heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

29 Nisan 2009 Çarşamba

mülksüzler

ursula k. le guin in, urras ve annarres adlı birbirlerinin uydusu olan iki gök cisminde yaşayan insanları anlattığı, arada dünyadan gelen bir kişiyi de kattığı, kahramanı shevek olan roman. gezegenlerden urras da bolluk, müzik, saraylar, yani aklınıza gelebilecek her şey vardır. gezegende emperyalist a-io ve sosyalist thu hükümetleri rekabet halindedir. bu rekabet kitabın yazıldığı soğuk savaş dönemine gönderme çok açıktır. aslında asıl ütopik olan gezegen urras dır. anarres de ise binyıllardır anarşizm hüküm sürmekte ve bu kurak gezegende insanlar yardımlaşarak, kimsenin kimseye hükmetmediği bir şekilde yaşamaktadırlar. her meslek grubunun bir sendikası vardır. urras a maden yollarlar ve karşılığında gezegende yetişebilecek meyve ağacı alırlar. urras a gitmek yasaktır. zaten tek gidebilen shevek tir, ki o da fizikçi. elleri daha çok işçi eli.

işte bu ütopik gezegen, ütopik topluluk bir çok sıkıntılara göğüs gererek varolabilmiştir. kıtlık vardır, açlık vardır, çöl vardır, hiçbir şey istediğiniz gibi olmayabilir. ama özgürsünüzdür.

romanda diğer gezegenler olarak hainliler ve arzlılardan ve yaşadıklarından kısaca bahsedilir. arz olarak bahsedilen yer bizim dünyamızdır ve dünyanın geleceğine yönelik kehanetlerinden le guin bahseder. aslında bana göre hikaye tamamen bitmemiştir. gerçi shevek in anarres e dönmesi ile biter, ama geri kalan kısımlar okuyucunun hayal gücüne bırakılmıştır.

"hayır. harika değil. çirkin bir dünya. bu dünyaya benzemiyor. anarres sadece tozdan ve kuru tepelerden oluşuyor. herşey az, herşey kupkuru. insanlar da güzel değil. hepsinin kocaman elleri ve ayakları var. benimkiler ve burdaki garsonlarınkiler gibi. ama kocaman göbekleri yok. çok kirlenir, birlikte yıkanırlar, burada kimse bunu yapmaz. kentler çok küçük ve sönük, sıkıcıdırlar. hiç saray yoktur. yaşam sıkıcıdır ve çok çalışılır. her zaman istediğinizi alamazsınız, hatta bazen gereksimlerinizi bile, çünkü yeterince yoktur. siz urras lıların herşeyi yeterince var. yeterince hava, yeterince yağmur, çimen, okyanuslar, yiyecek, müzik, yapılar, fabrikalar, makinalar, kitaplar, giyisiler, tarih. siz zenginsiniz, siz sahipsiniz. biz yoksuluz, biz yoksunuz. sizde var, bizde yok. burada herşey çok güzel. güzel olmayan yalnızca yüzler. anarres de hiçbir şey güzel değildir, yalnızca yüzler güzeldir. diğer yüzler, erkek ve kadın yüzleri. bizim onlardan başka bir şeyimiz yok, birbirimizden başka bir şeyimiz yok. burada siz mücevherleri görüyorsunuz, orada gözleri görürsünüz. gözlerde de görkemi, insan ruhunun görkemini görürsünüz. çünkü bizim erkeklerimiz ve kadınlarımız özgürdür, hiçbir şeye sahip olmadıkları için özgürdürler. siz sahipler ise sahiplisiniz. hepiniz hapistesiniz. herkes yalnız, tek başına, sahip olduğu yığınla birlikte. hapiste yaşıyor, hapiste ölüyorsunuz. gözlerinizde görebildiğim yalnızca bu-duvar, duvar."

"burdayım, çünkü bende vaadi, ikiyüz yıl önce bu kentte ettiğimiz vaadi -yerine getirilen vaadi görüyorsunuz. vaadi yerine getirdik biz, anarreste. özgürlüğümüz dışında hiçbir şeyimiz yok. size kendi özgürlüğünüzden başka verecek bir şeyimiz yok. bireyler arasında karşılıklı yardımlaşma dışında hiçbir yasamız yok. hükümetimiz yok, yalnızca özgür bir ilkemiz var. devletlerimiz, ulusumuz, başkanlarımız, başbakanlarımız, şeflerimiz, generallerimiz, patronlarımız, bankerlerimiz, mülk sahiplerimiz, ücretlerimiz, sadakalarımız, polislerimiz, askerlerimiz, savaşlarımız yok. başka da pek fazla şeyimiz var sayılmaz. biz paylaşırız, sahip olmayız. varlıklı değliz. hiçbirmiz zengin değiliz. hiçbirmiz iktidar sahibi değiliz. eğer istediğiniz anarres ise, aradığınız gelecek oysa, o zaman ona eli boş gelmeniz gerektiğini söylüyorum. ona yalnız ve çıplak gelmeniz gerekiyor, tıpkı bir çocuğun dünyaya, geleceğine, hiçbir geçmişi olmadan, hiçbir malı mülkü olmadan, yaşamak için tümüyle başka insanlara dayanarak gelmesi gibi. vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrimi satın alamazsınız. devrimi yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak. devrim ya ruhunuzdadır, ya da hiçbir yerde değildir."

9 yorum:

Lütfi Mutluer dedi ki...

Mrb arkadaşım çok güzel bir blog olmuş başarılarının devamını dilerim..
Benim siteme de beklerim www.anindayorum.com
Hoşçakal...

Adsız dedi ki...

tam da bir kaç ay kitap almasam da olur derken açtığın işe bak başıma...

gerisi önemli değil... dedi ki...

kolay o kısım, yollayayım sana. hatta elimdeki tüm leguin leri yollarım ;)

Adsız dedi ki...

:)
kitap dediğin elden ele dolanmamalı, sahip olunmalı, çizerek okunmalı, o kitap beni okudular diye bağırmalı.bence elbette.
bir ara ne çok gündemdeydi anımsar mısın bilmem? okudugun kitabı bir yerlerde bırakıyordun, bulan alıp okuyordu, o da bırakıyordu bir yerlerde.böyle dolanıyordu kitap elden ele, sahibiden her seferinde
daha da uzaklaşarak.(serendipity filmindeki gibi)çok masalsı gelmişti bana aynı zamanda çok uzak
vermem veremem kimselere çünkü:)
gitmeliyim ve almalıyım ben bu kitabı o yüzden.ama yollamış kadar oldun biliyorsun değil mi :)

gerisi önemli değil... dedi ki...

kendime sonra bi daha alırım, maksat gönüller bir olsun :)

sen şimdi yerdeniz dörtlemesini de okumamışsındır. şanslısın. oysa ben bitirdim!!!

Adsız dedi ki...

okumadım.
hani korkmuyorduk okudukça geçiyordu :)
ben böyle şansın o zaman ta ...

gerisi önemli değil... dedi ki...

hayır, sen okurken benim aldığım o tadı alabilirsin. ben bir daha da okusam almam. o yüzden şanslısın. valla bak:)

malikocas dedi ki...

hayatımda özel bir yeri olan sıradışı bir bilim-kurgu kitabı çok güzel yansıtmışsın paylaşım için teşekkürler...

gerisi önemli değil... dedi ki...

bir şey değil ;)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.