuyanların bir çoğu, kimi sonsuz yaşama, kimiyse sonsuz ezilmeye ve alçalmaya doğru uyanacaklardır." daniel 12:2

anlaşılan o ki tevratın ilk zamanlarında ölümden sonra diriliş diye bir şey yok. yani yaratılış ve çıkış bölümlerinde, adem, ibrahim ve musa zamanlarında.

bu inanç, yahudiler arasına yerleşip benimseninceye, yani mö 2. yy'a kadar bulunmuyor. ölümden sonra dirilme inancı, yahudiliğe yerleştiğinde de hala daha buna inanmayanlar mevcut. o devirdeki yahudilerden sadukim mezhebine dahil olanlar ahiret inancına sahip değiller. ilginç olan ise bu mezhebe dahil olan kişiler dinden çıkmış da sayılmazmış. bunun nedeni ise bu kişilerin üst sınıfı oluşturması. yani komutanlar, memurlar ve kohenler.

o devirler bir ahiret inancı olmasa bile ebedi yaşam inancı var. ama buna sahip olan kişiler dünyadan elini ayağını çekmiş, münzevi hayarı yaşayanlar, kendini tamamen tanrıya adamış kişiler(firavunlar hariç). zamanla ebedi yaşama sahip kişilerin sayısında artık görülür, kapsam genişlemiştir!

peki bu inanç nereden gelmiştir?

ilk ifade edilen kaynak yunanlılardır. helenistik çağda iskenderiye'ye yerleşen yunan felsefesi, platon'un ideaları sayesinde, bütün varlıkların değişmezliği ve ezeliliğini savunur. platon'a göre göre gördüğümüz herşey, aslında o cinsin idealar dünyasındaki karşılığının bir kopyasıdır. varolan herşeyin bir ideal modeli vardır. yani tüm varlıklar kopyadır. aslımız ise idealar dünyasıdadır.ama eflatun da bu görüşe birden bire sahip olmamıştır. görüş önce doğudan batıya gelmiş, akabinde batıdan doğuya dönmüştür. aslında ahiret inancını ve ölümsüzlüğü ayırmak lazım. ahiret inancından farklı olarak ölümsüzlük fikri, doğuya yunandan girmedir. ahiret inancı ise yunandan değil, perslerden girmiştir. işte bu devirde, tevrata birbirine karşıt ilkeler alınıp koyulur. 'doğru' ilkesinin karşına 'yanlış', 'ışığın' karşısına 'karanlık' vardır artık. ilginç bir ayrıntı; günah ve sevapların tartılması(mizan) hadisesi babil ve mısır'dan alınmadır.

ilkenin girmesini sağlayan kişi ise mö 2. yy'da, iskenderiye'de yaşamış bir yahudi olan philon adlı birisi. helenistik çağda yahudiler kitleler halinde mısır'a yerleşirler. kendi kutsal kitaplarını tanıtırlar ve iskenderiye kütüphanesinde önemli yerlere gelirler. çevirmen olurlar. işte philon yunan felsefesinden oldukça etkilenmiş birisiymiş. o andan itibaren felsefe ile dinin özdeş olduğunu ispat etmeye çalışır. doğayı tanrının kitabı yapmış, mitolojik öyküler ise gizli bir gerçeğin belgeleri olarak sunmuştur. böylece perslerin tekrar dirilme hadisesi ile yunan felsefesini birleştirmeye çalışır. bu durum ise yeni eflatunculuk olarak adlandırılan bir dönemi başlatır.

yani; varolan her şeyin ilkesi mutlak birliktir. her şey türeme yoluyla bir'den doğar. böylece yaratılan ilk varlık logos, kelam veya zekadır ve mümkün olabilen şeylerle ilgili bütün fikirleri kapsar. sonra zeka, ruhu doğurur. ruh, hareketin ve maddenin ilkesidir.

böylece yaratılan varlık, içinden çıktığı yetkinliğe doğru yükselmek ister. bu, tanrıya dönüştür. her şey iyiden gelir ve iyiye yönelir. ruhun ilk ilkeyle birleşmek için düşünceyi aşması, vecd yoluyla tanrıda erişmesi ve kendi bilincinden sıyrılması gerekir. gördüğünüz üzere bu felsefe tasavvufa öncülük etmiş, hristiyanlığı biçimlendirmiştir.

bu akımı başlatan ise mısırlı plotinos adlı birisidir. adamın tek amacı tanrıya yükselmektir. bir beden içinde yaşamaktan utandığı için maddeden uzak kalmak ister. heykellerini yaptırmaz. sadece mısır'da yaşamaz. iran'a ve hindistan'a kadar gider. en sonunda roma'ya yerleşir. orada öğretilerini anlatmaya başlar ve bir çok öğrencisi olur. müslümanların yunan felsefesi ile tanışmalarından hemen sonra fikirlerinin hepsi islama sızar. muhuddin-i arabi, hallac-ı mansur, mevlana celaddini rumi, yeni eflatunculuktan etkilenmişler ve bu düşünceleri islama uyarlamışlardır.

böylece plotinos'un en temel amacı olan batı ile doğunun bilgilerinin birleştirilmesi gerçek olur. doğunun peygamberlerinin söyledikleri ile batının felsefecilerinin düşündükleri bir potada eritilmiştir.

öldükten sonra bu dünyada dirildiği söylenen kişiler ise isa ve şu meşhur yedi uyur kişi. isa'nın tek dirildiği söylenen günü hristiyanlar paskalya olarak kutlanıyor. bu tarih ise bildiğin nevruz, yani bahar bayramı. yani dumuzi'nin yeryüzüne çıktığı tarih. dumuzi'den aşırıldığı çok belli.

ölümsüzlüğe sahip kişiler ise fazla değil! islama göre isa, gökyüzüne çıkarılmış ve orada beklemektedir. hızır ve ilyas hala hayattadır. sümer ve babil mitlerine göre ölümsüzlüğe sahip olan kişiler enoch ve utnapiştim. bildiğin hanok(idris) ve nuh yani. ikisi de tevrata ve kur an'a da girmiştir. hanok, tevrata göre 365 yaşında gökyüzüne yükseltilmiştir. mitlere göre insanlığa yazı dahil medeniyeti armağan edip, tanrıların katına çıkmıştır. nuh'a dair böyle bir kayıt kutsal kitaplarda yok. mitlere göre tufandan sonra tilmun diyarına yaşamaya başlamıştır.

(kaynak olarak turan dursun'un kitaplarından bol bol faydandım.)

3 yorum:

gerisi önemli değil... dedi ki...

birşey değil ;)

Travis dedi ki...

ölsek de dirilsek dedirtti..

gerisi önemli değil... dedi ki...

dirilmesek de olur, harbi bak ;)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.