heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

2 Ağustos 2012 Perşembe

sıfır


naim süleymanoğlu ve halil mutlu barın başına geçerken son derece kendilerinden emindiler. kaldırış sorun değildi onlar için. omuzlarında bir dünya yük, gram titreme belirtisi yok. barı yere bıraktıklarında ise zevkten döşe olurlardı ve resmen taşşaklarını kaşırlardı. bir özgüven patlaması yaşardı tv başındaki bizler. "190 kilo mu, hiç sorun değil, naim kaldırır nasıl olsa. çalışırsam ben bile kaldırabilirim" derdim. iş=yol x kuvvet formülünü yeni yeni öğrenmeye başlamıştım. nah kaldırırdım o ağırlı.

sonra 18 yaşındaki taner sağır çıktı, kaptı altını gitti ve bir daha ortalıklarda görünmedi. 2004 olimpiyatlarıydı. şimdi diyorum kendi kendime, lan yoksa.. kuvvetli siliciler mi kullanmış acaba. peh..

şimdiki nesil felaket. özgüven eksikliğinden podyuma çıktıklarında kolları resmen titriyor. o kollar mı kaldıracak o ağırlığı, o omuzlar mı girecek o barın altına. nerede naim'in 190 kilo kaldırırken o hali, nerede bunlar. naim kaldırırken o bar resmen esnemişti ve ben kırılacak diye korkmuştum. arkadaş, sporcu dediğin özgüven sahibidir, ağırlık kaldırırken kolları titremez, yüzmeyi unuttum demez. olamaz böyle bir şey. kendine güveni olmayan bir insan sporcu olamaz. imkansızdır. ne kadar çalışırsa çalışsın, antremanlarda ne yaparsa yapsın, baskıyı kaldıramıyorsa eğer sporcu olamaz. bıraksın gitsin kendine bir manav dükkanı açsın, eğitimine devam etsin, ama spor yapmasın.

ve çıkıp ekranlara özür dilemesin herkesten. gerek yok. başaramadım, beceremedim desin. kimden özür diliyorsun sen ya hu o ağlamaklı halinle. kimlere garanti verdin ve kendini bu kadar baskı altına aldın. nedir bu rezillik. koskoca sporcu özür diliyor.

bizim sporcular iyice maddi maneviye döndürdüler işi. amatörlük zaten bitmişti. ama olimpiyata katıldığı için 60 cumhuriyet altını alıyorsa eğer zaten onun yüzmek umrunda olmaz ki. derya büyükuncu mesela.

kendisi 80'lerin sonlarında her kırdığı rekor radyolardan anons edilen, geleceğin sporcularından birisi olması beklenen yüzücüydü. ama yapamadı. ne zaman trt radyo 1'de akşam 8'de spor haberlerini dinlesem derya büyünuncu'nun yenilediği rekorlardan bahsedilirdi. beceremedi. 6 olimpiyata katılacağına 1 kez katılıp tek bir bronz alsa daha iyiydi. derya büyükuncu, hafız süleymanoğlu ile birlikte türk spor tarihinin en büyük fiyaskolarından birisidir.

bu adam biraz daha azmedip bir kaç madalya alsa türk yüzme tarihini değiştirirdi. esas değiştiremediği nokta budur. esas kızılan nokta da budur. eğer o bir başarı kazanabilseydi, siz havuza dökülecek paraları o zaman görürdünüz. ama yok, sen 30 yıldır sadece ve sadece yüz, geldiğin nokta 6 olimpiyata katılma başarısı. çoklukta fayda olsaydı hamallar naim'den daha fazla ağırlık kaldırmıştır. onları da büyük sporcu sayalım o zaman. 

rezillik. herif 7. olimpiyata katılmak için sponsor desteği bekliyormuş. ben gençliğimde ona dair yazıları hep okurdum. için için onun madalya alacağına inanırdım. devlet onu amerika'ya kendini geliştirmesi için okumaya yolladı. orada amerikan yüzme takımından teklif aldığını, ama reddettiğini övüne övüne anlatıyordu. hala daha desteklenmediğinden bahsediyor. ulan 8-9 yaşımdan beri senin adını biliyorum ben. devlet ve kulübün bir sürü imkan sağladı sana. tek başarın kısa kulvar dünya şampiyonasında dünya üçüncülüğün. olimpiyatlarda yarı finalin bile yok. ulan o kadar süre bir öküze yüzme dersi verilse yarı final yüzerdi be. buna 7. olimpiyat için sporsor olanın aklını sikeyim. gidin şu yüzemeyen kıza sponsor olun, psikolog desteği verin. eli ayağı titremesin, yüzmesi unutmasın, sakin kalabilmeyi öğrensin.

dünyanın en iyi okçuları ve ata binenleri biziz söylentide. ama maşallah, ne okçuluk var ve atçılık. halis karataş'ın yarışabileceği bir dal oysaydı eğer madalya garanti derdim bak. çünkü o adam büyük sporcu.

hani şener şen'in hababam sınıfında bir sahnesi vardı. olimpiyatlara gitmiş. 76 olimpiyatları. ağlamaklı bir halde konuşuyor. herkesin marşı okundu, bizim bayrağımız göndere bile çekilmedi diyordu. şükür ki o kadar düşmedik daha. en azından rıza kayaalp, bahri tanrıkulu var. altın almaları yüksek ihtimal. kadın basketbolcular bronzu kapacak gibime geliyor. kadın voleybolcular da öyle. en az yarı final oynayacaklar. buna inanıyorum. aslı çakır alptekin var, 1500 metrecimiz. o da alır bir şeyler. bir kaç süpriz olsa yanında, 5-6 götürür gibi. ama başlangıç tam anlamı bir fiyasko. derya büyükuncu ise daha büyük bir fiyasko..


(derya büyükuncu'yu eleştirenlere geri zekalı diyenlere götümle gülüyorum bu arada. neymiş, tek kulaç atmamış kişiler eleştiremezmiş. ben hiç başbakanlık yapmadım, onu eleştirmeyim mi lan? atatürk'ü kimse eleştiremez zaten. sen önce savaş kazan da gel derim bak. sen 6 defa katıl, yarı final bile yüzeme, kimse beni eleştirmesin. oh ne ala memleket a q.)

5 yorum:

Baronvonplastik dedi ki...

Eline sağlık! Son zamanların en işe yarar, adam gibi blog yazısını sen yazmışsın.

gerisi önemli değil... dedi ki...

çok sağolasın :)

Adsız dedi ki...

Hoca mevzu şu:
İlgi çekmeyen sporlara yatırım yapılmıyor denmesin diye dostlar alışverişte görsün mantığıyla bu tür branşlarda tek bir kişiyi spotların önüne sürerler.İşte teniste İpek Şenoğlu, yüzmede Derya.İkinci bir isim? Yok.
Derya kardeşimiz devletin bu kurnazlığını görüp bunu devlete karşı kullanmıştır.Nasıl olsa ha deyince karşısına bir başka yüzücü çıkaramazsın, tarlada yetişen sebze değil bu.
Burada eleştirilmesi gereken koca bir devletin bir spor branşında koca bir ülkeyi tek bir kişiye mahkum etmesidir.O tek kişinin bulunduğu benzersiz konumu kendi çıkarına kullanıp kullanmayacağı tamamen insafına ve etik anlayışına kalmıştır.Maalesef o etik anlayışı ve sorumluluk duygusu bu zamanda zor bulunan bir özellik.

gerisi önemli değil... dedi ki...

tarlada yetişen sebzeye emek vermek zorundasın, öyle kolay değil :) derya gibiler sebze bile değil, geldiği nokta kendisine yetmiş ve kendini geliştirmemiş. genler falan diyorlar, suratlarına tüküresim geliyor bazen. ne alakaysa. kendini adamakla ilgili bir durum bu. dün mehmet akif pirim'i dinledim tv'de. madalya gelmediği için baskı oluşmuş, stres yapmış güreşciler. insaf ya hu, ayıp. baskıyı kaldıramayan sporcu olamaz. bolt türkiye adına yarışsa hiçbir şey yapamayacakmış meğerse. bizimkiler mazeret üretmede çok başarılı.

şu ana kadar o jimlastikçi kız, voleybolcular ve rıza kayaalp hariç, hepsi başarısız, başarısız ötesi hatta.. şimdi bahri tanrıkulu, basketbolcular ve aslı çakır kaldı. nevin finale kalırsa altın madalya kazanmış gibi altın verebiliriz ona. madalya alırsa cebimdeki parayı bile ona verebilirim :) çünkü hepsi gerçek sporcu..

Adsız dedi ki...

İAHoca aynı fikirdeyiz zaten.
İpek Şenoğlu ve Derya Büyükuncu sporcu değildir, devlet memurudur.
Devlet onlara en başından beri memur gibi davranmıştır çünkü.
Tenisten sorumlu devlet memuru, yüzmeden sorumlu devlet memuru.
Bunlar senelerdir ortalıkta dolaşır, bir olayını göremezsin.
Nihat Genç'in anlattığı hikaye vardır, köyün birinde azgın bir boğa uçanı kaçanı affetmez, günden güne iyice azıtınca devlet çiftliğine damızlık olarak verirler.Boğa çiftlikte yan gelip yatmaya başlar, ne bu halin neydin ne oldun diye soranlara ''ben artık devlet memuru oldum, devlet memurluğu ciddi bir iştir'' der.

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.