chuck palahniuk'un yazdığına göre gerçek adı norma jeane olan marilyn monroe'nun gizli ismi. entelektüel görünmek istediğinde, tablolar satın aldığında, otellere kayıt yaptırırken, arthur miller ile evliyken(!) ve hatta kemik çerçeve gözlüklerini takarken bile tanınmamak için bu ismi kullanırmış. bu arada amerikalıların otellere kayıt yaptırırken isim sallamasına bayılıyorum. bizde neredeyse ikametkah kağıdı bile isteyecekler. anayurt oteli'ni okuyan ve/veya izleyen bilir. eskiden bu kayıtlar deftere tutulur ve polise götürülürmüş. polisler isimlere bakmayıp direk dosyalıyorlar. hatta zebercet'in delirme süreci bunu anladığında başlıyor.
neyse, marilyn monroe kalçalarını sallayabilmek için ayakkabısının bir topuğunu hafif kısa tutarmış. bizim ülkede yaşaya böyle bir problemi olacağını da hiç sanmıyorum. bizim kızlar doğuştan sallayabilme kapasitesine sahiptir. hatta bir arkadaşım hollanda'da yaşarken, hollandalı kadınların kalas gibi yürüdüğünü söylemişti. hollandalı kadınlar topuk numarasını bilmiyor demek.
son bir bilgi daha. playboy'un sahibi hugh hefner, ölünce dünyanın en güzel kadını ile yanyana yatabilmek için monroe'nun mezarının yan tarafını satın almış.
durun lan, süper ötesi bir son bilgi vereyim! kıçının tüylerini de sarıya boyatırmış :)
sarışınlar boktur.
Fenerbahçe, Türkiye'nin Özetidir
21 dakika önce
4 yorum:
http://www.youtube.com/watch?v=TycLYZVlWOY
:)
saçlarını sarıya boyayanlar daha büyük bir boktur :)
kalça sallayabilmek için oyun etmiş, bence en güzeli doğal popo sallamadır ama daha güzeli saçı sağa sola savurmadan popo sallayabilmektir.
işte batı ahalisi kadınları sallayamıyormuş :)
Yorum Gönder