heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

15 Ağustos 2012 Çarşamba

hayatım olmuş işler güçler

ayın ortası olmuş, daha bir yazı. rezalet. sanki yıllık izninin bir bölümünü kullandığı için yazmayan köşe yazarıyım anasını satayım. bu ne lan, kınıyorum kendimi. "kendini kızıyorsun, tamam, ama neden yazmıyorsun" diyen siz masum izleklerime cevap veriyorum.

kitaba sardım arkadaş. böyle toptan kitap alınca hepsini bitirmek için gözüm dönüyor. simon kuper'in futbol asla sadece futbol değildir'inden bir başladım, ajax, hollandalılar ve savaş'ından devam ettim. herif harbi iyi yazıyormuş. adam o ismi boşuna büyütmemiş. neyse, sonra ver elini boris vian. akabinde bir miktar dünya savaş tarihi. sonra şeker portakalı. o neydi lan öyle. zeze'nin ne biçim dünyası varmış. öyle bir sardı ki kitabı bitirdiğimde gece 2:30 ve gözlerim şelale gibi olmuş. üstüne dickens'in iki şehrin hikayesi'ni okumak hiç iyi gelmedi. onun son bölümünü artık tahmin ederken gerçekleşmesini okumak ayrı bir gözleri doldurma nedeni. çok güzel yazılmış be ya, harbi bak, ben o kadar fransız ihtilali tarihi okudum, gerçekliği hiç bu kadar kavrayamamıştım. roman ile tarih kitabı okumak arasındaki derin çizgi anasını satayım. ha bu arada, brezilyalı ebeveynlerin a q.

hem sonra iş bankasının çocuk kitapları serisi var. orjinal dilden, kısaltmadan ve 3 tl. süper lan. define adasını okudum anasını satayım. oz büyücüsü, bir yılbaşı hikayesi derken, pehh.. dionysos yayınevi'nin de 3 tl'lik klasikler serisi var. ruslar, fransızlar, ingilizler derken oo. gerçi kitaplar özensiz basılmış, çok miktarda kelime hatası var. ama olsun, 3 tl'ye harika romanlar okuyorum(ölü canları almayın sakın. sonunu resmen gebertmişler. yaklaşık 100 sayfa çalmışlar)..

bu arada pilli bebek - duruyor zaman beni mahvetmekte. halime falan sorarsanız eğer -ki sormayın bence- bildiğiniz gibi işte. hayat hala çok garip, hala çok salakça ve gereksiz. ramazan münasebetiyle iftardan iftara koşturup duruyorum işte. tutmuyorum ama çağırıyorlar. davete gitmemek kötü bir şey. ayrıca şunu fark ettim ki istanbul'da kimse oruç tutmuyor. hele istanbul'un kırsalı hiç tutmuyor.

işte böyle sevgili izleklerim. hayat her zamanki gibi akıp gidiyor. ama güneşin altında çalıştığım günler biraz pis akıyor. eve kendimi zor atıyorum, leş gibi ter, kan vs. hem geçen size kirazdan bahsetmiştim ya hani, domates ayrı bir alem bu arada. arkadaş bi sürü sebzeci arkadaş var, gidiyorum yanlarına, tüm domatesler bitik halde. size şunu söyleyeyim, eğer üstünde delik olmayan bir domates varsa, bilin ki ilaçlanmıştır. önce güzelce yıkayın ve sonra kabuğunu soyun. ama işin güzel yanı bu sene sebzecilerin karpuzları nefis. kocaman kocamanlar ve nefisler.

ha bak unuttum, olimpiyatlara da daldım bir süre. sonra sıkıldım. akabinde bizim şahane 1500'ümüzü izledim. at yarışı oynamışım ve bağırıyorum "hadi kızım, hadi kızım, hızlan kızım, hadi dayan be, koş ulan koş!" sonuç süper. altılıyı tutturmuşum gibi sevindim. ama bana "hiç altılıyı tutturdun mu" diye sormayın. tutturamadım arkadaşlar. lanet olsun benim içimdeki at sevgisine. gerçi senelerdir oynamıyorum. jokeyleri bilsem bile atlar falan hikaye oldu. ben ki zamanında bir çok yarış sevdalısı gibi şiki şiki baba baba eşliğinde ders çalışmış, kupon doldurmuş, halis karataş'a telefonla ulaşmaya çalışmış adamım. nafile hepsi! ha bu arada, veli efendi'yi yerinden kaldıracaklarmış diye bir söylenti duydum. yalandır umarım. diyorlar ki haraççı'daki muayene istasyonunun oraya bir yere konduracaklarmış. bu muayene işini senelik yapmaları apayrı bir rezalet elbet. bana iki senede bir yaptırmak zor geliyor, bu her sene işi ne lan. ticari taşıt mı lan bu dümbükler. nasıl para kazanacağınızı şaşırdınız anasını satayım. daha dün hava, yağ, filitresi derken bayıldım 80 kağıt. yuhh.. ha bu arada, iş yerindekilere "ben de sizin gibi küçük burjuvayım ulan" dedim. şimdi küçük burjuva aşağı, yukarı pehh. bu arada, iş yerindekiler oruç tutuyor. onlara tutmamaları karşılığında tüm günahlarını yüklenme garantisini verdim. yok, yine tutuyorlar. küçük burjuva işte nolcak..

yine mekan değiştirme hevesim çıldırtıcı boyuta geldi bu arada. ev ve iş değiştireceğim anasını satayım. kestane gürgen palamut, altı yaprak üstü bulut, topuk yaylası ne güzel ne güzel..

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.