heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

26 Nisan 2010 Pazartesi

arkadaşlar edinirim, arkadaşlarım evlenirler, arkadaşlarımı kaybederim

yirmili yaşlarımın başlarında bir yerde, annem, "oğlum şimdi evlenmiyorsun, ama arkadaşların evleniyor. bir süre sonra onlarla görüşemeyeceksin" demişti. o zamanlar pek bir manasız gelmişti bu laf. zaman geçtikçe acı gerçeği feci şekilde öğrendim! arkadaşlarınız evlenince onlar artık sizin arkadaşınız olmuyor. onların arkadaşları da, dostları da yani sizin anlayacağınız her şeyleri eşleri oluyor. hatta görüşmeye devam ederseniz arkadaşlarınızın eşleri sizi kıskanıyor. siz evlenene kadar da bu böyle kalıyor. evlendiğiniz anda ise siz de o kulube katıldığınızdan şartlar eşitleniyor. artık eşleriniz arkadaş olabilir. hatta çocukklarınız bile! evlendiğinizde ilk olan şey, eşinizin evli arkadaşlarını tanımaktır!

eskiden hayat daha güzeldi. abartmıyorum, türkiye'nin neredeyse her şehrinde tanıdığım bir bekar arkadaşım vardı. gittiğim hiçbir yerde otelde kalmak zorunda kalmazdım. bu sayede bir sürü yeri gezdim durdum. o kişiler de benim şehre geldiklerinde elbette bende kalırlardı. yatılı okulun bir faydası da budur işte. neyse, zaman su gibi akarken evlenmeyen arkadaşım kalmadı. onu da geçtim, çoluğa çocuğa karışmayan kalmadı. siz bir yerde sap gibi kalıveriyorsunuz. ilgili şehirlere gittiğinizde ise içinizden onları aramak bile geçmiyor. çünkü o kişiler, gençliğinizde bıraktığınız kişiler değil. bir çoğu namaza bile başlamış oluyor. hayatları tamamen düzene giriyor.

mesela lisede 4 sene yan yana oturduğum biri ise(ki defalarca birbirimizin evlerinde kalmışızdır) beş kuruşsuz zamanlarımdan birinde araba alacağı için borç istedi. olmadığını söyledim. araya başka başka şeyler girdi ve onun evlendiğini lisede hiç samimi olmadığım birinden duyunca küçük çaplı bir şok geçirmiştim. lise dahil 8 sene beraber çalıştığım, yaşadığım kişinin kız arkadaşına oldukça eğlendiğimiz bir şaka yapınca kız uzun süre bön bön bana bakmış ve akabinde çocukla bir daha doğru düzgün görüşememiştim. beraber kavgalara, döğüşlere girdiğim bir kişiden ise eşinin basit bir kaprisi yüzünden tiksindim. aynı şekilde benden tiksinen de var elbette. hayat feci şekilde salakça bir şey.

yani bazen 15 senelik dostluklar bile bir laf, bir söz, bir hareketle çöpe atılabiliyor. tüm geçmişi, her şeyi feda edebiliyordunuz. bu size bağlı olduğu kadar karşı tarafla da alakalı. her şey bittikten sonra geride kalan şey tiksinti olabiliyor. onun için de, sizin için de geçerli bir durum bu. o kritik eşikten sonra ne onun sizi arayası kalmıştır, ne de benim onu arayasım kalır. zaman ve özellikle mekan değişikliği her boku öldürebiliyor. evlilik ve hayatı düzene(!) sokmak her şeyi mahveder.

aslında her şey güven ve saygıya dayanıyor. bir arkadaşınıza güvenmezseniz ve saygı göstermezseniz eninde sonunda her şey biter. şu yaşıma geldim ve öğrendiğim şeylerden birisi de arkadaşlarınızla yiyip için, ama parasal ilişkiye girmeyin. sizden 30-40 tl para alıp, bir daha arayıp sormayan 3-4 yıllık arkadaşlarım(!) bile oldu. arkadaş dediğin kişiler böyledir. bir insanla ne kadar vakit geçirirsen geçir, tanıyamıyorsun işte!

benim bir kriterim vardır. birini ararsın ve işi varsa bu elbette normal bir durumdur. bir süre yine ararsın ve yine işi varsa olabilir bir durumdur. ama üçüncü sefer aradığında yine işi varsa bilin ki sizden kurtulmak istiyordur. çünkü sevgilisi/eşi kişiyi sahiplenmiştir! iş artık bitmiştir.

şunu iyice farkettim ki insanlar hayatlarını düzene sokmak istediklerinde evleniyor. evlendiklerinde de geçmişlerini feda ediyorlar. çünkü geçmişleri düzensiz hayatlarına ait kısım. ve ben de kendi acınası halimi o eski dostlarıma göstermek istemiyorum.

fight club'da jack böyle der;

"arkadaşlar edinirim, arkadaşlarım evlenirler, arkadaşlarımı kaybederim."

3 yorum:

aşkın dedi ki...

Çok uzun bir konu ama kısaltmak lazım, internetteyiz :)
Kısaca, insanı büyük ölçüde yaşadıkları şekilendirir.
Yaşanılanlar ve olanaklar bazı tercihleri getirir, aynı zamanda belli yollara sapmaktan vazgeçiştir.Kimimizin vazgeçişleri aynı zamanda toplumun genelgeçer kurallarına uymamaya tekabül eder.
Benim ruh ikizim dünyanın bir yerinde evli - barklı, mesaili bir işte çalışıyor ve kafasında soru işaretleriyle yaşantısına devam ediyor.O başka bir çevreye düştü, karşısına başka insanlar çıktı, başka bilgiler edindi.
Günün birinde nalları diktiğinde kafasında hala soru işaretleri olacak ama gayet düzenli bir hayat sürmüş olacak.Ancaaak,
ta ki günün birinde karşısına sarı kafalı bir Ceykıb çıkıp onu yoldan çıkarana dek!
Ahhahhahhalskjdfşslkdf.
(Evet imzamızı da atalım:
Yaşasın kötülükh!)

İlknur dedi ki...

Evlilik hayatı düzene sokmak demek gerçekten. Daha az arkadaş, daha çok rutin yaşam. Ama bir yere kadar. Ne kadar müthiş bir ikili olursanız olun eşinizi çekiştirecek bir arkadaşa mutlaka ihtiyaç duyarsınız:). Güvensiz birlikteliklerde özellikle bayan kıskançsa bu tarz arkadaş kopmaları çok sık yaşanıyor.

Gruba dahil olmanın tek yolu evlenmek :)...

Saygılar...

gerisi önemli değil... dedi ki...

aşkın, ruh ikizin varmış, daha ne :)

ilknur, hepimiz öleceğiz!

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.