heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

3 Haziran 2010 Perşembe

fakir biri ölürse, canlandırmaya çalışmayın!


bir sümer atasözü böyle der. ilk okuduğumda oldukça şaşırmıştım. ne yani, sümerliler zenginleri canlandırabiliyor muydu?! neyse işte, bu atasözü sanki "para herşeyi elde eder, fakiri gömün gitsin, bir şey kazanamazsınız" demek gibi bir şey. üstelik bu sümerliler "yoksul için ölmek, yaşamaktan yeğdir" de demişlerdir. anlaşılan sümerde ya hiç fakir yoktu, ya da fakirleri gördükleri yerde aşağılıyorlardı!

bu sümer halkının bu fakirleri hakir gören sözlerinden dolayı onları hint-avrupa milletlerinden birisi olarak görebilirim! malum, türk olsalar böyle şeyler demezlerdi! ama ben kendilerini günümüz medeniyetinin atası olarak görmeye devam edeceğim.

adamların başka ilginç atasözleri de var. mesela, "sevişmeden gebe kalınabilir, yemeden semirilebilir mi!" de demişlerdir. sebep sonuç ilişkişi işte birader. herifler meryem'in taa o zamanlar gebe kalamayacağını çözmüş! maksat sevişmekse eğer ilk genelevleri de bunlar açmışlardır. parayı da bulmuşlardır aslında. boşuna lidyalılar övülüyor.

neyse, "seni suya koysalar, suyu kirletirsin, bahçeye koysalar, meyveler çürümeye başlar!" sözü ise "ne emmeye gelirsin, ne de gömmeye" demek gibi bir şey. "ölüme mahkumuz, harcayalım; uzun yaşayacağız, biriktirelim" sözleri ise burjuvanın temellerinin sümere kadar gittiğini gösteriyor!

"bir kralın olabilir, bir efendin olabilir, ama asıl korkulacak adam bir vergi memurudur."

işte birader alın size bir hint-avrupa geleneği daha. bu herifler vergi memurlarından bu kadar çok korkuyorsa kesin amerikalıların atasıdırlar! gerçi vergi indirimini bulan halk da bunlardır. türk de olabilirler hani!

tabii vergi memurlarından ölümüne korkacak kadar gelişmiş bu halk, tanrıyı da bulmuştur. zamanında atalarına tapmaya başlamışlar ve sonradan bunlardan etkilenen diğer halklar bunların atalarını tanrı sanmış ve tapmaya başlamışlardır! yerleşik kültüre ilk bunlar geçtiği için diğer kültürleri bu kadar etkilemelerine şaşırmamak lazım.

tabi iş burada kalmadı. hazır tanrıları bulmuşlarken ilk gece hakkını da bunlar buldu. evlenen kadının ilk gecesi yörenin efendisine sunulurdu. cesur yürek filmini hatırlayanlar ilgili durumu hatırlarlar. bunlar kesin avrupalı olmalı! bizde olmaz öyle şeyler.

herkes der ya, "sümerliler zamanının en gelişmiş uygarlığıydılar". yalan, o zamanlar için tek gelişmiş uygarlık bunlardır. herifler çünkü yazıyı bulmuş, pil icat etmiş, daha ne! o üretilen enerjiyi nerede kullandıklarını ise bilmiyorum. bilen varsa yazsın buraya. neyse, biz türkler yazma alışkanlığını daha yeni yeni edindik. herifler taa o zamanlar yazıyorlarmış.

"eli, ağızdan çıkanla uyumlu işleyen bir yazman, gerçek bir yazmandır! sümerceyi bilmeyen bir yazman, ne biçim yazmandır." al sana bir sümer atasözü daha. boru mu, herifler her şeyi çözmüş. ben destanlarının ötesinde roman yazdıklarını da tahmin ediyorum! gerçi aşk şarkıları var. herifler işin sırrını çözmüş. aşk şarkıları yapmışlar, şiirler kaleme almışlar.

ve siz bir bilgi daha. bu herifler birayı da bulmuşlardır. hani almanların da atası olabilirler. o yüzden yazdım. yaşadıkları o ülkede şimdi bira içmek günah. ilginç be, valla bak. herifler çakma da olsa matbaayı da bulmuşlardır aslında. silindir mühürler vasıtasıyla yazılarını çoğaltabiliyorlardı. yani yazıyı bulmakla kalmamışlar, işi iyice ileri boyuta taşımışlardır. tabii işin içinde astronomi ve matematik de var. bu yıldız falları işi de bunlardan çıkma. belki bu ayrıntı onları türk yapar! bu ayın 30 gün olması da bunların işi. gerçi yılları 360 gün sürüyordu. bir yanlışları daha vardır aslında. düşünen kısmın kalp olduğunu sanmışlardır.

peki ya kurdukları sulama şebekesine ne demeli? gerçi bu işi yapan kişi olarak dünyada yaşayan ilk tanrı olan suların tanrısı enki'yi görürler. o kanalları o açmış, bataklıkları kurutmuş ve ovaları tarıma açmıştır. ama o kanallar, barajlar ve bentlerle işi iyice ilerletmeleri, hem seli önleyip bataklıkları kurutmaları muazzam. ıraklılar hala daha bu kanalları kullanıyorlar. varın gerisini siz düşünün. biz bile bataklık kurutma işlemine tam olarak cumhuriyet ile beraber başladık. bu sayede tarım alanları arttı. herifler taa o zamanlar düzenli sulamaya dayalı bir tarım geliştirdiler. vay be, cidden takdir edilesi bir durum. mısırlıların kanal işleri de sümerlerden aparmadır.

sadece bunlarla kalsa yine iyi. herifler utanmamış ve eczacılığın da öncüsü olmuşlardır. şehirlerinde sağlık evleri kurmuşlardır. sağlıkla ilgilenen tanrı yine enki'dir. enki'nin simgesi de bir asaya sarılı yılandır. yani şimdiki sağlıkçıların simgesi! o asaya sarılı çift yılanın dna sarmalı olduğunu söyleyen de vardır. neyse, kendileri diş ağrılarıyla bile ilgilenmişlerdir. neden olarak kan emici kurtlar savını ileri sürmüşlerdir. ama ilginç şeyler buldukları da yadsınamaz. şöyle bir atasözleri vardır; "yıkanmamış elle yemek yeme." taa o zamanlar yemekten sonra değil, önce el yıkanması gerektiğini biliyorlarmış. kendileri o kadar kurumsallaşmışlardır ki yazılı kanunları bile vardır. hammurabi kanunlarının temeli sümer kanunlarıdır. malum, tevratın on emrinin temeli de hammurabi kanunlarıdır. o hale gelmişlerdir ki meclisleri bile vardır. her şeyi oturup tartışırlar ve karar varırlarmış. bunların tutanaklarını bile tutmuşlar.

ve sümerliler esasında en büyük keşiflerini yaptılar. tekerleği icat ettiler. mallarını taşıyabildiler. yani ticaret başladı. ve sabanı da buldular. öküzlerin çektiği sabanlarla tarlalarını sürdüler. artı ürünleri pazara tekerleklerle indirdiler. tarihin en büyük icadı ticarettir. geri kalan tüm icatlar ticaretin gelişimi içindir.

nasıl oldu da bu uygarlık çöktü? bildiğin kıtlık işte. rivayete göre tanrıların savaşlarında kullanılan nükleer silahlar tüm havzayı kurutmuş, kentleri yaşanmaz duruma getirmiştir. bilinen ise kıtlık neticesinde zayıf düşmeleridir. akadlar bunları içten çökertir. sonra bir daha eski hallerine gelemediler. m.ö. 2000'li yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı. ama ardlarından gelen gelen akad ve babil uygarlıkları çoğunlukla sümerler'in izlerini taşıdılar. tüm o çağlar boyunca sümerce bilmek çok önemliydi. sümerlerden kalma tabletleri okumak bilgelikle eşdeğerdi. krallar sümerce bilmekle övünürlerdi. kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları bu yüzden uzun süre yaşadı. o kadar ki sümer inanışları ve mitolojisi fenike, yunan, roma bağlantısıyla günümüze dek ulaştı. üç ilahi dinin temeli bile sümer inanışlarına ve adetlerine dayandı. yani sümerler varken, ne yahve, ne jesus ne de allah vardı ortalıkta. samuel noah kramer'in dediği gibi; tarih sümer ile başladı.

4 yorum:

Sühan Alp dedi ki...

Gerçekten çok ilginç..ilk oalrak sıkıcıdır okumayım desem de başaldım ve durduramadım kendimi :) çok akıcı olmuş yazı...

ha bu arada aklıma gelmişken Tanrıların Arbaları adlı kitabı okumanı tavsiye ederim..belki okumuşsundur eski bir kitap..Aklındaki 1-2 soruya cevap bulabilirsin..en eski uygarlıklardan ve sümerlerden bahsediyor :)

gerisi önemli değil... dedi ki...

sitchin daha iyi. daniken hikaye. yavşak herif müthiş bir hikayeyi üstün körü kağıda döküp paraya para dememiştir :)

Sühan Alp dedi ki...

hmm.evet olabilir.bu yazı gerçekten ilgimi çekti :) zaten bu tür şeylere ve uzaya ilgim bir hayli yer edinmiş içimde ki buna futbolu da ekleyince diğer şeylere azcık bir yer kalıyor :)) 'walter sullivan' ve 'charles piazzi'nin kitaplarını da arıyorum bulabilirsem onlara da göz atacağım.

gerisi önemli değil... dedi ki...

walter sullivan ve charles piazzi'yi hiç duymadım.

ama okumadıysan sana zecharia sichtin ve bizim burak eldem'in 2012:mardukla randevu'yu tavsiye ederim. gerçi burak eldem uzaylılardan bahsetmiyor. sitchin ise bazen çok akıcı, bazen çok sıkıcı olabiliyor. herif 12 kitaplık külliyat yazmış :)

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.