heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

12 Mayıs 2009 Salı

dünya türk olsun!!!

dünyanın türk olması ile nasıl bir kazanç sağlayacağımızı bilmiyorum. "artık o büyük fütuhat asırları geçti, bari dünyanın türk olduğunu iddia edelim" deniliyorsa eğer, bunu diyenler söylemin saçmalığının farkındadır sanırım.

neyse, son 10-15 yıldır kendini solcu sanan, ama gözle görülür şekilde milliyetçi olan insanlar türedi. kebaba, lahmacuna karşı çıkıyorlar, "türk kültürü yozlaşıyor" diyorlar. ama hamburgere pek ses ettikleri yok. sanırım alt kültür olarak gördükleri milletlerin kültür öğelerini inkar edip, üst kültür olarak gördüklerinin kültürlerini sahipleniyorlar. türk naziler çıktı son zamanlarda, beyaz ırkın üstünlüğünü savunuyorlar, yavrum pusulayı, kağıdı, barutu çinliler bulmadı mı? beyaz ırkın medeniyetin temelleri ile pek alakası yok. bu durum bence tipik bir aşağılık kompleksi.

türk milliyetçiliğin doğuş nedeni öncelikle slav milliyetçiliğidir. panslavizmin temeli de bizleriz gerçi. slavlar müslümanların en önemli köle kaynaklarından birisini oluşturmuşlardır. herifler bir yerde buna tepki koyacaklardı elbette. neyse, bu yüzden hala daha bir rus düşmanlığı mevcut. rusların osmanlı'yı yaklaşık 200 yüzyıl boyunca neredeyse sürekli tepelemesi, ciddi şekilde aşağılayarak yenmesi ve kırım türkleri bizde buna neden olmuştur. bu gibi sebeplerden dolayı ben türk miliyetçilerinde ciddi şekilde aşağılık kompleksi olduğuna inanıyorum. büyük mağlubiyetleri görmemek için tarihi zaferlere sığınmak zorunluluğu hissediyorlar. yok osmanlı amerika'dan vergi almış, moğaç'da macarları mahvetmişisiz, istanbul'u fethetmişiz, malazgirt zaferi, viyana kapılarına kadar dayandık falan derken 400-500 yıl önceki zaferlere sığınmak zorunda kalıyorlar. bir alman, fransız, ispanyol ırkçısı, ürettikleri sanat eserleriyle de gurur duyuyorken bizde o da yok. zaten onlar batının ahlaksızlığı olduğu için abestir. ne gerek var, biz ki bir at başı gibi uzanan bu topraklardan dört nala geçerken viyana'ya gittik....

türk, osmanlı'nın uzunca bir devrinde "etrak-ı biidrak" olarak anılan(yani anlayıştan yoksun, aptal insan), genelde kaba, saba, dağlı olarak görülen, devletin temel unsuru olduğu halde yavuz döneminden başlayarak celali isyanları boyunca çok büyük katliamlara uğrayan insandır. osmanlı devleti bence bir türk devleti değildir. müslüman ve sünni bir devlet olabilir. üstelik devleti çoğunlukla türkler, bir miktar müslüman olmuş rum(evranosoğulları, mihayiloğulları) kurduğu halde, fatih döneminden sonra kesin olarak kapıkulu sistemine geçilmiş ve türkler ülke yönetiminden tamamen çekilmiştir.

1800'lerde ise özellikle kırım'dan göç eden gaspıralı ismail ve bir kaç arkadaşının istanbul'da yaptığı çalışmalar, bastıkları gazete ile rus yayılmacılığına karşı bir türk birliği'nden bahsetmiş ve yüzyıllar sonra ilk defa istanbul halkına türk olduklarını hatırlatmışlardır. çünkü halk kendini osmanlı ve müslüman olarak görüyor, öyle türkllükle falan pek alakaları olmuyordu. akabinde polonyalı ve macar asker ve aydınların istanbul'a gelmesi ve müslüman olmaları ile yeni yeni kaynaklarla da karşılaştılar. mesela nazım hikmet'in dedesi mustafa celalettin bey, macarların türk olduğunu söyleyen ilk kişidir. türklerin modern tarihi'ni yazdığı gibi, türk milliyetçiliğinin temellerini de atmıştır. üstelik kendisi karadağ savaşı'nda şehit olmuştur. osmanlı ordusunun gerçekten modern bir yapıya kavuşması bu polonyalı ve macar askerler sayesindedir.

yavaş yavaş şekillenen türk miliyetçiliği, abdulhamit'in ümmetçiliği sayesinde duraklama devrine girmiştir, hatta unutulmaya yüz tutmuştur. ama ikinci meşrutiyet'in ilanı ile bulgaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesi ve avusturya'nın bosna hersek'i ilhak etmesi ilk büyük tepkilere neden olur. ilk defa avusturya malı fes kafadan atılır ve kalpak giyilir. her şeye rağmen balkanlarda ciddi bir reform yapan idare, askerlerinin bir kısmını terhis edince 4 balkan devleti osmanlıya saldırır. ordunun içindeki politik ayrımlar kısa sürede osmanlının gerçek anavatanı olan makedonya'nın tamamen kaybedilmesine neden olur. bu büyük bir şoktur. üstelik kaybedilen topraklardan göçen müslüman halkın yollarda büyük kırımlara uğraması devletteki şoku tamamen artırır. artık devleti kurtaracağını düşünürken yok olmanın eşiğine geldiğini gören ittihat ve terakki hükümeti, 5 yıl içinde birbirinden acı kararları üst üste alarak, yok olmamak için feci işler yapar duruma gelir.

yüzbaşı selahattin'in romanı vardır. selahattin'in subay okulunda ilk günü. ona derler "sen nesin?" "müslümanım" diye cevap verir. "daha sonra" derler, "osmanlıyım" der. "daha da sonra" dediklerinde şaşırır, cevap veremez. üst devreleri ona "sen türksün" diyerek ilk kez milliyetini söyler! selahattin'in ilginç hayatını ilhan selçuk yayınlamıştır. ama rivayete göre anılarda yazan, işine gelmeyen herşeyi makaslamış ve yakmış. birinci savaşın neredeyse her cephesinde savaşın bu askerin anılarının bu şekilde mahvedilmesi büyük kayıp. kitapta ermeni işine dair tek bir satır bile yok. allah'tan falih rıfkı'nın zeytin dağı'na dokunamamışlar. en azından suriye ve kanal cephelerini kurtarabilmişler.

neyse, konu nereye geldi, ittihat ve terakki'nin temel korkusu ülke içinde tüm işlerin gayri müslim azınlık tarafından yapılası ve türklerin tamamen bunların hizmetçisi durumuna düşmesidir. üstelik buna balkan harbi'nden sonra bu yok olma korkusunun da neticesinde birinci dünya savaşı, son anavatan anadolunun gayri müslim unsurlardan tamamen temizlenmesi ve türk kurtuluş savaşı meydana gelmiş ve akabinde türk ulus devleti kurulmuştur. ittihat ve terakki'nin kadroları ve yaptığı işler cumhuriyete geçmiş ve günümüze kadar görülen etkileri olmuştur. mesela çocuk ve gençlik bayramları ittihat ve terakki kökenlidir. partinin ikinci meşrutiyeti ilan ettiği temmuz devrimi 1960'a kadar özgürlük bayramı olarak kutlanmıştır. üstüne cumhuriyet devrinde faşist italyan kurumlarından ithal edilen izcilik gibi kurumlar da girmiştir. en sonunda ismet paşa'nın öncülüğünde refik saydam ve şükrü saraçoğlu'nun kurmak istediği üçlü trivium, yani faşist konsey, mustafa kemal tarafından dağıtılmıştır. onların amacı mustafa kemal'i herkesin üzerinde ulu önder makamına oturup kendilerinin ülkeyi yönetmesiydi. ama mustafa kemal bunları sopayla kovalamış, en sonunda 1937'de iktidardan uzaklaştırmıştır. mustafa kemal'in ölümünden hemen sonra bu üçlü yine iktidara gelmiştir. onların yaptığı bir değişiklik ise hala daha düzeltilemiyor. devletin, faşist partilerde olduğu gibi partileşmesi için 1937'de anayasaya giren chp'nin altı oku hala daha duruyor. celal bayar'ın 1937 eylülde başbakan olmasından sonra bu işin üzerine gittiği ile çıkarmaya çalıştığı biliniyor. ama mustafa kemal'in hastalığı bu işe izin vermedi. en azından parti bayrağı devletin bayrağı olmadı!

cumhuriyet döneminin başlangıcında türk milliyetçiliğinin fikri temelleri sağlamlaştırılırken elde geçmiş zamanların büyük zaferleri dışında bir şey kalmadığından ilginç yöntemlere başvuruldu. bunun neticesinde güneş dil teorisi gibi ilginç teoriler ortaya atıldı. yani tüm dünya dillerinin türkçeden türediği iddia edildi. bu yüzden arapça ve farsca bir çok kelime diden çıkarılmaya çalıştı. zaten avrupa dilleri türkçeden türediği için onlardan bir sürü kelime türkçeleştirildi(ekol kelimesinden okul kelimesinin üretilmesi gibi). bu devrede türkçe kelime yapısına hiç uymayan yüzlerce kelime türkçeye girdi. en sonunda mustafa kemal bile teorinin saçmalığına inandığından öztürkçeden vazgeçti. ancak genel türk tarih teoremi kaldı. sümerlerin, hititlerin türk olduğu iddia edildi. özellikle sümerler türk olunca(herşeyin temeli sümerdir) tüm dünyanın türk olması zaten kaçınılmazdı!

sümerler, günümüz uygarlığının temelidir. adamlar pil de dahil olmak üzere, yazı, tekerlek, para, modern su kanalları, kanun, devlet yani neredeyse aklınıza gelebilecek her şeyi icat etmişlerdir. hamurabi kanunları sümer kanunlarıdır. bilinen tüm mitler sümer mitleridir. kutsal kitapların temeli bile sümer kanunlarına ve miterine dayanır. bu kadar büyük bir uygarlık sahibi insanlar bildiğimiz mezapotamya da yaşadı. mö 4500'lerden 2000'lere kadar. bunun neticesinde bir sürü kelime sümer kökenli oldu.

türklerin mi sümerli, yoksa sümerlerin mi türk olduğunu bilmiyorum. bence birbirine yakın olan bu iki unsur birbirleriyle ticaret yapıyordu. belki sümerli bir grup türklerin arasına girdi ve kelimeleri de girdi.

günümüzde ise bu iş artarak devam etti. geçmiş büyük zaferlerin yanına çanakkale de eklendi. sümerlere dair bilinenler arttı. estrüklerin de türk olduğu iddia edildi. prototürkler işi çıktı. kızılderililer, inka, maya, aztekler'in bile türk kökenliliği söyleniyor. yani amerikan yerlileri türk, batı avrupa medeniyetinin temeli türk, dinlerin temeli türk olunca, siyah insanlar hariç dünyada türk olmayan hiç kimse kalmadı!

hatta sümerler türktür, ibrahim sümerli olduğu için o da türktür ve muhammed ibrahim'in soyundan olduğuna göre o da türktür bile denildi.

(neyse, eksik, hata olabilir, affola)

6 yorum:

zerdüşt dedi ki...

eksik ve hata mı? şahane yazmışsın olm :)

şüpersin diyorum, alkış diyorum..

gerisi önemli değil... dedi ki...

yok, üstün körü oldu, o yüzden yazdım o kısmı, umarım bir ara hallederim.

aşkın dedi ki...

Günümüze kadar gelebildiler mi eski kavimler acaba.Manisa'da koyu, abanozumsu renkli insanların ta Frigler'e dayandığı söyleniyor.

gerisi önemli değil... dedi ki...

valla sanırım büyük ihtimal asimile oldular. kavimler belli bir inanışa geçince genelde o inanışın içinde asimile oluyor. bunun canlı örneği yakın zamanda bile var. şu reform çağında, protestan fransızlar ile katolik almanlar yer değiştiriyor. bir süre sonra protestan fransızlar almanlaşıyor, katolik almanlar fransızlaşıyor. gönüllü asimilasyon gibi.

mesela müslüman olan tüm avrupalılar müslüman olarak değil, türk olarak adlandırılırmış. mesela bir hollandalı murat paşa vardır, oğlu antonio. new york a ilk yerleşen gruplardan. adam mahkemelerde bile kur an a basar yemin edermiş. humprey bogart bu kişinin torunlarındandır. hollandalı ama müslüman olduğu için türk olmuş :)

ermeniler için dahi var bu. karamanda gregoryan ermeniler ortodosklaşıyor ve zamanla tamamen rumlaşıyor. keza taa mö ermeniler yahuda devletini basıp yahudileri kaçırmış, bir süre sonra bu grup ermenileşmiş. bu friglerde önce rumlaştı sanırım din değiştirince(ki roma çok büyük pagan kırımları yapmıştır), sonrada türkleşti herhalde! bir şekilde gelmişlerdir bence. hemşinliler var mesela, tonyalılar da var. hemşinliler ermenice bilir, tonyalılar rumca. iki grup da türk milliyetçisidir, ama bu dilleri çocuklarına ısrarla öğretirler. içlerinde arkadaşlarım olduğu için biliyorum.

aşkın dedi ki...

Türk milliyetçisi olmaları bir refleks.''Tehcir'' yaşamamak için.
Van'lı bir arkadaş vardı İstanbul'da yurtta kalırken, Fatih Altaylı'nın Van'ın güçlü bir Ermeni aşiretinden olduğunu söylemişti.Biat etmenin karşılığı olarak gücünü korumasına izin verilmiş bir aşiret sanırım.

gerisi önemli değil... dedi ki...

o da var. ama o genelde kırımdan kurtulmak için. köylerine asker geldiği zaman kürdüz müslümanız diye kalmışlar. yoksa onlarda yollarda resmen telef olacaklar.

altaylı için öyle bir şey şahsen duymadım. ama kendisi oldukça milliyetçi biri gibi duruyor. sonradan türkleşen gruplar ile yurt dışından anavatanlarına gelenler daha koyu milliyetçi oluyorlar. türkeş gibi, kendisi kıbrıs doğumlu. veya hitler gibi, avusturyalı, hess gibi, mısır doğumlu. sanki kendilerini ispat etmek için daha çok o milletten oluyorlar. bulgaristan dan son göçen grup vatansever, öztürk gibi soyisimleri aldı(yoksa verdiler mi) mesela. ilginç geliyor bana. veya çerkez gruplar. savaş sırasında hepsi türkçü, akabinde neredeyse hepsi anadoluda bir çerkez devleti kurmak istiyor. kuşcubaşı eşref de dahil.

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.