heyy!!! heyecanlı mısın?!

korkma, okudukça geçer!

2 Haziran 2010 Çarşamba

ayrıntıladım - 12


sezerciğin vampir avcısı versiyonu çekilseydi eğer, herkesin tahmin edebileceği gibi bu filmde zemzem suyu, hilal ve gümüş kullanırdı. film içinde vampirlerin ayın hilal zamanı dışarı çıkamadığını anlayan sezercik, onlara büyük bir komplo kurar ve ayı dolunay gibi göstererek onları dışarı çekerdi.

elveda ilginç bir kelime. tanışmada ilk dokunulan organ olan el, ayrılmada da son dokunulan olur. geriye vedası kalır.

bir avusturya atasözü şöyle der; "almanya iyi bir işgalci değildir. iyi bir müttefik hiç değildir."

cennet kapısının ilginç bir sorusu vardır. şimdi; cennet ve cehennem kapılarında iki melek durmaktadır ve biri sürekli yalan söyler, ama diğeri sürekli doğru söyler. sende arafda kalmışsın ve tanrı senin zeki olup olmadığını sınıyor. o meleklerden birine soracağın tek bir soru ile cennetin kapısını bulman gerekiyor. soracağın soru nedir? ama tek bir soru, iki soru ile çok kolay. bu soruyu 1800'lerin başında almanya'da ayılar tarafından büyütülen(!) bir çocuğa sormuşlar. çocuk o vakitler büyük bir infial uyandırmış ülkede. herkes çocuğun modern bir insan olması için çabalamış. ama bu soruya iki soru sorarak cevap vermiş. demiş ki; "meleğe gidip "sen bir ördek misin?" diye sorarım. ördeğim derse yalancıdır. cennet kapısını sorarım. tersine giderim. eğer doğrucu meleğe gidersem yine iki soruda bu meseleyi hallederim." almanya'da infial çıkmış. gösteriler düzenlenmiş ve en sonunda çocuğun hiçbir zaman akıllanamayacak biri olduğuna kanaat getirmişler. ha iki, ha tek soru, çok da sikimde a q. ha, çocuğun adı sanırım casper'dı.

büyük patlamadan 5 saniye sonra evrenin büyüklüğü yaklaşık bir portakal kadarmış.

uyurken izleniyor hissine kapılmak pis bir duygu lan. gecenin karanlık bir vakti tv kutusundan garip sesler gelir, penceler sallanır ve bir ses seni çağırır. sıkıysa yatağa daha da bir gömülme de göreyim seni.

musa, sina dağına çıkınca yehova'ya yakarır: "tanrım, nolur, yüzünü göster bana." ve ardından yehova cevap verir: "önümü göremezsin, arkamı görürsün." nasıl yani!

1956 macar ayaklanmasında, kızılordu ve sovyet işgaline karşı bir hafta boyunca buda tepesindeki birliklerin, işin esası derme çatma başıbozuk askerinin komutanı bir türkmüş. kemal ekren adından birisi. ele geçirdikleri çek mitralyözleri, rus tüfekleri ve gazoz şişesinin içine benzin koyup paçavraya sardıkları molotof kokteylleriyle bir hafta boyunca kızılordu'nun anasını ağlatmışlar. zamanında engin ardıç yazmıştı bunu.

maximilien robespierre, ingilizlerden ihtilal zamanı rüşvet almayan tek kişidir. devrimin tüm önde gidenlerinin ingilizlerden para aldığı ispatlanmıştır.

emme basma tulumba gibi uyuyan insanlar vardır. sandalyelerinde son derece rahat bir şekilde uyumaya çalışırlarken kafaları öne düşer ve birden irkilirler, kafaları yukarı çıkar, sonra bir daha öne düşer, sonra tekrar çıkar, sonra tekrar iner, çıkar, iner ve "günaydın birader!"

"pim çek bomba at" bağırışına bayılıyorum.

üstad lafını hem islami kesim, hem de masonlar kullanır. ilginç bir durum.

esmerin adı oya, benzer güneşe aya. esmerin adı oya, koyayım ona doya doya.

tavuklar iyi beslenirse 25 saatte bir yumurtlar. o tavukların yediği yemleri biz yesek düz duvara tırmanırız.

arabesk fantazi ne lan! yoksa ibrahim tatlıses'in fantazileri mi?!

barbar, yerleşik hayata geçmemiş, yağma ile geçinen topluluklara denir. canilikle alakası yoktur.

aslı'nın babası o zamanki hükümdarın veziri olan bir ermenidir. aslı ile kerem aslında beşik kertmesidir. vezir, dinine uygun olmayacağını düşünür ve aslı'yı kerem'den kaçırarak diyar diyar dolaştırır. kerem de aslı'nın peşinden her yere gider. en sonunda aslı'yı kayseri civarında yakalar ve evlenirler. gerdek gecesi aslı'nın düğmeleri açılmaz. çünkü babası büyü yapmıştır ve kerem sazının teline vura vura, teker teker açar düğmeleri. sevişirler.

telemakhos, babasını bulmak için yola çıkamadan önce sarayı ele geçirip alem yapan ithaka'nın zengin kişileri tarafından şamar oğlanına çevrilen odysseus'un gururlu oğludur.

penelope ise kocası odysseus truva savaşından geri gelmeyince ithaka'nın ileri gelenlerince evi basılan ve içlerinden biri ile evlenmeye zorlanan kadındır. evlenmemek için bir kilim örmeye karar vermiş, ancak bu kilimi geceleri sökerek bitmemesini sağlamıştır. yaptığı hile anlaşılınca bu sefer odysseus'un yayını geren kişi ile evleneceği açıklamış ve geri dönen kocası bu yayı germiştir. özverili bir kadındır.

sevgilim yok. ama spekülasyonları engellemek için şimdilik birini bulacağım!

leon, fransa'da uzun versiyonu ile diğer ülkelerde ise kısa versiyonu ile gösterime girmiş bir filmdir. uzun versiyonunda matilda'nın gerçekten insan öldürdüğü sahneler varmış ve bu bölümler çocukların ruh ve sinir sistemine zarar verir hedesi yüzünden bazı ülkelerde kesilmiş. türkiye'de izlediğimiz kısa versiyonuymuş.

kibritle sigara yakmak kanser riskini azaltır. çünkü çakmakla yakıldığında çakmak gazını içinize çekerseniz.

1800'lerde aydın yöresinde devlete baş kaldırmış efeler, tıpkı ermeniler gibi suriye'ye sürülmüşlerdir. şam civarında yaşamaya devam etmektedirler.

dost kelimesinin uzun süren düşünme egzersizlerim sonunda 'dosdoğru' kelimesinden türediğini düşünüyorum. çünkü yamuk yapmayan kişiye "dost" denir.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails

...

ilet:

ytravisbickle@hotmail.com

Sayfalar

telif falan istemiyorum, iyi eğlenceler... Blogger tarafından desteklenmektedir.